15. Ceza Dairesi 2017/4571 E. , 2019/8386 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : TCK’nın 158/1-j, 35, 62, 52/2, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
TCK’nın 204/1, 62, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetlerine ilişkin hükümler; sanık müdafi tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü,
Sanık ... ile hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen sanık ..."in olay tarihinde katılan ... A.Ş."ye kredi başvurusunda bulundukları, daha sonra evraklar üzerinde yapılan incelemede ... adına düzenlenen çiftçi kayıt belgelerinin sahte olduğunun tespit edildiği ve kredi temin edilmeden polislere haber verilerek sanığın yakalandığı bu şekilde sanığın atılı suçları işlediği iddia olunan olayda;
1-Resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hüküm açısından; sahtecilik suçunun oluşabilmesi için, yapılan sahtecilikte aldatma kabiliyetinin bulunmasının zorunlu olduğu, aldatma kabiliyetinin bulunup bulunmadığının da belge aslı üzerinde hakim tarafından yapılacak bir incelemeyle belirleneceği, buna göre; dosya içerisinde bulunan fotokopi belgelerden sahte olduğu tespit edilen ÇKS belgesinin renkli fotokopi ile oluşturulduğunun belirtilmiş olması ve aslının mevcut olmaması nedeniyle fotokopiden ibaret olan belgelerin hukuki sonuç doğurmayacağının anlaşılması karşısında, resmi belgede sahtecilik suçunun unsurları itibariyle oluşmayacağı bu suç yönünden beraatine hükmedilmesi gerekirken yazılı şeklilde mahkumiyetine hükmedilmesi,
2-Nitelikli dolandırıcılık suçu yönünden; 5237 sayılı TCK"nın 158/1-j bendinde, dolandırıcılık suçunun, banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla işlenmesi nitelikli hal olarak kabul edilmiştir. Bu suçun oluşabilmesi için, kredi elde eden kişinin banka veya diğer kredi kurumu görevlilerini hile ile aldatmış olması gerekir. Krediyi alan kişinin aldatıcı herhangi bir eylemi olmaksızın, sırf banka elemanlarının kendi görevlerini layıkıyla yerine getirmemeleri yüzünden bir kredi açılmışsa dolandırıcılıktan değil, şartları varsa bankacılık suçundan bahsedilebilir. 5411 sayılı “Bankacılık Kanunu’nun 3. maddesinde banka, 48. maddesinde ise kredinin tanımı yapılmıştır. Tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlama suçun konusudur. Kredinin tahsis edilmesinin gerekli olup olmadığı, kredi verecek kuruluşun mevzuatında öngörülen düzenlemeler çerçevesinde belirlenir. Fiil, sahte kıymet takdiri raporları veya gerçeğe aykırı belgeler, bilançolar düzenleyerek hileli davranışıyla bunları aldatmaktadır.
Sanık aşamalarda ki savunmalarında; sanık ... adına kredi çekmek istediklerini kabul etmiş, ÇKS belgesinin sahteliğini bilmediğini savunmuş olması katılan bankaya verilen diğer belgelerin gerçek olması yine sahteliği tespit edilen ÇKS belgesinin fotokopi olup bu belgelerin gerçek olup olmadığı konusunda katılan banka tarafından denetim imkanının bulunması ve yapılan denetimde sahteliği tespit edilerek kredi temin edilmemiş olması karşısında sanığın katılan bankanın denetim imkanını ortadan kaldıracak hilesinin bulunmaması nedeniyle sanığın atılı nitelikli dolandırıcılık suçu yönünden beraatine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması;
Kabule göre;
5237 sayılı TCK"nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f) (j), (k) ve (l)bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari ve bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerekirken, yazılı şekilde fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, hükümlerin BOZULMASINA, 17/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.