14. Hukuk Dairesi 2014/16806 E. , 2016/3659 K.
"İçtihat Metni" T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16806
KARAR NO: 2016/3659 Y A R G I T A Y İ L A M I
Davacı-karşı davalı vekili tarafından, davalı-karşı davacı aleyhine 21.01.2011 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi kal ve ecrimisil istenmesi, davalı- karşı davacı vekili tarafından, davacı- karşı davalı aleyhine tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; asıl davanın kısmen kabulüne dair verilen 12.06.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı- karşı davalı ve davalı- karşı davacı vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Asıl dava, elatmanın önlenmesi kal ve ecrimisil, karşı dava temliken tescil isteğine ilişkindir.
Davacı- karşı davalı vekili, ... parsel sayılı taşınmazın maliki olan davalının, davacının .... parsel sayılı taşınmazına tecavüzde bulunduğunu belirterek elatmanın önlenmesi ve taşınmaz üzerinde tesis edilenlerin kal"ini ve 10.000,00 TL ecrimisil talep etmiştir.
Davalı karşı davacı, davacı kendisine ait ... parsel sayılı taşınmaza 1987 yılında bina yaptığını yirmidört yıldır taşınmazı, sınırları hiç değişmeden kullandıkları gerekçesiyle davanın reddini savunmuş, karşı dava ile de iyiniyetli olduğunu, muhdesatın daha kıymetli olduğu gerekçesiyle 1261 parsel sayılı taşınmazın nizalı kısmının bedeli davalıya ödenmek suretiyle tapusunun iptali ile .... sayılı parsele eklenmesini istemiştir.
Mahkemece, davacı- karşı davalı ....tarafından meni müdahale ve kal talebiyle .... parsele yönelik açılan davanın reddine, ecrimisil talebinin kabulü ile; 7.136,00 TL "nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı- karşı davacı taraftan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye 2.864,00 TL ecrimisil yönünden feragat sebebiyle talebin reddine, karşı davanın kabulü ile tecavüzlü .... parsele yönelik olarak teknik bilirkişinin krokisinde A ve B harfleri ile belirtilen 12,65 m2 ve 6,50 m2"lik kısmın .... parselden ifrazı ile ... parselle tevhidine, C harfi ile belirtilen kısım yol olarak kullanıldığından .... parsele tevhidine yer olmadığına karar verilmiştir.
Hükmü davacı- karşı davalı ve davalı- karşı davacı vekilleri temyiz etmiştir.
TMK"nın 684 ve 718. maddeleri hükümleri gereğince yapı, üzerinde bulunduğu taşınmazın mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) haline gelir ve o taşınmazın mülkiyetine tabi olur. Ancak, yasa koyucu somut olaydaki taşınmazların durumunu genel hükümlere bırakmamış, bu konumdaki taşınmazların maliki ile yapıyı yapan kişi arasındaki ilişkiyi TMK"nın 722, 723. ve 724. maddelerinde özel olarak düzenlemiştir. Uyuşmazlığın bu kapsamda değerlendirilmesi gerekecektir.
Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir.
TMK"nın 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiasıyla ileri sürülebilir.
Malzeme sahibinin TMK"nın 724. maddesine dayanarak tescil talebinde bulunabilmesi bazı koşulların varlığına bağlıdır;
a) Birinci koşul, malzeme sahibinin iyiniyetli olmasıdır.
TMK"nın 724. maddesi hükmünden açıkça anlaşılacağı üzere, taşınmaz mülkiyetinin yapı sahibine verilebilmesi için öncelikli koşul iyiniyettir. Öngörülen iyiniyetin TMK"nın 3. maddesinde hükme bağlanan sübjektif iyiniyet olduğunda da kuşku yoktur. Bu kural, malzeme sahibinin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da yapıyı yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder.
Malzeme sahibinin tescil istemi ile açtığı davada iyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan malzeme sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur. Ayrıca iyiniyet inşaatın başladığı andan tamamlandığı ana kadar devam etmelidir. (Sübjektif koşul)
İyiniyet koşulunun gerçekleşmediği durumlarda diğer koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılmasına gerek bulunmamaktadır.
b) İkinci koşul, yapı kıymetinin taşınmazın değerinden açıkça fazla olmasıdır. (Objektif koşul)
c) Üçüncü koşul ise yapıyı yapanın (malzeme sahibinin), taşınmaz malikine uygun bir bedel ödemesidir.
d) Yukarıda değinilen üç koşulun yanısıra, yapının bulunduğu arazi parçası davalıya ait taşınmazın bir kısmını kapsıyor ise tescile konu olacak yer, inşaat alanı ile zorunlu kullanım alanını kapsayacağından mahkemece iptal ve tescile karar verebilmek için bu kısmın ana taşınmazdan ifrazının da mümkün olması gereklidir.
Somut uyuşmazlıkta, dava konusu taşınmazların 1973 yılında çapa bağlandığı ve 1987 yılında yapılan imar uygulamasıyla oluştuğu, 1987 yılında yapılan imar uygulamasına ait ölçü ve krokilerde ... parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan binanın gösterilmediği fen bilirkişisi tarafından düzenlenen 18.07.2011 tarihli rapordan anlaşılmaktadır. Davacı- karşı davalının .... parsel sayılı taşınmazına tecavüz teşkil eden ve temliken tescile konu olan 18.07.2011 tarihli fen bilirkişi raporunda "A" ve "B" harfleri ile gösterilen kısmında bulunan binanın .... parsel sayılı taşınmazın imar uygulamasıyla oluşmasından sonra yapıldığı anlaşılmaktadır. Temliken tescil nedenine dayalı olarak tapu iptali ve tescil isteminde bulanabilmek için öncelikli koşul malzeme sahibinin iyiniyetli olmasıdır. Malzeme sahibinin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesi veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmaması ya da yapıyı yapmakta haklı bir sebebinin bulunması gerekir. 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan malzeme sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur. Buna göre temliken tescil isteminin ilk koşulu olan iyiniyet iddiası kanıtlanamamıştır.
Bu durumda mahkemece, temliken tescil talebinin reddi, elatmanın önlenmesi ve kal talebinin kabulü gerekirken, yazılı gerekçeyle temliken tescil talebinin kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı- davalı ...."in vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı- davacı ....."in temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itbaren 15 günlük yasal süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.03.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.