Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/2351
Karar No: 2015/8082
Karar Tarihi: 14.05.2015

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2015/2351 Esas 2015/8082 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2015/2351 E.  ,  2015/8082 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Davacı, yurtdışında çalışmaya başladığı tarihin Türkkiye içinde sigortalılık başlangıç tarihi olduğunun ve tahsis tarihini takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
    Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

    K A R A R

    Dava, davacının Alman Rant Sigortasına giriş tarihinin Türkiye"de hizmet başlangıcı olarak kabul edilmesi ve tahsis talep tarihini takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece istemin kabulüne ilişkin verilen 25.06.2013 tarih, 2012/696 E. -2013/697 K. sayılı Karar, Dairemizin 17.06.2014 tarih, 2013/14808 E., 2014/14057 K.sayılı Kararı ile, "davacının 28.01.1985-31.12.1990 tarihleri arasında "Gebelik/Analık Koruması (Schwangerschaft/Mutterschutz)" ve "çocuk yetiştirme (Pflichtbeitragszeit für Kindererziehung)" nedeniyle sigorta kapsamına alındığı ve bu dönemde fiili çalışmasının bulunmadığı, bu tarihten sonraki sigortalılığının 08.01.2001 – 30.06.2003 tarihleri arasında "kısa süreli primden muaf çalışmadan (Geringfügige versicherungsfreie Beschäftigung)" kaynaklandığı, Türkiye’deki sigortalığının 5510 sayılı Kanunun 4-a maddesi kapsamında 29.09.2011 - 13.10.2011 tarihleri arasında olduğu, davacının Almanya’daki sigortalı sürelerinden 04.03.1995 – 29.03.1998 ve 22.06.2000 – 12.09.2011 tarihleri arasındaki 5150 günlük süreyi borçlanarak tahakkuk ettirilen primleri 12.04.2012 tarihinde ödediği, Türkiye’deki sigorta başlangıç tarihi olan 29.09.2011 tarihinden, borçlanılan gün sayısı olan 5150 gün (14 yıl 3ay 20 gün) geriye götürülürse sigorta başlangıç tarihinin 09.06.1997 tarihi olduğu, bu tarihe göre davacının 506 sayılı Kanunun geçici 81/B-o maddesi uyarınca 20 yıl sigortalılık süresini tamamlamak, 54 yaşını doldurmak ve en az 5975 gün prim ödeme şartını gerçekleştirmek şartıyla yaşlılık aylığına hak kazanacağı, davacının tahsis talep tarihinde 47 yaşında olduğu, 5165 gün primi ödenen günü olduğu ve 14 yıl 6 ay 21 gün sigortalılık süresinin olduğu, buna göre davacının yaşlılık aylığına hak kazanamayacağı, Kurum işleminin yerinde olduğu” gerekçesi ile bozulmuştur.
    Mahkemece bozma kararına uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
    Her ne kadar bozma kararına uyma usulü kazanılmış hak doğurur ise de, usulü kazanılmış hakkı ortadan kaldıran yeni bir içtihadı birleştirme kararının çıkması, geçmişe etkili yeni bir yasanın yürürlüğe girmesi, usulü kazanılmış hak gereğince uygulanması gereken yasa hükmünün Anayasa Mahkemesi tarafından iptali, maddi hataya dayalı bir bozma kararına uyma gibi durumlar usulü kazanılmış hakkın gerçekleşmesine engel olur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2004/21-298 E. 2004/252 K., 2003/11-277 E. 2003/295 K., 2006/15-275 E. 2006/366 K., 2001/2-430 E. 2001/ 432 K., 2006/4- 519 E. 2006/ 527 K. no’lu kararları da bu yöndedir.
    Dairemizin bozma kararından sonra 10.09.2014 tarihinde kabul edilen ve 11.09.0214 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanunun 28. maddesi ile 3201 sayılı Kanunun 1. maddesinde, 6552 sayılı Kanunun 29. maddesi ile 3201 sayılı Kanunun 5. maddesinde değişiklik yapılmış ve 6552 sayılı Kanunun 30. maddesi ile de 3201 sayılı Kanuna geçici 8. madde eklenmiştir.
    Yurtdışındaki sigortalılık başlangıcının Türkiye’de sigorta başlangıcı olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceğine ilişkin 3201 sayılı Kanunun 5. maddesinin incelenmesinde;
    I) 6552 Sayılı Kanun Öncesi Dönem
    Kurum uygulamasında sigortalılık başlangıç tarihi 3201 sayılı Kanun"un 5. maddesine göre borçlanılan süre kadar geriye gidilmek suretiyle bulunmakta ve 3201 sayılı Kanun"un 5. maddesinin son fıkrasına göre uluslararası sözleşmelerde yer alan başlangıç tespitine dair hükümlere dayalı tespit talepleri reddedilmekte iken Yargıtay 10. ve 21.Hukuk Dairelerinin yerleşik içtihatlarında; uluslararası sözleşmede yer alan sigortalılık başlangıç tarihine dair hükümler doğrultusunda belirlenen sigortalılık başlangıç tarihinin aylık koşullarının belirlenmesinde dikkate alınmasının gerektiği ifade edilmekteydi.
    II) 6552 Sayılı Kanun Sonrası Dönem
    Kurum uygulamasının uluslararası sözleşmelere aykırı olmasının doğurduğu uyuşmazlıkların önüne geçilmesi amacıyla 10.09.2014 tarih ve 6552 sayılı Kanun"un 29. maddesi ile 3201 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin beşinci fıkrasına "Ancak, uluslararası sosyal güvenlik sözleşmelerinde Türk sigortasına girişinden önce âkit ülke sigortasına girdiği tarihin Türk sigortasına girdiği tarih olarak kabul edileceğine ilişkin özel hüküm bulunan ülkelerdeki sigortalılık sürelerini borçlananların âkit ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak kabul edilir.” cümlesi eklenerek sözleşmeye dayalı sigortalılık başlangıç tarihi 3201 sayılı Yasa"daki yerini almıştır.
    6552 sayılı Kanun"la yapılan düzenleme ile uluslararası sosyal güvenlik sözleşmelerine dayalı sigortalılık başlangıç tarihinin ülkemizde başlangıç kabul edilebilmesi için bu tarihin çalışma başlangıcı olması ve borçlanma koşulları getirilmiştir.
    A) Borçlanma Koşulu
    Anayasa"nın 90. maddesi uyarınca yöntemine göre yürürlüğe girmiş uluslararası sözleşme hükümleri 3201 sayılı Kanunun 5. maddesinden önce uygulanma önceliğine sahip olduğundan ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi bulunan ülkelerde ilk defa çalışmaya başlanılan tarihin ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilebilmesi için borçlanma talebinde bulunulması veya kısmen de olsa borçlanma bedelinin ödenmesi zorunlu değildir.
    Uluslararası sözleşmelere konulan bu yöndeki hükümlerin amacı; yurtdışında çalışan Türk vatandaşlarının ülkemize dönmesi halinde uzun vadeli sigorta kollarından sağlanan haklar yönünden önem arz eden sigortalılık başlangıç tarihinin belirlenmesinde, ülkemizde çalışan sigortalılar ile aynı koşullara tabi tutmak olup bu hüküm 3201 sayılı Yasa"da yer alan yurtdışı borçlanma hükümlerinden bağımsız bir sosyal güvence olduğundan uygulanması için borçlanma koşulu da aranmaz.
    Yurtdışında çalışan Türk vatandaşlarının yurtdışında geçen hizmetlerinin borçlandırılarak ülkemiz sosyal güvenlik mevzuatına malullük, yaşlılık ve ölüm (uzun vadeli sigorta kolları) hallerinde Türkiye’de geçmiş hizmet gibi değerlendirilmesini sağlamak amacıyla yürürlüğe giren 30.05.1978 tarih ve 2147 sayılı Kanun ile 08.05.1985 tarih ve 3201 sayılı Kanun"ların kendilerinden önce yürürlüğe giren uluslararası sözleşmeler ile yabancı bir ülkede çalışan Türk vatandaşlarına tanınan sosyal güvenlik haklarını koşula bağlaması, ortadan kaldırması veya sınırlaması da Anayasa"nın 90. maddesinin açık hükmü karşısında mümkün değildir.
    B) Çalışma Koşulu
    10.09.2014 tarih ve 6552 sayılı Kanun"un 29. maddesi ile 3201 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin beşinci fıkrasına eklenen cümle ile uluslararası sosyal güvenlik sözleşmelerinde yer alan sigortalılık başlangıç tarihine dair hükümlerin uygulanabilmesi için akit ülkede çalışma başlangıcı aranmıştır. Sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti için işe giriş (çalışma) aranacağı madde gerekçesinde de açıkça ifade edilmiştir.
    Sosyal güvenlik hakkı temel bir insan hakkı olup, çağdaş anayasaların tümünde bu anlayışa yer verilmiştir. Cumhuriyetimizin temel niteliklerinin belirlendiği Anayasa’nın 2. maddesinde, “Devletin sosyal bir hukuk devleti” olduğu hükme bağlanmış, 60. maddesinde de herkesin sosyal güvenlik hakkına sahip olduğu, Devletin bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alıp, gerekli teşkilatı kuracağı öngörülmüştür.
    Anayasamızın 62. maddesi “Devlet, yabancı ülkelerde çalışan Türk vatandaşlarının aile birliğinin, çocuklarının eğitiminin, kültürel ihtiyaçlarının ve sosyal güvenliklerinin sağlanması, anavatanla bağlarının korunması ve yurda dönüşlerinde yardımcı olunması için gereken tedbirleri alır.” hükmünü içermektedir.
    Türkiye"nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerde sigortalılık başlangıç tarihinin tespitine yönelik hükümlerin ve akit ülkelerin sosyal sigortaya ilişkin mevzuatlarının birbirinden farklı olması nedeniyle bu ülkeler arasındaki uygulama farklılıklarını en aza indirmek, Anayasamızın 62. maddesi gereğince yabancı ülkelerde çalışan Türk vatandaşlarının sosyal güvenliklerinin sağlanması yönündeki uygulamanın, yurt içinde fiili çalışma veya isteğe bağlı prim ödeyenlere göre hak ve adalet duygularını sarsacak derecede avantajlar sağlamasının önlenebilmesi için 3201 sayılı Kanun"un 5. maddesine eklenen cümle ve Kanun gerekçesinde yazılı olduğu üzere çalışma (işe giriş) aranması doğru ve yerinde bir anlayıştır.
    Öte yandan, uluslararası sözleşmelerde yer alan "sigorta kapsamına girme" kavramının yorumu sonucunda ortaya çıkan tablonun; sosyal güvenlik hakkının sağlanmasına yönelik tedbir kapsamını aşarak kabulü mümkün olmayan bir avantaja dönüşmemesi gerektiği ve yabancı ülkelerde çalışan Türk vatandaşlarının sosyal güvenliklerinin sağlanması çabasının yurt içinde fiili çalışma veya isteğe bağlı prim ödeyenler yönünden eşitsizliğe neden olmaması gerektiği de unutulmamalıdır.
    C) Kurum Uygulaması
    Kurumun 29.09.2014 tarih ve 2014/27 sayılı genelgesi ile Kanun metni ve gerekçesine aykırı bir biçimde çalışma (işe giriş) niteliğinde olmayan sürelerin de (çocuk yetiştirme vb) sigortalılık başlangıç tarihinin tespitinde dikkate alınması gerektiği ifade edilmiştir.
    Yukarıda yer alan hukuksal açıklamalar ışığında; 15.05.1964 doğumlu davacının 28.01.1985 tarihinden itibaren Gebelik/analık koruması nedeniyle Almanya"da sigorta kapsamına alınması nedeniyle bu tarihin sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespiti ve buna göre yaşlılık aylığın şartlarının tamam olduğunun tespiti gerekirken yazılı biçimde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.


    Yapılacak iş, mevcut düzenlemeler karşısında davanın kabulüne karar vermekten ibarettir.
    O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi