Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
HUMK"nun 443/4. maddesi gereğince ".... aile ve şahsın hukukuna mütedair hükümler katiyet kesbetmedikçe icra olunamaz."Anılan maddede belirtilen hükümler, Türk Medeni Kanun"un "Kişiler Hukuku" ve "Aile Hukuku" kitaplarında yer alan konulara ilişkin tüm hükümler olmayıp, kişinin doğrudan şahsı ya da ailevi yapısı ile ilgili hukuki durumunda değişiklik yaratan ilamlar ile bu ilamların fer"i (eki) niteliğindeki hükümlerdir. (Örneğin ad, soyad, yaş tashihi, velayetin nez"i, babalık davası, nesep tashihi, boşanma ve bunun fer"i niteliğindeki hükümler gibi ...)
Somut olayda takibin dayanağı olan ilam, eşya ve takı bedelinden kaynaklanan alacağa ilişkin olup, bu nevi ilamlar, konu olarak anılan kanunun "Aile Hukuku" kitabında yer alsa da, tarafların şahsı ya da ailevi yapılarına ilişkin durumlarında bir değişiklik yaratmayan, sonuçları itibariyle ancak tarafların mal varlığını etkileyebilen, boşanma ilamının fer"i niteliğinde olmayıp ondan bağımsız olan edaya ilişkin ilamlardır. Bu nitelikleri itibariyle de takı bedelinden kaynaklanan alacağa ilişkin ilamların, diğer edaya ilişkin ilamlar gibi, kesinleşmeden icraya konulmaları mümkündür.
O halde mahkemece borçlunun şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken ilamın kesinleşmediğinden bahisle takibin iptali isabetsizdir.
SONUÇ  : Alacaklının  temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 06/12/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.