Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Kambiyo senetlerine özgü takipte keşideci - borçlu; dayanak çekin usulüne uygun olarak ibraz edilmediğini, keşide tarihi olan 04.05.2008 tarihi ile 30.01.2009 tarihleri arasında zamanaşımının gerçekleştiğini, ibraz şerhindeki tarihin tahrif edildiğini, lehdara ödeme yapıldığını, süresinde ibraz olmadığından keşideciye müracaat hakkının düştüğünü, çekin kambiyo senedi vasfını yitirdiğini beyan ederek takibin iptalini, tazminata ve para cezasına hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; ibraz kaşesi içerisinde bulunan 19 Şubat 2008 tarihinin siyah mürekkepli kalemle üstünden gidilerek 02 Mayıs 2008 tarihine dönüştürüldüğü Adli Tıp Kurumu raporuyla belirlendiğinden, ibraz tarihi olan 19 Şubat 2008 tarihi ile 20.02.2009 tarihi arasında zamanaşımının gerçekleştiği gerekçesiyle davacı borçlu yönünden İİK"nun 71/2. maddesi delaletiyle aynı yasanın 33/a maddesi gereğince icranın geri bırakılmasına,karar verilmiştir.
Takip dosyası incelendiğinde; 04.05.2008 keşide tarihli çekin Adli Tıp Kurumu raporuyla belirlendiği üzere 19.02.2008 tarihinde ibraz edildiği, 31.10.2008 tarihinde Adana 8. İcra Müdürlüğü"nün 2008/10621 E. sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü yolla takibe konulduğu, borçlunun yetki itirazında bulunması üzerine Adana 2. İcra Hukuk Mahkemesi"nin 26.11.2008 tarih ve 2008/942 E. 2008/976 K. sayılı kararı ile yetki itirazının kabulü ile talep halinde dosyanın Gaziantep nöbetçi icra müdürlüğüne gönderilmesine karar verildiği, alacaklı vekilinin 04.12.2008 tarihli talebi üzerine dosyanın Gaziantep nöbetçi icra müdürlüğüne gönderildiği, Gaziantep 8. İcra Müdürlüğü"nün 2009/2881 Esasına kaydedildiği ve borçluya ödeme emrinin 13.02.2009 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür.
TTK"nun 708/1. maddesine göre çeklerin 10 gün içerisinde muhatap bankaya ibrazı gerekmektedir.
TTK"nun 692/5. maddesi uyarınca çekte keşide gününün belirtilmesi zorunludur. Keşide gününü içermeyen senedin çek niteliği kazanmasına olanak yoktur. Bu zorunluluk anılan Yasanın 708/son fıkrasında öngörülen" yukarıda yazılı müddetler, çekte keşide günü olarak gösterilen tarihten itibaren işler" yolundaki hükmün doğal bir sonucudur. Senette keşide tarihinin gerçeğe aykırı biçimde gösterilmiş olmasının çekin geçerliliğine etkisi konusunda TTK.nun "vade" kenar başlıklı 707. maddesinin göz önünde tutulması gerekir. Anılan madde hükmüyle, yasa koyucu sonraki tarihli çekıerin geçerliliğini açık bir biçimde
kabul etmektedir. Yasal ibraz sürelerinin başlangıç tarihi çekte keşide günü olarak gösterilen tarihtir. Gerçek ihdas, ibraz süresi hesabının başlangıcı olamaz. Bilimsel öğretide de kabul edildiği gibi, keşide tarihi senedin gerçekten tedavüle çıkarıldığı tarih olmayıp, üzerinde yazılı bulunan tarihtir. Bu durum, çekin, üzerinde yazılı keşide tarihinden önce ya da sonra tedavüle çıkarılmasına olanak vermekte, dolayısıyla ibraz sürelerini kısaltmak veya uzatmak olanağı doğmaktadır (lLHO. 07.05.1981 Tarih ve 1981/1850-2241 S.K.) (F.Özten Kıy.Ev.Huk.S.l054).
TTK"nun 726. maddesi hükmüne göre, (Hamilin keşideci ve diğer çek borçlarına karşı haiz olduğu müracaat hakları ibraz müddetinin bitiminden itibaren 6 ay geçmekle) zamanaşımına uğrar.Çekin keşide tarihinden önce ibraz edilmiş olması Yasanın açık hükmü karşısında sonuca etkili değildir.
Somut olayda; ibrazın usulüne uygun olduğu, takibe konu 04.05.2008 keşide tarihli çekin 31.10.2008 tarihinde Adana 8. İcra Müdürlüğü"nün 2008/10621 E. sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü yolla takibe konulduğu, keşide tarihine göre l0 günlük ibraz müddetinin bitiminden itibaren başlayan 6 aylık zamanaşımı süresinin dolmadığı, Adana 2. İcra Hukuk Mahkemesi"nin 26.11.2008 tarihli kararı üzerine, alacaklı vekilinin 04.12.2008 tarihinde dosyanın Gaziantep nöbetçi icra müdürlüğüne gönderilmesini talep ettiği ve Gaziantep 8. İcra Müdürlüğü"nün 2009/2881 E. dosyasından çıkartılan ödeme emrinin borçluya 13.02.2009 tarihinde tebliğ edildiği, bu halde yetkili icra dairesince bakılan bu takibin, yetkisiz icra dairesinde yapılan takibin devamı niteliğinde olduğu, bu durumda zamanaşımının gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. Mahkemece borçlunun diğer itiraz ve şikayetleri incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken zamanaşımının gerçekleştiği gerekçesiyle İİK"nun 71/2. maddesi delaletiyle aynı yasanın 33/a maddesi gereğince icranın geri bırakılmasına karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Tarafların temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 05/12/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.