Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
HUMK.nun 443/4. maddesi gereğince gayrımenkule ve buna ilişkin ayni haklara dair hükümler kesinleşmedikçe icra edilemez. Bu nedenle aynı ilamda yazılı eklentilerin de infazının istenebilmesi için ilamın kesinleşmesi zorunludur. Buna karşılık, gayrımenkulün aynına ilişkin olmayan (gayrimenkul üzerindeki kişisel "şahsi" haklara ilişkin olan) ilamların icraya konulabilmesi için bunların kesinleşmelerine gerek yoktur. Yani bu ilamlar kesinleşmeden icraya konulabilir (Prof Dr. Baki Kuru, İcra İflas Hukuku, 3 ci lt, sf:2212). Somut olayda takip konusu Kadıköy 3. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 04.12.2009 tarih ve 2008/273 esas - 2009/532 karar sayılı ilamının incelenmesinde; davaya konu 18 nolu bağımsız bölüm borçlunun babası adına kayıtlı iken, 3. şahıs tarafından 16.08.2005 tarihinde satın alındığı, bu kişiden alacaklının 09.02.2009 tarihinde dava devam ederken taşınmazı satın aldığı, satın alma tarihinde borçlunun taşınmazda ikamet ettiği, bu tarihten sonra kiracılık sıfatı bulunmaksızın taşınmazı kullandığı için fuzuli şagil durumuna düşen borçlunun el atmasının önlenmesi ve ecrimisile hükmedilmesinin talep edildiği, mahkemece de el atmanın önlenmesine, ecrimisil talebinin reddine karar verildiği görümektedir. Bu durumda taşınmazın aynı ihtilaflı olmadığından ilamın infazı için kesinleşmesine gerek bulunmamaktadır. Daha önce aynı konuda, dayanak ilamın kesinleşmesine gerek olmadığına dair İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesi"nin 2010/2654 esas, 2010/2395 karar sayılı kararı, Dairemizin 29/09/2011 tarih ve 2011/1683 esas, 2011/17078 karar sayılı ilamı ile onanmıştır. O halde şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken ilamın taşınmazın aynı ile ilgili bulunduğu, kesinleşmeden icra takibine konulamayacağından bahisle kabulü yönünde hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ  : Alacaklının  temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 28/11/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.