
Esas No: 1994/2826
Karar No: 1995/737
Karar Tarihi: 16.02.1995
Danıştay 4. Daire 1994/2826 Esas 1995/737 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacıya, 1990 yılında bir şahsa verdiği borç paradan dolayı elde ettiği faiz gelirini beyan etmediği gerekçesiyle vergi incelemesi yapılmış ve tarhiyat yapılmıştır. Davacı, faizsiz olarak borç verildiğini ve faiz gelirinin henüz tahsil edilmediğini ileri sürerek mahkeme kararının bozulmasını istemiştir. Mahkeme, davacının ticari işlem yapmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Ancak, davacının elde ettiği faiz geliri menkul sermaye iradı olarak vergilendirilmelidir. Kanun maddesi olarak 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 1.maddesi belirtilmektedir. Menkul sermaye iradının vergilendirilebilmesi için, iradın tahakkuku ile birlikte ona hukuken ve iktisaden tasarruf edilebilmesi, yani irat sahibinin emrine amade hale gelmesi gerekmektedir.
Daire : DÖRDÜNCÜ DAİRE
Karar Yılı : 1995
Karar No : 737
Esas Yılı : 1994
Esas No : 2826
Karar Tarihi : 16/02/995
MENKUL SERMAYE İRADININ VERGİLENDİRİLEBİLMESİ İÇİN, İRADIN TAHAKKUKU İLE BİRLİKTE ONA HUKUKEN VE İKTİSADEN TASARRUF EDİLMESİ, YENİ İRAD SAHİBİNİN EMRİNE AMEDE HALE GELMESİ GEREKTİĞİ HK.
Borç para verme işi ile uğraştığı ve bu işten elde ettiği geliri beyan etmediği öne sürülen yükümlü adına 1990 yılı için vergi inceleme raporunda bulunan matrah farkı üzerinden gelir vergisi salınıp, kaçakçılık cezası kesilmiştir. ...Vergi Mahkemesi … günlü ve K:… sayılı kararıyla; ticaretle uğraşan bir kişinin önemli miktarlardaki parayı aralarında ticari ilişki ve yakın akrabalık bulunmayan bir kişiye faizsiz olarak vermesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Yükümlü, söz konusu borcun faizsiz olarak verildiğini ve faiz geliri olarak alındığı öne sürülen bononun henüz tahsil edilmediğini ileri sürerek mahkeme kararının bozulmasını istemektedir.
Uyuşmazlık, 1990 yılında bir şahsa verdiği borç paradan dolayı elde ettiği faiz gelirini beyan etmediği öne sürülen davacı adına yapılan tarhiyata ilişkindir.
Olayda, davacının … adlı bir şahıs vasıtasıyla S.S. İstanbul … Konut Yapı Kooperatifi'ne borç para verdiği ve bu borç paradan dolayı faiz karşılığı için senetler düzenlendiği kooperatif kayıtlarıyla sabittir. Borç verilen para davacıya ait bulunduğuna göre, faizinin de davacıya ait olduğunun kabulü gerekir. Ancak, davacı ilgili yılda sadece bir kişiye ve bir defa borç para verdiği için bu işi meslek haline getirdiği söylenemez. Dolayısıyla elde edilen faiz gelirinin ticari kazanç değil, menkul sermaya iradı olarak vergilendirilmesi gerekmektedir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 1.maddesinde, kazanç ve iratların vergilendirilmesinde elde etmenin esas olduğu hükme bağlanmıştır.
Menkul sermaye iradının vergilendirilebilmesi için, iradın tahakkuku ile birlikte ona hukuken ve iktisaden tasarruf edilebilmesi, yani iratsahibinin emrine amade hale gelmesi gerekmektedir. Davacının, verdiği borç para karşılığında faiz olarak 5.5.1990 günlü 350.000,-liralık bono aldığı ve bu bononun vadesinde ödenmemesi üzerine kanuni takip yapıldığı, senedi keşide eden kooperatifin bir kısım arsalarının ihale yoluyla satışa çıkarıldığı ve ihalenin davacı üzerinde kaldığı, ancak ihaleye itiraz edildiğinden satış bedelinin, teminat mektubu olarak icra dosyasına yatırıldığı, dava dosyasından anlaşılmaktadır. Bu durumda ilgili dönemde davacının faiz gelirini henüz elde edemediği açıktır.
Dolayısıyla ortada henüz vergilendirilmesi gereken bir menkul sermaye iradı bulunmamaktadır.
Bu durumda söz konusu geliri, ticari kazanç olarak değerlendirerek elde edildiğinin kabulü ile davayı reddeden mahkeme kararında isabet bulunmamaktadır.
Bu nedenle, ….Vergi Mahkemesinin … günlü ve … sayılı kararının bozulmasına karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
