Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/15318
Karar No: 2017/2389
Karar Tarihi: 25.04.2017

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/15318 Esas 2017/2389 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2015/15318 E.  ,  2017/2389 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada ... 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 16/07/2015 tarih ve 2014/440-2015/593 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin 01/12/2004 tarihinden 31/07/2010 tarihine kadar davalı şirkette genel müdür olarak çalıştığını, çalışmasının sona ermesinden sonra 01/07/2011 tarihinde bir araya gelen tarafların müvekkilinin davalı şirkette çalışmasından doğan prim alacaklarının, kendisine satışı yapılan araç bedeli düşüldükten sonra 150.000,00 TL olduğu hususunda anlaşmaya vardıklarını, müvekkilinin alacağından oluşan şirket borcunu diğer davalının da üstlendiğini, 150.000,00 TL"den oluşan alacağın 25.000,00 TL"sinin 30/07/2011 tarihine kadar, 25.000,00 TL"sinin 30/06/2012 tarihine kadar ödenmesi, kalan 100.000,00 TL karşılığında ...A.Ş."nin %3 payının 30/07/2011 tarihine kadar verilmesinin taahhüt edildiğini oysa davalıların ödemeyi yapmadıkları gibi şirket hisse devrini de gerçekleştirmediklerini, davalılara yapılan ihtarın da sonuçsuz kalması üzerine aleyhlerine icra takibi başlattıklarını ancak, davalıların haksız itirazı ile takibi durdurduklarını ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamını ve davalılar aleyhine tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili, müvekkilinin hisseyi devre hazır olduğunu, hisse devri yerine bedel talebinin mümkün olmadığını, muaccel olmayan alacak talebinin sözleşmeye ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin 30/07/2011 tarihli ödemeyi yapmamasının iradesi dışında olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Diğer davalı şirket vekili, davacının 30/11/2004 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesi ile 01/12/2014 tarihinden itibaren müvekkili şirkette genel müdür unvanı ile işveren vekili olarak çalışmaya başladığını ve çalışmasının 31/07/2010 tarihine kadar devam ettiğini, davacıya çalışması karşılığında sözleşme ve 2007-2008 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan kararlar kapsamında belirlenen ücretlerin eksiksiz ödendiğini, müvekkili tarafından davacıya prim ödemesi yapılacağına dair bir düzenlemenin bulunmadığını, 01/07/2011 tarihli sözleşmeye diğer davalının sadece kendi adına imza attığını, anılan davalının müvekkilini sorumluluk altına sokacak temsil yetkisinin de bulunmadığını ve dolayısıyla müvekkili yönünden bağlayıcı olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 01/12/2004 tarihinde imzalanan ve davacı lehine davaya konu mali hakları içeren haklarla ilgili olarak davacının da yöneticilik sıfatının devam etmesine rağmen hiçbir itirazı kayıt konulmadan bu haklardan daha az olan edimlerin kabul edilmiş olması karşısında sözleşmenin 4.m. hakların hiç uygulanmadığı kanaatine ulaşıldığı ayrıca, davaya konu 01/07/2011 tarihli sözleşmede davalı şirketin temsil edilmediği, dolayısıyla şirketin bu sözleşmeden sorumlu olmadığı kaldı ki, sözleşme tarihinden önce sözleşmede imzası bulunan davalı ..."in şirketi temsil yetkisinin kalmadığı ve bunun davacı tarafından da bilinebilecek bir durum olduğu, anılan sözleşmenin yazılış şekline göre, davalı ..."in davacının alacağı olarak ileri sürülen hususları bağımsız olarak üstlendiğine ve borç altına girdiğine dair bir açıklama ve anlamın söz konusu olmadığı, davalı şirketin sözleşmelerden ötürü herhangi bir talep edilebilir borcu bulunmadığından ve de diğer borçlunun sözleşme içeriğine göre şahsi sorumluluğunu doğurur bir taahhüdü de olmadığından, davacı tarafça yemin delili de kullanılmadığından davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle, reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    1- Davacı tarafça, davalı şirkette genel müdür olarak çalışması nedeniyle hak kazandığı prim alacaklarının ödenmesi hususunda taraflarca akdedilen sözleşmeden kaynaklanan edimin davalılarca yerine getirilmediği iddiasına dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olarak açılan işbu davada, mahkemece dava konusu 01/07/2011 tarihli sözleşmede davalı ...’un davacının alacağı olarak ileri sürülen hususları bağımsız olarak üstlendiğine ve borç altına girdiğine dair bir açıklama ve anlamın bulunmadığından bahisle anılan davalı yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
    Ancak, davacı ile işbu davalı arasında akdedilen 01/07/2011 tarihli sözleşme metni incelendiğinde; ""...Taraflar ..."ın NB ... A.Ş"deki çalışmalarından doğan prim alacakları toplamının kendisine satışı yapılan araç bedeli düşüldükten sonra 150.000 TL olduğunu ve bu tutarı ödemeyi ..."un üstlendiği hususunda mutabakata varmışlardır..."" açıklaması ile davalı ödemeyi şahsen taahhüt ettiği gibi, davalının cevap dilekçesi ile de borcu kabul ettiğinin anlaşılması karşısında işbu davalı yönünden yanılgılı değerlendirmeye dayalı, yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru olmamış, bu nedenle davacının davalı ...’a yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile kararın anılan davalı yönünden bozulması gerekmiştir.
    2- Davacı vekilinin davalı şirket yönünden temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, davacı ile davalı ... arasında akdedilen ve borcun nakli sözleşmesi niteliğinde olan sözleşme asıl borçlunun borçtan beraatini tazammun eder nitelikte olduğundan, mahkemece davalı şirket aleyhine açılan davanın bu nedenle reddi gerekirken davacı ile davalı şirket arasında borç sebebi bulunmadığı, olsa dahi bu borcun ifası talep edilmemiş olmakla borcun sukut ettiği gibi olaya ve yasaya uymayan gerekçe ile anılan davalı hakkındaki davanın reddine karar verilmiş olması doğru değil ise de, sonucu itibariyle doğru olan kararın HUMK 437/7. maddesi gereğince açıklanan bu gerekçe ile onanmasına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin davalı ... yönünden temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin davalı şirkete yönelik tüm temyiz itirazlarının reddi ile sonucu itibariyle doğru olan hükmün değişik gerekçe ile ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 25.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi