4. Ceza Dairesi 2020/19255 E. , 2020/18906 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Kasten yaralama, hakaret, tehdit
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
A- Sanık hakkında kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün temyizinde;
Sanık hakkında kasten yaralama suçundan bozma öncesi kurulan mahkumiyet hükmünün Dairemizin 01/10/2019 tarih, 2018/1739 esas, 2019/13472 sayılı kararıyla temyiz isteminin reddedilmesi sonucunda kesinleşmesi karşısında; bozma sonrası yargılama neticesinde ikinci kez dava konusu olmayan bu suçtan, sanığın tekrar mahkumiyetine karar verilmesi hususunun yok hükmünde değerlendirileceği,
Anlaşıldığından, sanık ..."nun temyiz davası isteği hakkında bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
B- Hakaret ve tehdit suçlarından kurulan hükümlerin temyizine gelince,
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak,
1- Sanığın, mağdura "elinde bulunan copu g... sokarım, seni burada yaşatmam" dediği olayda, sözlerin bütün halinde tehdit suçunu oluşturduğu düşünülmeden, suç vasfında yanılgıyla hakaret ve tehdit suçlarından ayrı ayrı mahkûmiyet kararları verilmesi,
2- Bir nolu bozmaya uyulması halinde;
17/10/2019 gün ve 7188 sayılı Kanun"un 24. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nın 251. maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiştir.
Ancak bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 7188 sayılı Kanun"un 31. maddesiyle, 5271 sayılı CMK"ya eklenen geçici 5. maddenin (d) bendi ile; "01/01/2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz" hükmü getirilmiştir.
Konuyu somut norm denetimi yoluyla inceleyen Anayasa Mahkemesi (25/06/2020, 2020/16, 2020/33; R.G. 19/08/2020, Sayı: 31218), sözü geçen geçici 5/d maddesindeki hükmün, "kovuşturma evresine geçilmiş" ibaresinin aynı bentte yer alan, "basit yargılama usulü" yönünden Anayasa"nın 38. maddesine aykırı görerek iptaline karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesi kararında, hükme bağlanmış dosyalarla ilgili iptale karar verilmemiş ise de, 5271 sayılı Kanun"un 2/1-(f) maddesince hükme bağlanmış dosyalarla ilgili olarak kovuşturma evresinin kesinleşmeye kadar devam etmesi ve aynı Yasanın 251/3. maddesi gereği mahkûmiyet hükmü verildiği takdirde sonuç cezadan dörtte bir indirim öngörülmesi, bu durumunda temyiz incelemesi devam eden dosyalar bakımından lehe düzenleme getirmesi karşısında,
Anayasa Mahkemesinin iptal kararında; sanık lehine getirilen yeni düzenlemenin, 7188 sayılı Kanunun 31. maddesi gereğince 5271 sayılı CMK"ya eklenen geçici 5. maddesiyle "kovuşturma evresine geçilmiş" dosyalar bakımından uygulanması gerektiğine işaret edildiğinden, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı CMK"nın 251/1. maddesi kapsamına giren suçlar yönünden; Anayasa"nın 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK"nın 7 ve 5271 sayılı CMK"nın 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
3- Kabule göre de;
a- Özel güvenlik görevlisi olarak çalışabilmek için 5188 sayılı Kanun’nun 10. maddesi uyarınca özel güvenlik eğitimini başarıyla tamamlamış olmak ve 11. maddesi uyarınca da Valilikten çalışma izni almak zorunlu olup, anılan Kanunun 23. maddesine göre özel güvenlik görevlisi mağdurun kendisine karşı işlenen suç nedeniyle kamu görevlisi sayılabilmesi için yukarıda açıklanan koşulları taşımaları gerektiği anlaşıldığından, mağdurun bu koşulları taşıyıp taşımadığı araştırılmadan eksik kovuşturma ile hüküm kurulması,
b- TCK"nın 125/4. maddesinde ağırlaştırıcı neden olarak öngörülen aleniyetin oluşabilmesi için olay yerinde başkalarının bulunması yeterli olmayıp, hakaretin belirlenemeyen sayıda kişi ve herkes tarafından görülme, duyulma ve algılanabilme olasılığının bulunması, herhangi bir sınırlama olmaksızın herkese açık olan yerlerde işlenmesinin gerekmesi karşısında, suçun işlendiği yer gerektiğinde keşif yapılıp tespit edilerek, sonucunda sanık hakkında TCK’nın 125/4. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
c- Sanığa ek savunma hakkı verilmeden, iddianamede gösterilmeyen TCK"nın 125/3-a ve aynı Kanun maddesinin 4. fıkrasının uygulanması suretiyle CMK"nın 226/2. maddesine aykırı davranılması,
d- Hakaret suçundan kurulan hükümde, temel ceza üzerinden TCK’nın 125/4. maddesi uyarınca artırım, aynı Kanunun 62/1. maddesi uyarınca ise indirim yapılırken hesap hatası neticesinde, sonuç cezanın 7080 TL yerine 6580 TL olarak eksik belirlenmesi,
Bozmayı gerektirdiğinden, sanık ..."nun temyiz nedenleri yerinde görülmekle, tebliğnameye aykırı olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca cezayı aleyhe değiştirme yasağının gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 08/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.