11. Ceza Dairesi 2017/5880 E. , 2017/9492 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
1-Sanık ... hakkında müşteki ..."ya karşı işlediği resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik sanığın temyiz itirazının incelenmesinde;
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
"Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suç ile birlikte işlenmesi halinde uzlaşma hükümleri uygulanmaz." şeklindeki 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesinin 3. fıkrasının son cümlesindeki düzenleme karşısında, sanığın dolandırıcılık suçu ile birlikte resmi belgede sahtecilik suçunu da işlediği anlaşıldığından, açıklanan nedenlerden dolayı temyiz kapsamında bulunan dolandırıcılık suçunun uzlaşma kapsamı dışında olduğu değerlendirilerek yapılan incelemede;
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a)Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18.06.2013 gün ve 2013/8-151/304 sayılı ilamında açıklandığı üzere, birden fazla tekerrüre esas alınabilecek hükümlülüğün bulunması halinde bunlardan en ağırının esas alınması gerektiği cihetle; Sandıklı Sulh Ceza Mahkemesinin 17.03.2009 tarih ve 2009/13-100 E.-K. Sayılı, 19.11.2012 tarihinde yerine getirilen 5 ay hapis cezasına dair ilamın, tekerrüre esas alınan Sandıklı Sulh Ceza Mahkemesinin 2011/31-197 E.-K. sayılı ilamından daha ağır hükümlülük içerdiği ve tekerrür uygulamasına esas alınması gerektiğinin gözetilmemesi,
b)Sanık hakkında dolandırıcılık suçundan hüküm kurulduğu halde tefhim edilmekle hükmün esasını oluşturan kısa karar ve gerekçeli kararın hüküm kısımlarında suç adının "sahtecilik" şeklinde yanlış yazılması,
Yasaya aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Yasa"nın 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından TCK"nın 58. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölüm tümden çıkartılarak, yerine ""Sandıklı Sulh Ceza Mahkemesinin 17.03.2009 tarih ve 2009/13-100 E.-K. Sayılı ilamının tekerrüre esas olduğu anlaşılmakla, TCK"nın 58/6-7. maddeleri uyarınca verilen cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına" ibarelerinin ve hüküm fıkrasının 4. bendinde yer alan "...ya yönelik sahtecilik eylemine uyan" şeklindeki ibare çıkartılarak, yerine "..."ya yönelik dolandırıcılık eylemine uyan" ibaresinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığından 1412 sayılı CMUK"nın 326/son ve 5275 sayılı Yasanın 108/2. maddeleri gereğince koşullu salıverilmeye eklenecek sürenin, hatalı uygulama sonucu hükümde gösterilen ilam nedeniyle koşullu salıverilmeye eklenecek süreden fazla olmayacağı hususunun infaz aşamasında gözetilmesine,
2-... hakkında katılan ..."ın kimlik bilgilerini içeren sahte sürücü belgesini kullanmak suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz itirazının incelenmesine gelince,
Katılan ..."ın kimlik bilgileri ile kendisine sahte ehliyet düzenlettiren sanığın bu ehliyetle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia olunduğu olayda; ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.10.2003 gün ve 232-250 sayılı, 09.10.2012 gün 2011/8-335 Esas, 2012/1804 sayılı kararlarında da açıklandığı üzere, belgenin nesnel olarak aldatıcılık yeteneğinin bulunması ve aldatma keyfiyetinin belgeden objektif olarak anlaşılması gerektiği, muhatabın hatasından, dikkatsizlik veya özensizliğinden kaynaklanan fiili iğfalin, aldatma yeteneğinin varlığını göstermeyeceği cihetle; belgede sahtecilik suçlarında aldatıcılık niteliği bulunup bulunmadığının takdir ve tayini hakime ait olup, suça konu ..."ın kimlik bilgilerini içeren üzerinde sanığa ait fotoğraf bulunan sürücü belgesi aslının araştırılarak tespit edilip getirtilerek duruşmada incelenmek suretiyle yasal unsurlarının tam olup olmadığı ve aldatıcılık niteliğinin bulunup bulunmadığı, hususunda gözlem yapılarak denetime imkan verecek şekilde belge aslı dosya içerisinde bulundurulması, sürücü belgesinin ele geçirilememesi halinde ise şüpheden sanık yararlanır ilkesi uyarınca aldatma niteliğinin tespit edilemeyeceğinden unsurları oluşmayan suçtan sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerde dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.12.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.