Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/5566
Karar No: 2018/7791
Karar Tarihi: 17.09.2018

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2017/5566 Esas 2018/7791 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2017/5566 E.  ,  2018/7791 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacılar vekili ve davalı ... Anonim Türk ... Şirketi vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacılar vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın, davacıların eşi/ babası ..."e çarpmasıyla ölümlü kaza meydana geldiğini, davacı eş ..."nin ölen eşinin desteğinden yoksun kaldığını ve tüm davacıların manevi zarara uğradıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı ... için 2.000,00 TL. maddi tazminat ile tüm davacılar için toplam 33.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş; 10.03.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle, maddi tazminat taleplerini 52.932,00 TL"ye yükseltmiştir.
    Davalı ... şirketi vekili, davacıların başvurusu ile açılan dosyada alınan raporla, davacıların destekten yoksun kalma zararları bulunmadığı tespit edildiğinden ödeme yapılmadığını, manevi tazminatın teminat dışı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla poliçe limitiyle sınırlı biçimde ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında zarardan sorumlu olduklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... Ltd. Şti. vekili, davaya konu kazaya karışan aracın maliki olmayan davalı şirkete husumet düşmeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile davacı ... için
    52.932,00 TL. destekten yoksun kalma tazminatının, kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ... şirketi ve ..."dan tahsiline; davacı ... için 13.000,00 TL. ve diğer davacılar için 4.000,00"er TL. olmak üzere toplam 25.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ..."den tahsiline; davalı ... Ltd Şti. hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine; davalı ... şirketine yönelik manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı ... Anonim Türk ... Şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; dava dışı ... Başkanlığı tarafından, davacı eş ..."ye bağlanan dul aylığının rücuya tabi olmadığı dikkate alındığında, davacının zararının hesabında bu ödemenin düşülmeyişinde ve davacının destekten yoksun kaldığının kabulünde bir usulsüzlük bulunmamasına; davacılar için manevi tazminatın takdirinde TBK"nun 56. (BK"nun 47.) maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nasafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre; davacılar vekili ve davalı ... Anonim Türk ... Şirketi vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle, ölenin yakınlarının destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Davacı taraf, davalı ...ye aracın işleteni olduğu iddiası ile husumet yöneltmiş; davalı, aracın maliki olmadığını savunmuş; mahkeme tarafından da, bu davalının aracın kayıt maliki olmadığı ve aracın ... Finansal Kiralama A.Ş"ye ait olduğu gerekçesiyle davalıya husumet düşmeyeceği kabul edilerek hüküm tesis edilmiştir.
    İşleten tanımı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 3. maddesinde "Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç
    üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır" şeklinde yapılmıştır. 2918 sayılı ..."nın 3. maddesinde işleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır.Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve ..."ın kabul ettiği görüş maddi ölçüdür.
    Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse ..."ın uygulamalarında, işleten sıfatının belirlenmesinde araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması ve fiili hakimiyetin uzun süreli olması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır.
    Kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu"nun 9. maddesinde "finansal kiralama konusu malın mülkiyeti kiralayan şirkete aittir. Ancak taraflar sözleşmede, sözleşme süresi sonunda kiracının, malın mülkiyetini satın alma hakkını haiz olacağını kararlaştırabilirler" düzenlemesi; 17/1. maddesinde "finansal kiralama konusu mal kiralayan şirketin mülkiyetindedir" düzenlemesi yapılmış ve finansal kiraya konu malın mülkiyetinin kiraya verende olacağı kabul edilmiştir. Ancak, anılan Kanun"un 13/1. maddesindeki "kiracı, sözleşme süresince finansal kiralama konusu malın zilyedi olup,
    sözleşmenin amacına uygun olarak her türlü faydayı elde etmek hakkına sahiptir" düzenlemesi ile, malı fiilen kullanma hakkının ve malın zilyetliğinin kiracıda olacağı kabul edilmiştir. Bu yasal düzenlemelerin sonucu olarak ve yukarıda açıklanan, maddi ölçüye göre finansal kiralama konusu aracın işleteni kiracı olacaktır.
    Somut olayda; davaya konu trafik kazasına karışan aracın, dava dışı ... Finansal Kiralama A.Ş. adına 27.04.2006 tarihinden itibaren kayıtlı olduğu; davaya konu kazanın ise 08.08.2007 tarihinde gerçekleştiği; davalı sürücü Hüseyin"in ceza soruşturması kapsamında alınan ifadesinde, aracın çalışmakta olduğu davalı ...ye ait olduğunu beyan ettiği dosya kapsamı ile sabittir.
    Bu durumda mahkemece; finansal kiralama şirketine ait aracın, davalı ...nin çalışanı olan sürücü Hüseyin"in idaresinde kaza yaptığı da dikkate alınmak suretiyle; davalı ... Ltd. Şti. ile araç maliki ... Finansal Kiralama A.Ş. arasında finansal kiralama sözleşmesi bulunup bulunmadığı, davalı şirketin aracı fiili hakimiyetinde bulundurmasının sebebi üzerinde durulup, varsa araca ilişkin finansal kiralama sözleşmesi de getirtildikten sonra, yukarıdaki yasal düzenlemeler ışığında, davalı şirketin araç işleteni sıfatı ile sorumluluğunun belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme ve hatalı gerekçeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
    3-Davacı taraf, dava dilekçesinde "davalı ... şirketinin teminat limitiyle sınırlı sorumlu tutulması kaydıyla" dava konusu kaza nedeniyle 2.000,00 TL. maddi ve 33.000,00 TL. manevi tazminat talep etmiş; mahkeme tarafından, davalı sigortacının manevi tazminattan sorumlu olmadığı doğru biçimde tespit edilmiş, ancak, manevi tazminatın reddi nedeniyle sigortacı lehine vekalet ücretine hükmedilmiştir.
    ...; davacı taraf, davalı sigortacı tarafından düzenlenen poliçenin teminat limitleriyle sınırlı biçimde bu davalının sorumluluğuna karar verilmesini dava ettiğine ve poliçede manevi tazminata ilişkin bir teminat da bulunmadığına göre; davacı yanın, davalı ... şirketinden manevi tazminat talebi olmadığı dikkate alınarak, davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olmuştur.
    4-6098 sayılı TBK"nun 53. (818 sayılı BK"nun 45/2.) maddesi gereği, ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde, onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yoksun kalınan gerçek destek miktarının tespit edilebilmesi için öncelikle desteğin sağlığında elde ettiği net gelirin doğru saptanması icap eder. Destekten yoksunluk zararının hesabında müteveffanın gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır.
    Dava dilekçesinde, desteğin işi ve gelirine ilişkin herhangi bir açıklamada bulunulmadan maddi tazminat isteminde bulunulmuş; hükme esas alınan 03.03.2014 tarihli aktüerya raporunda, desteğin sosyal ekonomik durumunun araştırılmasına ilişkin kolluk tutanağında yapılan tespitler gereği, asgari ücretin 2 katı gelir elde ettiği kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Bilirkişinin, desteğin geliri için esas aldığı 15.04.2009 tarihli kolluk tutanağında ise; ... emeklisi olan ve 480,00 TL. emekli maaşı alan desteğin, ölmeden önce yangın söndürme cihazları satış işi yapıp aylık 1.000,00- 1.200,00 TL. gelir elde ettiğinin bildirildiği görülmektedir.
    Davaya konu kaza tarihinde 51 yaşında ve ... emeklisi olan desteğin, aktif biçimde çalışmaya devam ettiği gerekçesiyle, kolluk tutanağında saptanan geliri hesaba esas alınmış ise de sadece kolluk tutanağına dayalı gelir tespiti kabul edilemez. Emekli olduktan sonra da serbest çalışmasını sürdürüp ticaret yaptığı kolluk tarafından tespit edilen desteğin, bu çalışması nedeniyle bir işyerinin bulunması ve işyerine ilişkin ... ve vergi kaydının olması gerektiği izahtan varestedir.
    Diğer yandan, hükme esas alınan hesap raporunda, emekli olduğu halde aktif çalışmasını sürdüren destek, tespit edilen muhtemel bakiye ömrünün tamamını aktif çalışma ile sürdürecekmiş gibi kabul edilip bakiye 17 yıl 9 ay 29 günlük sürenin tamamı için aktif dönem hesabı yapıldığı görülmekte-
    dir. Yaşı itibariyle emeklilikten sonra çalışmaya devam etse de, desteğin belirli bir yaş ve dönemden sonra aktif çalışmasının son bulacağı ve pasif devreye geçeceği de açıktır. Dairemiz ve ..."ın yerleşik uygulamaları ile pasif dönem 60 yaş sonrası olarak kabul edilmektedir.
    Bu durumda mahkemece; davacı desteğinin emekli olduktan sonra uğraştığı işi ve gelirinin net biçimde belirlenmesi bakımından, desteğin kaza tarihi ve öncesinde ... kayıtlısı olarak yaptığı bir iş olup olmadığı, vergi mükellefiyeti olup olmadığı ve bu mükellefiyetin detayları ile kaza tarihine en yakın kazanç miktarının ne kadar olduğunun, ... Başkanlığı"ndan ve ilgili vergi dairesinden sorulması; gelen resmi belgelerle gelirin tespiti halinde bu gelire göre, resmi belgelerle gelirin ispat edilememesi halinde asgari ücret üzerinden tazminat hesabının yapılması; ayrıca desteğin yaptığı işin mahiyetine göre aktif çalışma süresinin hangi tarihe kadar devam edebileceği de belirlenerek pasif devresinin saptanması, pasif devre hesabının AGİ dahil edilmemiş asgari ücret üzerinden yapılması konularında ek rapor alınarak karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı biçimde hüküm tesisi de doğru görülmemiştir.
    5-Haksız fiil faili olan sürücünün eylemi sonucu oluşan zararla ilgili, araç işleteninin sorumluluğunu teminat altına alan trafik sigortacısının, 2918 sayılı ..."nun 99/1. maddesi ile ... Genel Şartları"nın B.2. maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalı sigortacının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Davacı tarafın, davadan önce başvurusunun bulunmadığı durumda ise, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekir.
    Bu durumda mahkemece; davacı tarafın davadan önce davalı ... şirketine başvuruda bulunduğu, dosya kapsamındaki belgelerle sabit olduğundan, davacı yan başvuru tarihi tespit edilip (eksik belge varsa temin edilerek) davalı ... şirketi için temerrüt tarihinin saptanması gerekirken, ... şirketi için kaza tarihinden faize karar verilmesi de doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekili ve davalı ... Anonim Türk ... Şirketi vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; hükmün, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacılar yararına, (4) ve (5) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı ... Anonim Türk ... Şirketi yararına BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalı ... Anonim Türk ... Şirketine geri verilmesine 17/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi