19. Ceza Dairesi 2020/2355 E. , 2021/1236 K.
"İçtihat Metni"
Http://www.sabah.com.tr/yazarlar/dilek-gundor/2017/12/08/borajetin-eski-sahibi-dava aciyor URL adresinde yayınlanan haberin içeriğine göre ilgilisi Bora Jet Havacılık Taşımacılık Uçak Bakım Onarım ve Ticaret A.Ş ve ... vekili tarafından yapılan erişimin engellenmesi talebinin kabulü ile anılan URL adresine erişimin engellenmesine dair Bakırköy 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 10/09/2018 tarihli ve 2018/6408 değişik iş sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin Bakırköy 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 25/09/2018 tarihli ve 2018/7330 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Adalet Bakanlığı"nın 03.04.2020 gün ve 2019- 14448 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ve ekindeki dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20.05.2020 gün ve KYB. 2020/45678 sayılı ihbarnamesi dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Somut olayda, Sabah Gazetesine ait www.sabah.com.tr isimli web sitesinde 08/12/2017 tarihinde yayınlanan Dilek Güngör isimli yazarın köşe yazısının ilgilisinin kişilik haklarına saldırı mahiyetinde olduğu, haberde hakaret niteliğinde ifadelerin yer aldığı gerekçesiyle erişimin engellenmesine karar verilmiş ise de;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13/02/2007 tarihli ve 2007/7-28 esas, 2007/34 sayılı kararında yer alan, “Demokratik toplumlar, temel hak ve özgürlüklere dayanan toplumlardır. Bu tür toplumlarda Devletin görevi, temel hak ve özgürlükleri korumak ve geliştirmektir. Temel hak ve özgürlükler arasında düşünce ve kanaati açıklama özgürlüğünün önemli bir yeri bulunmaktadır. Bu özgürlüğün kullanılabilmesinin en önemli yollarından birisi de basındır. Geneli ilgilendiren ya da ilgilendirmesi gereken tüm olaylar hakkında, halkı objektif ve gerçekleri yansıtacak biçimde aydınlatmak, çeşitli sorunlar üzerinde kamuoyunu düşünmeye çağıracak tarzda tartışmalar açmak, onu toplumsal ve siyasal oluşumlar üzerinde doğru ve gerçeğe uygun bilgilerle donatmak, yöneticileri eleştirmek, uyarmak ve bu yöntemlerle denetlemek, ayrıca içinde yaşadığı toplumun ve tüm insanlığın sorunları konusunda bireyi bilinçlendirmek durumunda olan basına, bu ödevlerini yerine getirirken ihtiyaç duyacağı bir kısım haklar da tanınmıştır. Bunlar; bilgi edinme, yayma, eleştirme, yorumlama ve eser yaratma haklarıdır. Temelini Anayasa’nın 28. vd. maddelerinden alan ve 5187 sayılı Basın Yasasının 3. maddesinde düzenlenen bu haklar, basın yoluyla işlenen suçlarda, hukuka uygunluk nedenlerini oluşturur. Bilgiyi yayma, eleştirme ve yorumlama haklarının kabulü için, açıklama, eleştiri veya değer yargısı biçimindeki bilginin gerçek ve güncel olması, açıklanmasında kamunun ilgi ve yararının bulunması, açıklanış şekli ile konusu arasında düşünsel bir bağ bulunması, açıklamada “küçültücü” sözlerin kullanılmaması gerekir. … Yargılama konusu haber ve yorum metnindeki eleştiri ve değer yargılarının bir kısmı sert ve çarpıcı bir üslupla dile getirilmiştir. Yerleşmiş yargısal kararlarda da vurgulandığı üzere esasen, eleştirinin sert bir üslûpla gerçekleştirilmesi, kaba olması ve nezaket sınırlarını aşması, eleştirenin amacına, psikolojisine, eğitim ve kültür düzeyine bağlı bir olgudur. Ancak kabul edilmelidir ki, basın özgürlüğü, belli ölçülerde abartmayı, hatta kışkırtmaya başvurmayı da içerir. Gazetecilerin yazılarında kullandıkları deyimler “polemik” niteliğinde olsa da, nesnel bir açıklamayla desteklendiğinde, bu ifadeler asılsız kişisel saldırı olarak görülemez.” şeklindeki açıklamalar dikkate alındığında,
Dosya kapsamına göre, ilgilisi hakkında Sabah Gazetesine ait 08/12/2017 tarihli, www.sabah.com.tr internet sitesinde yayımlanan anılan köşe yazısı incelendiğinde, sadece olaya ilişkin elde edilen bilgilere yer verildiği, tüm hususların iddia konusu olduğunun açıkça belirtildiği gibi, aktarılan bilgilerin kim tarafından hangi dilekçede ileri sürüldüğü ve yalnızca iddia olduğu hususu da ayrıca tekrar hatırlatıldığı, haber tarihi itibariyle de konunun güncel olduğu, dolayısıyla söz konusu yazı içeriğinin haber verme hakkının sınırlarını aşar nitelikte ve talepte bulunanın kişilik haklarına saldırı mahiyetinde olmadığı anlaşıldığından, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla,
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Kanun yararına bozmaya konu edilen kararı veren (itiraz merci) Bakırköy 2. Sulh Ceza Hakimliğince; itiraz edenin dilekçesine, daha önceden aynı içerikli aynı tarihli aynı başlıklı haberle ilgili olarak alınmış kesin mahiyette bir karar daha olduğu gerekçesiyle eklediği İstanbul 9. Sulh Ceza Hakimliğinin 29.12.2017 tarihli, 2017/5358 D.İş. sayılı kararının bulunduğu dosyanın bir örneğinin celbini sağlayarak, üzerinde inceleme yapılması ve buna göre itiraz hakkında bir karar verilmesi gerekirken, gerekçesiz bir şekilde itirazın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu anlaşılmakla,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, Bakırköy 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 25/09/2018 tarihli ve 2018/7330 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309/4-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, yukarıda yazılı bozma nedenine göre; itiraz merci tarafından itiraz edenin dilekçesinde belirttiği değişik iş dosyasına dair araştırma yapılarak erişimin engellenmesine karar verilmesi hususunda gereğinin mahallinde yerine getirilmesine, 08.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.