Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/3
Karar No: 2015/2377

Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2015/3 Esas 2015/2377 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2015/3 E.  ,  2015/2377 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname No : KD - 2011/269487

    Görevi yaptırmamak için direnme suçundan sanık D.. K.. hakkında yapılan yargılama sonunda, mahkumiyetine dair Ankara Batı 3. Asliye Ceza Mahkemesi"nce verilen 08.03.2011 tarih ve 2010/904 Esas 2011/209 Karar sayılı hükmün sanık müdafii tarafından temyizi üzerine,
    Dairemizin 05.11.2014 gün ve 2013/42403 Esas 2014/31816 Karar sayılı kararıyla;
    "Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    Alkollü araç kullanıp kırmızı ışık ihlali yapan sanığa görevli polis memurları tarafından alkol testi yapılmak istenmesine karşın sanığın alkometreye üflemeyi kabul etmeyip “sizi doğuya sürdüreceğim” biçiminde sözler söylediği olayda; sanığın polis memurlarının görev yerini değiştirme yetkisi olmadığı gözetilip, görevi yaptırmamak için direnme suçunun cebir ve tehdit öğelerinin nasıl oluştuğu tartışılıp denetime olanak sağlayacak şekilde açıklanmadan yetersiz gerekçeyle hüküm kurulması,
    Kanuna aykırı ve sanık D.. K.. müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle HÜKMÜN BOZULMASINA" oy çokluğu ile karar verilmiştir.
    I- İTİRAZ NEDENLERİ
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 25/12/2014 gün ve 2011/269487 sayılı yazısı ile;
    "İtiraza konu uyuşmazlığın, görevli memura direnme suçunda sanığın eylemleri sonucunda cebir ve tehdit öğesinin gerçekleşip gerçekleşmediğine ilişkindir.
    Görevli memura etkin direnme suçunda korunan hukuki yarar, kamu idaresinin güvenilirliği ve işleyişi olup; bu suçta, kamu faaliyetlerine kişilerin saygı göstermelerinin sağlanması ve kamu görevlerinin yerine getirilmesini dolayısıyla da kamu görevini yerine getirenleri engellemeye yönelik fiillerin önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Öte yandan, kendisine verilen görevi yerine getirmekte olan kamu görevlisine karşı cebir veya tehdit fiili gerçekleştirilmiş bulunduğundan bu suçla aynı zamanda kişi özgürlüğü ve beden bütünlüğü de korunmaktadır
    Madde de düzenlenen görevini yaptırmamak için direnme suçu, seçimlik hareketli bir suç olup kamu görevlisinin görevini yapmasını engellemek amacıyla, cebir veya tehdit kullanılması ile suç oluşmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için, öncelikle engellenmek istenen işin o kamu görevlisinin görevine giriyor olması zorunludur. Zira madde, kamu görevlisinin yerine getirdiği herhangi bir iş için değil, görevine giren bir iş için koruma sağlamaktadır.
    Cebir, kamu görevlisine karşı fiziki güç kullanılmasıdır. Cebrin sınırı, kasten yaralama suçunun temel şekli veya daha az cezayı gerektiren hâli kapsamında değiştirilebilecek boyutta olmasıdır. Cebirle, kasten yaralamanın neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerine sebebiyet verilirse, fail ayrıca bu suçtan da beşinci fıkra uyarınca cezalandırılacaktır. Cebir veya tehdidin alenî olması şart değildir. Bu manada cebir ve tehdit, kamu görevlisinin görevini yerine getirmesini engellemeye elverişli, doğrudan kamu görevlisine yönelik ve ortadan kaldırılmadığı sürece göreve devam edilmesine engel olan güç kullanılmasını ifade eder.
    Tehdit fiili, kişinin ruh dinginliğini bozan, iç huzurunu, bilinç ve irade özgürlüğünü ihlal eden bir olgudur. Fiilin mağdur üzerinde ciddi bir korku yaratabilmesi açısından sonuç almaya objektif olarak elverişli, yeterli ve uygun olması gerekir. Ayrıca tehdidin somut olayda muhatap üzerinde etkili olması şart değildir. Bu nedenle mağdurun korkup korkmadığının araştırılması gerekmez.
    Tehdit suçunun manevi öğesi genel kasttan ibaret olup suçun yasal tanımındaki unsurlarının bilerek ve istenerek işlenmesini ifade eder. Olayda tasarlamanın varlığı aranmadığı gibi, saikin de önemi yoktur.
    TCK 106/1-2cümle kapsamında bulunan Tehdit suçunun tanımı mal varlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceği ileri sürülerek tehditte bulunulması halidir.
    5237 sayılı TCK 106/1-2cümle, failin, mağdura ait bulunun mal varlığına yönelik haksız ve büyük zarara uğratacağından bahisle, yapılan tehditi suç saymıştır. Eylemin korkutucu nitelikte bulunmasının bir önemi bulunmamaktadır.
    TCK 106/1-2 cümlede yazılı hukuki konulardan biriside, " sair kötülüktür" bu ibarenin kabul edilen anlamının, mağdura yönelik gerçekleşen tehdit eyleminin, bireyin yaşamı, vücüt dokunulmazlığını, cinsel dokunulmazlığını ile mal varlığı dışında kalan belirsiz nitelikte bulunan hukuksal bir değere yönelik olarak gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Bu eylemi gerçekleştiren failin ileri sürdüğü korkutucu yada tedirgin edici nitelikteki eylemlerini gerçekleştirme yetkisinin bulunup bulunmadığının aranmamaktadır
    Tehdidin mağdurun belli menfaatine yönelmiş olmasının bir önemi bulunmamaktadır. mağdurun huzurunun bozulması yeterlidir.
    Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, maddi olayda, sanık D.. K.."ın kullandığı sevk ve idaresinde bulunan araçla seyir halindeyken ana yolda kırmızı ışık ihlali yaptığını belirleyen görevli trafik ekibi işlem yapmak üzere sanığı durdurmak için peşinden takip ettikleri ve bir süre sonra aracın önüne geçerek durdurdukları yasal işlem yapmak ve aynı zamanda alkol testi için alkol metreyi üfletmeye çalıştıkları sırada sanık D.. K.."ın karşı çıkarak üflemeye kabul etmediği ve taşkınlık yaptığı karakola götürülme girişimine de direndiği ve müşteki görevli polis memuruna "sizi doğuya sürdüreceğim" diyerek mukavemet arz eden sözler sarf etmek şeklindeki eyleminde, sanığın, görevlilere karşı sarf ettiği sözlerin .basit tehdit niteliğinde olduğu, tehdidin kamu görevlisine yöneltildikten sonra, belli bir ağırlıkta olması yada görevli memuru korkutup caydırıcı nitelikte olması konusunda yasada herhangi bir açıklık bulunmamaktadır TCK 265/1 maddesinde yazılı tehdit öğesinin gerçekleşmesi için, tehdit eyleminin nitelikli yada basit olmasının bir önemi bulunmamaktadır. Ayrıca sanığın polis memurlarının görev yerini değiştirme atama yapma yetkisi yada nüfuz gücünün bulunup bulunmadığının tespiti gerekmemektedir. bu itibarla sanık D.. K..ın, kırmızı ışık ihlali neticesinde, hakkında yasal işlem yapmak üzere aracını durdurdukları sırada sanığın " sizi doğuya sürdüreceğim" şeklinde basit nitelikte tehdit içeren sözlerle görevlilere karşı direnen sanığın eyleminin TCK 265/1 maddesinde yazılı görevli memura etkin direnme suçunu oluşturduğu gözetilmeden ve Yüksek Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 05/11/2014 gün ve 2013/42403 Esas, 2014/31816 Karar sayılı kararıyla sanığın polis memurlarının görev yerini değiştirme yetkisi olmadığı gözetilip, görevi yaptırmamak için direnme suçunun cebir ve tehdit öğelerinin nasıl oluştuğu tartışılıp denetime olanak sağlayacak şekilde açıklanmadan yetersiz gerekçeyle hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülerek hükmün bozulmasına ilişkin verilen kararın kaldırılarak Ankara Batı 3 Asliye Ceza Mahkemesinin 08/03/2011 tarih ve 2010/904 Esas ve 2011/209 Karar sayılı ilamıyla verilen mahkumiyet kararının onanmasına, karar verilmesi istemiyle anılan karara itiraz edilmiştir.
    SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya kapsamına göre,
    1-İtirazımızın KABULÜNE,
    2-Yüksek Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 05/11/2014 gün ve 2013/42403 Esas, 2014/31816 Karar sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,
    3-Ankara Batı 3 Asliye Ceza Mahkemesinin 08/03/2011 tarih ve 2010/904 Esas ve 2011/209 Karar sayılı mahkumiyet kararının ONANMASINA,
    4-İtirazımız yerinde görülmediği takdirde dosyanın incelenmek üzere, Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmesi, itirazen arz ve talep olunur." isteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü:
    II- İTİRAZIN KAPSAMI
    İtiraz, görevi yaptırmamak için direnme suçundan, sanık D.. K.. hakkında verilen mahkumiyet kararının bozulmasına dair, Dairemizin 05/11/2014 tarihli kararına ilişkindir.
    III- KARAR
    Dairemizin 05.11.2014 tarih ve 2013/42403 Esas 2014/31816 Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazları yerinde görülmediğinden REDDİNE, 6352 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı Kanunun 308. maddesinin 3. fıkrası gereğince itirazı incelemek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 29.01.2015 tarihinde, üye Necati Meran"ın itirazın kabulü gerektiği yönündeki görüşü ve oyçokluğu ile karar verildi.
    KARŞI OY:
    Görevliye direnme suçunun görevin yapılmasını engellemek amacıyla cebir ve tehdit eylemiyle oluşması, "seni sürdüreceğim" ifadesinin TCK"nın 106/1-son cümlesinde öngörülen "bir kötülük edeceğinden bahisle" tehdit biçiminde bir suç olarak öngörülmesi, bu suçun ve dolayısıyla görevliye direnme suçunun, unsurlarının, muhatapta bir tedirginlik ya da korkutma sonucunu doğurup doğurmamasına ya da hafiflik veya ağırlığına bakılmaksızın objektif olarak sözü edilen olguyu gerçekleştireceğini söylemekle oluşması karşısında; sanığın, polis memurlarını görevini engellemek amacına dayalı olarak sürdürmekle tehdit etmesinin görevliye direnme suçunu oluşturduğu gözetilmeden, "polislerin görev yerini değiştirme yetkisi bulunmadığından" suçun oluşmadığı gerekçesiyle verilen bozma içerikli sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi