Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/13522
Karar No: 2018/7385
Karar Tarihi: 04.09.2018

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/13522 Esas 2018/7385 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/13522 E.  ,  2018/7385 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili, müvekkilinin 29/05/2013 tarihinde ... plaka sayılı minibüs içinde yolcu iken, karşı yönden gelen ve davalı şirket nezdinde sigortalı olan ... sevk ve idaresindeki ... plaka sayılı aracın müvekkilinin içinde bulunduğu aracın şeridine geçerek çarpışması sonucu meydana gelen kazada yaralandığını ve tedavi gördüğünü, bakıcı giderleri yaptığını belirterek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Davacı vekili, 08.04.2015 havale tarihli ıslah dilekçesi ile, bilirkişi raporu ile müvekkilinin meslekte kazanma gücü kaybı nedeniyle talep edebileceği miktarın 106.191,97TL ve 3 aylık bakıcı giderinin 2.935,80 TL olarak hesaplanması nedeniyle taleplerini toplam 109.191,97 TL olarak ıslah ettiklerini, bedele kaza tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile 109.191,97 TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, alacağın 1.000,00 TL"sine dava tarihinden itibaren, 108.191,97 TL"sine ıslah tarihi olan 08/04/2015 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, dair karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
    1-Davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden; 2918 sayılı KTK.nun 98/1, 99/1.maddeleri ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları`nın B.2-b.maddesi uyarınca rizikonun, bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Mahkemece anılan düzenleme uyarınca, davalı ... şirketine yapılmış bir ihbar bulunup bulunmadığı araştırılarak, davadan önce temerrüde düştüğünün kanıtlanması halinde temerrüt tarihinden, aksi halde dava tarihinde temerrüde düştüğünün kabulü ile, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde dava dilekçesinde talep edilen 1.000,00 TL tazminata dava tarihinden, ıslahla artırılan 108.191,97 TL"ye ıslah tarihinden itibaren faiz uygulanması doğru değildir.
    2-Davalı vekilinin temyiz itirazları yönünden ; Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
    a-T.C. Anayasası"nın 36/1 maddesinde "Herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı merciileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir" düzenlemesine; 6100 Sayılı HMK"nun 27. maddesinde "Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler.Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını içerir" düzenlemesine yer verilmiştir.
    Bir davanın görülmesi için taraf teşkilinin sağlanması esas olup, hakimin bu hususu re"sen gözetmesi gerekir. Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırabilmesi, öncelikle tarafların yargılamanın aşamalarından haberdar edilmesi ile mümkündür.
    Adil yargılanma hakkının kapsamında yer alan savunma haklarının etkin biçimde kullanılmasını teminen konulan yasal düzenlemeler içinde, davada esaslı işlem olan bilirkişi raporlarının taraflara tebliğine ilişkin düzenleme de yer almaktadır. 6100 sayılı HMK"nun 280/1. maddesi "Bilirkişi, raporunu, varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak mahkemeye verir; verildiği tarih rapora yazılır ve duruşma gününden önce birer örneği taraflara tebliğ edilir" hükmünü amirdir. Anılan tüm bu yasal düzenlemede, davada taraf olanların
    haklarının korunması amaçlanmış olup tarafların yargılama süreçlerine etkin katılımının sağlanması ise, mahkemece yapılan tüm tebligatların usulüne uygun olması ile sağlanabilecektir.
    Somut olayda; hükme esas alınan kusur ve maluliyet raporunun davalı vekiline tebliğ edilmediği görülmektedir. Yukarıda anılan yasal düzenlemeler gereği, kusur raporunun ve davacının işgöremezlik oranının belirlenmesine ilişkin maluliyet raporunun usulüne uygun şekilde tebliği ile davalının savunma hakkını kullanması ve rapora karşı varsa itirazlarını bildirmesinin sağlanması, itirazlarının değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, usulünce yapılmış tebligat olmadan ve davalının savunma haklarını da kısıtlar biçimde yargılamaya devam edilip yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
    b-Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından geçiçi ve sürekli iş göremezlik durumunun tespit edilmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
    Maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonra da Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
    Mahkemece, hükme esas alınan davacının maluliyet oranının belirlenmesi hususunda ... Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 07.01.2015 tarihli raporuna göre özür durumuna göre tüm vücut fonksiyon kaybı oranının % 8 olduğu kabul edilmiştir. Oysa hükme esas alınan rapor, kaza tarihi olan 29.05.2013 tarihinde yürürlükte olan "Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği" hükümlerine göre düzenlenmediğinden hükme dayanak yapılması mümkün bulunmamaktadır.
    O halde mahkemece, "Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği" hükümlerine göre davacının daimi işgücü kaybının tespiti yönünden denetime elverişli şekilde rapor alınıp sonucuna göre maddi tazminat yönünden karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    c-6098 sayılı TBK"nun 54/3. maddesi, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan zararları, haksız fiil sorumluluğu kapsamında tazmini gereken zararlar arasında düzenlemiştir. Bu düzenleme gereği, mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda talebin kabulüne karar verilmiştir. Ancak hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplamalar, hatalı yapılmış olup rapor hüküm kurmaya elverişli değildir.
    Hesaplama yapılırken, davacının kaza tarihinden hesap tarihine kadar işlemiş (bilinen) dönem zarar hesabının yapılması; hesap tarihinden sonra da işleyecek dönem hesabı yapılması gereklidir. İşlemiş/ işleyecek dönem hesabında; rapor tanzim tarihine kadar gerçekleşen zararın bilinen veriler nazara alınarak ve iskontoya tabi tutulmadan somut olarak, rapor tanzim tarihinden sonraki zarar da bilinen son gelir nazara alınıp 1/Kn katsayısına göre her yıl %10 oranında artırılmak ve iskonto edilmek suretiyle hesaplanmalıdır (YHGK., 28.06.1995 tarih, 1994/9-628 Esas, 1995/694 Karar).
    Çalışma hayatının aktif çalışma dönemi ve emeklilik dönemi olan pasif devre olarak ayrılması ve özel yasalarında çalışma süreleri ayrık olarak belirtilmemiş (asker, polis vb. gibi) kişiler yönünden 60 yaşın aktif çalışma devresi, bakiye yaşam süresi varsa bu sürenin de emeklilik ya da çalışma hayatının sona erdiği pasif dönemini oluşturduğu Dairemiz ve Yargıtay"ın yerleşik uygulaması ile benimsenmiştir.
    Somut olayda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, işlemiş dönem hesabı rapor tarihine kadarki dönemi kapsamı gerekirken işleyecek dönemi de kapsar şekilde hesaplama yapılması ve ayrıca rapor tarihine göre işleyecek dönem içinde yer alan 2015 yılının bir kısım süresinin işlemiş ve işleyecek devreye dahil edilerek mükerrer hesaplandığı görülmüştür. Bu durumda mahkemece bu hususlar dikkate alınmak suretiyle bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya geri verilmesine 04/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi