Abaküs Yazılım
18. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/19843
Karar No: 2014/3368
Karar Tarihi: 25.02.2014

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2013/19843 Esas 2014/3368 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davanın konusu, kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak taşınmaz bedelinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenmesidir. Mahkeme, imar planında yeşil alan ve yol olarak ayrılan taşınmaza fiilen el atılmamış olsa dahi 3194 sayılı İmar Kanunu'nun kesinleşen uygulama imar planının 5 yıl içerisinde ayrılma amacına uygun olarak kamulaştırma görevinin yerine getirilmemesi nedeniyle taşınmaz bedelinin ödenmesi gerektiğine karar vermiştir. Ancak karar temyiz edilmiştir. Yargıtay 18. Hukuk Dairesi ise, idarenin icra yetkisini hukuka aykırı olarak kullanması olarak nitelendirilebilecek fiili el atma durumu söz konusu olmadığına göre, imar planları ve bu planlara dayanılarak yapılan işlemlerin idari nitelik taşıdığı, söz konusu imar planlarının zamanında uygulamaya geçirilmemesi durumunun da idari eylem olarak kabulünün gerektiği kabul edilmektedir. Bu nedenle, davacının mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamanın idari işlem ve eylemden doğan zarara ilişkin davanın idari yargı yerinde çözümlenmesi gereklidir. Kanun maddeleri ise şu şekildedir: 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 7, 8 ve 10. maddeleri, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun değiştirilen Geçici 6. maddesi 10. fıkrası, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/1-b ve 115/2. maddeleri.
18. Hukuk Dairesi         2013/19843 E.  ,  2014/3368 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Elazığ 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 12/03/2013
    NUMARASI : 2012/206-2013/137

    Dava dilekçesinde, kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak taşınmaz bedelinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Dava, taşınmaz mala fiilen el atılmadığı halde idare tarafından 3194 sayılı İmar Kanunu"nun 7. ve 8. maddeleri uyarınca düzenlenen 1/1000 ölçekli imar uygulama planına göre kamu hizmetine tahsis edilen taşınmaz malın bu durumu nedeniyle kullanım hakkının kısıtlanmasına dayalı tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece verilen 07.06.2007 tarih ve 2005/365 Esas 2007/244 Karar sayılı kararın Yargıtay 5. Hukuk Dairesi"nin 12.03.2012 tarih ve 2011/19238 Esas 2012/4445 Karar sayılı kararı ile "B.. B.."nın 05.09.2005 tarihli yazısına göre, dava konusu taşınmazın 2005 yılından bu yana imar planında yeşil alan ve yol olarak ayrıldığı, ancak fiilen el atılmadığı anlaşılmış ise de; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun benzer konudaki 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetilerek, imar planında yeşil alan ve yol olarak ayrılan taşınmaza fiilen el atılmamış olsa dahi 3194 sayılı İmar Kanunu"nun 10. maddesinin amir hükmü uyarınca 1/1000 ölçekli uygulama imar planının kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıl içerisinde davalı belediyece ayrılma amacına uygun olarak kamulaştırma görevinin yerine getirilmemesi ve malikin mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle taşınmaz bedelinin ödenmesi gerektiği anlaşılmakla, işin esasına girilerek yapılacak inceleme sonucuna göre karar verilmesi yerine, yazılı şekilde davanın reddine dair hüküm kurulması," gerekçesiyle bozulması üzerine mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Her ne kadar mahkemece bozma ilamına uyularak karar verilmiş ise de, mahkemelerin görevine ilişkin hususlar kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir ve göreve ilişkin hususlarda kazanılmış hak sözkonusu olmaz.
    Uygulama ve öğretide kamu idarelerinin, kamu hizmetlerinin yürütülmesi sırasında tek yanlı irade açıklamalarıyla kamu hukuku esaslarına dayanarak ilgililerin hukuki durumlarını etkileyecek şekilde yaptıkları işlemlerin idari işlem, görev ve yetki alanlarına giren konularda hukuka uygun olarak yaptığı fiiller ile bu görevleriyle ilgili hareketsiz kalmaları idari eylem olarak tanımlanmaktadır. Somut olayda idarenin icra yetkisini hukuka aykırı olarak kullanması olarak nitelendirilebilecek fiili el atma durumu söz konusu olmadığına göre, 3194 sayılı İmar Kanunu"nun ilgili maddeleri uyarınca tek yanlı idari işlemle düzenlenen imar planları ve bu planlara dayanılarak yapılan işlemlerin idari nitelik taşıdığı, söz konusu imar planlarının zamanında uygulamaya geçirilmemesi durumunun da idari eylem olarak kabulünün gerektiği kabul edilmektedir.
    Yukarıda açıklanan uyuşmazlıklarla ilgili olarak açılan davalarda, görev itirazında bulunulması ve olumlu görev uyuşmazlığı çıkması üzerine durum Uyuşmazlık Mahkemesi tarafından değerlendirilmiş ve 09.04.2012 gün 2011/238E.–2012/63K. ve 2012/41E- 2012/77K. sayılı kararlarında fiili el atmanın bulunmadığı durumlarda idari yargı yerinin görevli bulunduğuna oybirliği ile karar verilmiştir.
    Ayrıca 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu"nun değiştirilen Geçici 6. maddesi 10. fıkrasında da “Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunların uygulamasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında, 03/05/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir. Bu madde hükümleri karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş tüm davalara uygulanır.” hükmü getirilmiştir.
    Bu nedenle; davacının mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamanın, dava konusu taşınmazın genel ve düzenleyici bir işlem olan imar planıyla kamu hizmetine özgülenmesinden ve bu planda öngörülen kamulaştırma işlemlerinin zamanında yapılmamasından kaynaklandığının kabulü ile idari işlem ve eylemden doğan zarara ilişkin davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu hükümleri uyarınca idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/1-b ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi