11. Ceza Dairesi 2015/9309 E. , 2017/7688 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
1-Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30.03.1992 tarih ve 80/98 sayılı kararında açıklandığı ve Dairemizin benzer bir çok kararında vurgulandığı üzere: belgelerde sahtecilik suçlarında kast, zarar vermek bilinci ve iradesi olarak kabul edilmelidir. Mağdurun önceden verdiği rıza üzerine onun imzasını taklit ederek kullanan failde mağdura zarar vermek bilinci bulunmadığından kastın varlığı ileri sürülemez. Ancak doğal olarak, rıza üzerine başkasının imzasını taklit eden failin, mağdura herhangi bir zarar vermeyeceği kanısı ile hareket ettiği sabit olmalıdır. Mağdurun rızasının kastı ortadan kaldırabilmesi için fiilin işlenmesinden önce açıklanması zorunludur. Mağdurun rızası açık olabileceği gibi zımni de olabilir. Özellikle iki kişi arasındaki ilişkiler, böyle bir rızanın varlığını ciddi olarak kabule elverişli olduğu takdirde, bu rızaya dayanarak başkasının imzasını atan kimsede suç kastının varlığı kabul olunamaz.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, sanığın, oğlu olan ...’a ait 7 adet çeki, kendi imzasını atmak suretiyle keşide ederek Patara Mobilya Ltd. Şti’ne verdiği, bu şirket tarafından da ciro yoluyla çeklerin müştekiye geçtiği iddiasıyla açılan kamu davasında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından, ...’ın suça konu fiilin işlenmesinden önce rızasının bulunup bulunmadığı hususunda tanık olarak beyanına başvurulması,.... Mobilya Ltd. Şti. yetkililerinin açık kimlik ve adres bilgilerinin tespiti ile sanığın suç konusu çekleri aynı anda verip vermediği, çekleri verirken çek hesabının oğluna ait olduğunu söyleyip söylemediği, sanıktan daha önce aynı nitelikte çek alıp almadıkları konularında tanık olarak dinlenilmeleri, suça konu çeklerin takibe konulduğu icra dosyaları getirtilip borca veya imzaya bir itirazın olup olmadığı, ödeme durumunun bulunup bulunmadığının tespit edilmesi ve bu davayı ilgilendiren onaylı örneklerinin dosya içerisine konulmasından sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın suç kastı saptanıp, hukuki durumunun takdir ve tayini yerine eksik araştırma ile karar verilmesi,
2-Kambiyo senetlerinde yapılan sahteciliğin resmi belgede yapılmış sayılabilmesi için ilgili kambiyo senedinin Türk Ticaret Kanununda öngörülen bütün unsurlarını taşıması gerekli olup, Yargıtay İBK"nın 14.12.1992 tarih ve 1/5 sayılı kararında da açıklandığı üzere; kambiyo senetlerinde bulunması zorunlu olan unsurların duraksamaya meydan vermeyecek biçimde açık ve anlaşılır olması gerekmektedir. Dosyada fotokopisi bulunan suça konu çeklerin, duruşmada incelenerek ayrıntılarının tutanağa geçirilmemiş olması karşısında, suç vasfının tayini amacıyla, suça konu çek asıllarının duruşmaya getirtilerek incelenmesi ve denetime olanak sağlanması bakımından da çek asıllarının dosya içinde bulundurulması gerektiğinin gözetilmemiş olması,
3-Kabule göre de;
a)5237 sayılı TCK"nın 43. maddesi uyarınca; “bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi” durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkün olup, suça konu çeklerin aynı anda mı, yoksa farklı tarihlerde mi verildiği belirlendikten sonra, aynı anda verilmesi durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanma olanağı bulunmadığının, sahte belge sayısı dikkate alınarak TCK"nın 61. maddesi uyarınca temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
b)5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13.11.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.