5. Ceza Dairesi 2016/4099 E. , 2020/5183 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli zimmet, denetim görevinin ihmali
HÜKÜM : Sanık ... hakkında zincirleme nitelikli zimmet, sanıklar ... ve ... haklarında denetim görevinin ihmali suçlarından ayrı ayrı mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Başvurularının kapsamına göre incelemenin katılan PTT Genel Müdürlüğü vekilinin vekalet ücretine, sanıklar müdafilerin ise müvekkilleri hakkında verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarıyla SINIRLI OLARAK YAPILMASINA karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Sanık ... hakkında nitelikli zimmet suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
TCK"nın 53. maddesinin Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal Kararı doğrultusunda uygulanmasının infaz sırasında nazara alınması mümkün görülmüş, sanığın bir kısım eylemlerinin kullanma zimmeti niteliğinde olduğu ve kullanılan paranın nemasını ödemediği halde hakkında TCK"nın 248/1. maddesinin uygulanması suretiyle eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış, bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Sanık müdafin temyizi üzerine Dairemizin 06/05/2013 tarihli, 2012/6651 Esas ve 2013/4600 Karar sayılı ilamı ile bozulan 22/12/2010 tarihli, 2010/125 Esas ve
2010/262 sayılı mahkumiyet Kararında sanığın kullanma zimmeti suçundan 3 yıl 5 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği halde, bozmadan sonra kurulan hükümde 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi gereğince verilen cezanın önceki cezadan daha fazla olamayacağı gözetilmeden sanığın nitelikli zimmet suçundan 6 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmek suretiyle aleyhe değiştirme yasağına aykırı davranılması,
Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulunun 20/09/2011 tarihli, 2011/5-104 Esas ve 2011/183 sayılı Kararında belirtildiği üzere, TCK"nın 53/5. maddesinin uygulanmamasının kazanılmış hak niteliğinde olduğu nazara alındığında, 22/12/2010 tarihli hükme yönelik sanık aleyhinde bir temyiz talebi bulunmadığı halde, bozmadan sonra kurulan hükümde sanık hakkında CMUK"nın 326/son maddesine aykırı olacak şekilde 5237 sayılı TCK"nın 53/5. maddesinin uygulanmasına karar verilmesi,
Hazinenin ve PTT Genel Müdürlüğünün davaya katılmalarına karar verilmesine rağmen, tereddüt oluşturacak şekilde katılan kurum ismi belirtilmeden vekalet ücretine hükmedilmesi,
Kanuna aykırı, katılan PTT Genel Müdürlüğü vekilinin ve sanık müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasanın 322. maddesi uyarınca hüküm fıkrasının (A) bendinin hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin ""Sanığın bir kamu görevinin üstlenilmesinden doğan hakkının kötüye kullanılması suretiyle işlemiş olduğu zimmet suçu nedeniyle hapis cezasına mahkumiyetine karar verilmiş olmakla TCK"nın 53/5. maddesi uyarınca ve cezanın infazından sonra işlemek üzere, 10 YIL SÜREYLE, TCK"nın 53/1-a madde ve bendinde belirtilen ATAMAYA VEYA SEÇİME TÂBİ BÜTÜN MEMURİYET VE HİZMETLERDE İSTİHDAM EDİLMEKTEN YOKSUN BIRAKILMASINA,"" şeklindeki 9 numaralı alt bendinin hüküm fıkrasından tamamen çıkarılması, yine hüküm fıkrasının (A) bendine ""CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkı saklı tutularak infaz edilmesi gereken sonuç cezanın 3 yıl 5 ay 20 gün hapis cezası olarak belirlenmesine,"" ibaresinin eklenmesi, vekalet ücretinin tayinine yönelik hüküm fıkrasının (D) bendinin ise ""Katılan kurumlar PTT Genel Müdürlüğünün ve Hazinenin kendilerini ayrı ayrı vekiller ile temsil ettirmiş oldukları anlaşılmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/5. maddesi uyarınca 2.640,00 TL maktu vekalet ücretinin sanıktan tahsili ile katılan kurumlar PTT Genel Müdürlüğüne ve Hazineye ayrı ayrı ödenmesine,"" şeklinde değiştirilmesi suretiyle eleştirilen husus dışında sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Sanıklar ... ve ... haklarında denetim görevinin ihmali suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
Sanık ..."in zimmet eyleminin açığa çıkmasını engelleyecek biçimde sistem üzerinde müşterilere ödemede bulunmuş gibi göstererek toplam 570.130 TL"yi belirli sürelerde kullanarak hesaplarına iade etmesi, yine eylemlerini gizlemek için aynı yöntemle başka müşterilerin hesabından çektiği paraları müştekilerin hesaplarına
aktarması şeklindeki hileli hareketlerle gerçekleştirmesi, bu kapsamda sanık ... hakkında nitelikli zimmet suçundan hüküm kurulmuş olması da dikkate alındığında; sanıklar ... ve ..."ın denetim görevlerini gereği gibi yerine getirmediklerine dair iddianın şüpheli kaldığı, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince de sanıkların beraatlerine karar verilmesi gerektiği nazara alınmadan, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri kurulması,
Kabule göre de;
Suçu TCK"nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilen ve adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilen sanıklar hakkında, aynı Kanunun 53/5. maddesi gereğince, ayrıca, hükümde belirtilen gün sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Hükümden sonra 28/06/2014 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasanın 81. maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesi hükmüne aykırı olarak infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrilmesine hükmolunması,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafilerin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri gereğince BOZULMASINA 13/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.