7. Hukuk Dairesi 2016/3034 E. , 2016/3295 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
(İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Dava Türü : Alacak
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen 19.10.2015 tarihli direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle temyiz isteğinin süresinde olduğu ve Dairemizin 6352 sayılı Kanunun 40.maddesi ile eklenen 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun geçici 2.maddesi uyarınca öncelikle inceleme yetkisi olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Mahkemece, ... bölgesinde turizm sezonunun Nisan başı gibi başladığı, Ekim ayı sonuna kadar devam ettiği, bölgede bulunan otellerin kışın müşteri sayısının azalması nedeniyle çalışan bir kısım personelin iş akdi askıya alabildiği, sezon sonunda iş akdinin askıya alınmasının işçi açısından haklı neden oluşturmayacağı ancak davacının davalıya ait otelde çalıştığı sürelerin incelenmesinde özellikle 01/04/2007 tarihinden sonra iş akdinin askıya alınma tarihlerinin sezon başlangıç ve bitiş tarihleri ile örtüşmediği, çok kısa süreli aralıklar için davacının iş aktinin askıya alındığı, askı tarihleri ve süreleri dikkate alındığında askı işlemi için makul bir sebebin bulunmadığı, davacının daha önceki yıllarda sezonla bağlantısı olmayan askı işlemine muvafakat etmiş olmasının bundan sonraki yıllar için askı işlemini haklı ve işçi için de kabul edilmesi zorunlu bir hale getirmediği, bu nedenle davacının kıdem tazminatı talebi haklı, davacının çalışmasının mevsimlik iş kapsamında değerlendirilmesine olanak bulunmadığı ve yıllık ücretli izin alacak talebinin de kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, Dairemizin 22.05.2015 tarih ve 2014/17841 Esas 2015/9764 Karar sayılı kararı ile, 2...Somut olayda; davacı dosya içerisinde bulunan SGK hizmet cetveline göre işyerinde mevsimlik işçi olarak 08.05.2005- 12.10.2005, 01.04.2006- 19.11.2006, 01.04.2007- 01.12.2007, 01.01.2008- 25.11.2008, 03.01.2009- 09.12.2009, 05.01.2010- 07.11.2010, 05.12.2010- 29.11.2011 tarihleri arasında çalışmıştır. Davalı işverence her yıl olduğu gibi iş akdi 29.11.2011 tarihinde askıya alınmış, 01.05.2011 tarihinde mevsim başında işe başlayıp başlamayacağının bildirilmesi istenmiş, davacı dava dilekçesi ile iş akdinin askıya alınmasına rıza göstermediği için davalı tarafça akdin feshi anlamını taşıdığını iddia ederek haksız fesih nedeniyle kıdem tazminatı talep etmiştir. Mevsimlik olarak çalışan davacı işçinin iş akdinin mevsim sonu askıya alınması işlemi yerinde olmakla, askıya alınma işlemini kabul etmeyen davacının iş akdini kendi feshettiği kabul edilerek kıdem tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmiş olması bozma nedenidir.” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, “... Bilindiği üzere ... bölgesinde turizm sezonu Nisan başı gibi başlamakta, Ekim ayı sonuna kadar sezon devam etmektedir. Bölgede bulunan oteller kışın müşteri sayısının azalması nedeniyle çalışan bir kısım personelin iş aktini askıya alabilmektedirler. Sezon sonunda iş aktinin askıya alınması işçi açısından haklı neden oluşturmaz ise de davacının davalıya ait otelde çalıştığı sürelerin incelenmesinde özellikle 01/04/2007 tarihinden sonra iş aktinin askıya alınma tarihlerinin sezon başlangıç ve bitiş tarihleri ile örtüşmediği, çok kısa süreli aralıklar için davacının iş aktinin askıya alındığı, tespit edilmiştir. Askı tarihleri ve süreleri dikkate alındığında askı işlemi için makul bir sebebin bulunmadığı açıktır. Davacının daha önceki yıllarda sezonla bağlantısı olmayan askı işlemine muvafakat etmiş olması bundan sonraki yıllar için askı işlemini haklı ve işçi için de kabul edilmesi zorunlu bir hale getirdiği kabul edilemez.
Davacının iş aktinin askıya alınmasının davacının mevsimlik çalışmasıyla ilgili olduğu, kabul edilse bile davacının önceki sezonlarda iş akdi 2007 yılından itibaren sadece 1-1,5 ay kadar askıya alınmış olup, son dört yılda Aralık ayında, en geç ocak ayının başında işe başlatıldığı görülmektedir. Oysa davacıya gönderilen 01/12/2011 tarihli noter ihtarnamesinde yeni sezonda tekrar iş başı yapmak için Mart ayının ilk 7 günü içerisinde yazılı çağrı yapılacağı bildirilmiş olup, 07/03/2012 tarihli Personel müdürü ... imzalı belgede de iş başı tarihi olarak 01/05/2012 tarihi belirlenmiştir. Davacının önceki sezonlarda işe başlatma tarihleri dikkate alındığında davacı işçi önceki sezonlardan farklı olarak çok daha uzun bir süre askı işlemini kabul etmek zorunda değildir. İşveren önceki sezonlardaki askı sürelerini istikrarlı bir şekilde devam ettirmelidir. Bazı sezonlar bir ay bazı sezonlar ise beş ay askı işlemi uygulaması işçi de belirsizlik ve güvensizlik yaratır. Geçimini ücreti ile sağlayan ve çoğu zaman başka bir geliri de bulunmayan işçinin, önceki sezonlarda en fazla 1,5 ay kadar askı işlemi uygulanmışken son dönemdeki sezonda 5 ay gibi öncekinin üç katı kadar bir süre ücretsiz olarak askıda kalması beklenemez. Somut olay açısından davacının mevsim sonu askıya alınma işleminin yerinde olduğu kabul edilse dahi önceki uygulamasından farklı olarak makul askı süresini aşan ve davacı işçi için beklenen makul süre içerisinde çağrı tebligatı göndermeyen işveren tarafından iş akdinin feshedildiğinin kabulü gerekir.
Tüm bu nedenlerle mahkememizin önceki kararında direnilmesine ve davacının kıdem tazminatı talebinin hüküm altına alınmasına karar vermek gerekmiştir. “ gerekçesi ile önceki kararda direnilmiştir.
Mahkeme kararındaki direnme gerekçeleri dikkate alındığında Dairemizin bozma kararının yerinde olmadığı, direnme kararının doğru olduğu anlaşılmakla, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı vekilinin yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun geçici ek ikinci maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıya yükletilmesine, 16.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.