MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kamu Kurum ve Kuruluşları Aleyhine Dolandırıcılığa Teşebbüs ve Resmi Belgede sahtecilik
HÜKÜM : Beraat

Kamu kurum ve kuruluşları aleyhine dolandırıcılığa teşebbüs ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın, alkol bağımlılığına bağlı depresif nöbet tanısıyla 23/03/2004 - 14/05/2004 tarihleri arasında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Kliniğinde yatırılarak tedavi edildiği, akabinde de 2004 yılı Mayıs ayından iddianame tarihine kadar her hafta grup terapilerine katıldığı, salı günleri yapılan grup terapisine katılmak için perşembe günleri Kabalı Köyünde görev yapmakta olan aile hekiminden Sinop Devlet Hastanesine sevk aldığı, cuma günleri bu sevke istinaden hastaneye başvurarak Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesine sevkini yaptırdığı, pazartesi günleri Ankara"ya hareket ettiği, 21/10/2010 - 23/12/2011 tarihleri arasında alkol bağımlılığına yönelik tedavi kapsamında 111 adet sevk sevk formu düzenlendiği, bu sevklerin 84 tanesinin şehir dışına, 27 tanesinin ise Kabalı Köyünden Sinop Atatürk Devlet Hastanesine yapıldığı, sanığın söz konusu sevk formlarını 27/04/2012 tarihli dilekçe ekinde Sinop Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne ibraz ederek sevklere ait yol, gündelik ve refakatçi giderlerinin kendisine ödenmesini talep ettiği, 21/01/2010, 28/01/2010, 04/02/2010, 11/02/2010, 22/04/2010 ve 11/08/2011 tarihli sevklerde, 3 iş günü içerisinde sevk edilen sağlık kuruluşuna başvurmadığı halde, söz konusu sevk ve tedavilere ilişkin yol gideri ve gündelik ücreti talep edildiği, 10/10/2011 ve 14/10/2011 tarihli sevklerde, sanığın sevk edildiği sağlık kuruluşları dışındaki hastanelere başvurduğu, 78 adet sevk formunda, sigortalının refakatçi eşliğinde tedavi edildiği yönünde kayıt bulunsa da sigortalının tedaviye refakatli olarak gitmediği, sevk belgelerinin tedavinin yapıldığı sağlık kuruluşu tarafından doldurulması gereken bölümünde yer alan yazıların sanığa ait olduğu, sanığın içeriği itibariyle sahte sevk ve tedavi belgesi düzenlenmek biçimindeki eyleminin, sevk ve tedavi belgelerine istinaden henüz ödeme yapılmamış olması nedeniyle teşebbüs aşamasında kaldığı, sanığın Sosyal Güvenlik Kurumu Rehberlik Ve Teftiş Kurumu Başkanlığı tarafından yapılan inceleme aşamasında müfettişe verdiği 13/05/2013 tarihli ifadesinde 2010-2011 döneminde Samsun ve Ankara"ya yapılmış olan tüm sevklerin tamamına yakınına refakatsiz olarak gittiğini, eşinin kendisine refakat ettiği sevk sayısının 3 ya da 4 olduğunu beyan ettiği, 16/01/2014 tarihinde Cumhuriyet Savcılığında verdiği ifadesinde ise refakatçi eşliğinde tedaviye gittiğini,yanında refakatçi olan kişilerin grup toplantısına katılmadığından refakatçi eşliğinde gitmemiş gibi göründüğünü beyan ettiği, bu beyanının suç ve cezadan kurtulmak amaçlı olduğunun değerlendirildiği, sanığın gerçekte refakatçi eşiliğinde tedaviye gitmeyerek refakatçi eşliğinde tedaviye gitmiş gibi sevk formu düzenleyip bu formları da dilekçe ekinde SGK Sinop İl Müdürlüğüne sunarak yol, gündelik ve refakatçi giderlerinin ödenmesini isteyerek kamu kurum ve kuruluşları aleyhine dolandırıcılığa teşebbüs ve resmi belgede sahtecilik suçları işlediğinin iddia edildiği olayda; sanık savunması ve katılan vekili beyanı ile tüm dosya kapsamından; sanığın savunmasında atılı suçlamaları kabul etmemesi, dosyada mevcut tanık ifadelerinin de sanığı doğrular nitelikte olması, bu kapsamda sanığın tedaviye değişik kişilerle refakatçileri eşliğinde gittiği, sevk evraklarındaki yazıların da doktorların ve görevlilerin bilgisi dahilinde sanık tarafından yazılıp doldurulduğu yönündeki savunmasının aksine sanığı cezalandırmaya yetecek kesin, inandırıcı ve her türlü şüpheden uzak delil bulunmadığı gerekçelerine dayanan ve sanığın beraatine ilişkin mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılan vekilinin, kararın hukuka ve yasalara aykırı olup bozulması gerektiğine, emeklilik hususunda çalışanla çalışmayanı bir tutmanın büyük bir adaletsizlik örneği olacağına, çalışmadan çalışan ve üretenlerin kazanımlarından yalan beyanlarla, hile ile yararlandırılarak çalışma huzurunun da bozulmasına sebebiyet verildiğinin dikkate alınmadığına ilişkin ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 15/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.