4. Ceza Dairesi 2014/46831 E. , 2019/4275 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, hakaret, görevi yaptırmamak için direnme, mala zarar verme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, beraat, hükmün açıklanmasının geri bırakılması
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
A-Sanık ..."a yükletilen tehdit, hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarından verilen hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararlara karşı yalnızca itiraz yolu açık ve dolayısıyla yapılan başvurunun bu doğrultuda değerlendirilmesinin gerekli bulunduğu,
Anlaşıldığından, katılan ... vekilinin temyiz davası isteği hakkında bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
B- Diğer hükümlere yönelik temyiz incelemesinde;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
1-Sanık ..."ın, katılan ..."ya karşı tehdit eyleminden verilen beraat kararına yönelik, katılan ... vekilinin temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
2-Sanık ... hakkında birden fazla kişiyle birlikte tehdit, görevi yaptırmamak için direnme ve görevliye hakaret ile sanık ... hakkında mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyize gelince;
a-Özel güvenlik görevlisi olarak çalışabilmek için 5188 Kanun"un 10. maddesi uyarınca özel güvenlik eğitimini başarıyla tamamlamış olmak ve 11. maddesi uyarınca da Valilikten çalışma izni almak zorunlu olup, anılan Kanunun 23. maddesine göre özel güvenlik görevlisi katılanların kendilerine karşı işlenen suç nedeniyle kamu görevlisi sayılabilmeleri için yukarıda açıklanan koşulları taşımalarının gerektiği anlaşılmakla; katılan ..."ın bu koşulları taşıyıp taşımadığının araştırılması gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme sonucu sanık ... hakkında katılan ..."a yönelik eylemlerinden dolayı görevi yaptırmamak için direnme ve görevliye hakaret suçlarından mahkumiyet hükümleri kurulması,
b-Kabule göre de; sanık ..."ın, özel güvenlik görevlisi olan katılan ..."ı basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaraladıktan sonra sarfettiği, seni asarım, keserim şeklindeki sözlerinin bir bütün halinde görevi yaptırmamak için direnme suçunun tehdit unsurunu oluşturduğu gözetilmeksizin, sanık ... hakkında, görevi yaptırmamak için direnme ve tehdit suçlarından ayrı ayrı mahkumiyet kararları verilmesi,
c-TCK"nın 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken söz konusu maddenin 1. fıkrasında sayılan hususlar, TCK"nın 3. maddesinin 1. fıkrasındaki "suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur" biçimindeki yasal düzenlemeler ile dosyaya yansıyan bilgi ve deliller birlikte değerlendirilip, denetime olanak verecek ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle ilgili yasa maddesindeki alt ve üst sınırlar arasında takdir hakkının uygulanması gerekirken, TCK"nın 61/1. maddesinde belirtilen yasal ibarelerin sanığın fiiliyle ilişkilendirilmeden tekrarlanması suretiyle ve soyut gerekçelerle, sanık ... hakkında mala zarar verme suçundan hüküm kurulurken, temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi,
d-Sanık ... müdafiinin, 07.05.2003 tarihli duruşmadaki lehe hükümlerin uygulanması talebinin TCK"nın 62 maddesinin uygulanmasını da kapsaması karşısında, sanık hakkında mala zarar verme suçundan hüküm kurulurken, bu hususta kanuni dayanakları da gösterilerek bir karar verilmemesi,
e-02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK"nın 151/1. maddesi kapsamındaki mala zarar verme suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanık ..."ın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan sanık ... müdafii ile katılanlar ... ve ... A.Ş. vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 14/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.