17. Hukuk Dairesi 2015/8216 E. , 2018/5912 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; müvekkilinin davalı borçlu ..."dan alacaklı olduğunu, bu alacağın tahsili için ... 16. ... Müdürlüğü"nün 2011/3802 sayılı dosyası ile takibe geçildiği sırada davalı ..."ın dava konusu ... İli, ... İlçesi, ... Köyü ... Ada, ... parselde kayıtlı 145/8440 arsa paylı B Blok 2. Kat, 8 nolu mesken vasıflı taşınmazı, muvaazalı olarak 15.02.2010 tarihinde ..."a devrettiğini, dava konusu olayda İİK"nın 280.madde kapsamında iptali gereken hileli bir tasarruf olduğunu, tapuda satış bedeli olarak gösterilen tutar ile taşınmazın gerçek değeri arasında bir mislini aşan bir fark olduğunu, ..."in de bu taşınmazı diğer davalı ..."a devrettiğini, devir ve satış işlemlerinin gerçek değerinden düşük ve muvaazalı olduğunu beyanla tasarrufun iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, satış ve devrin muvaazalı olmadığını, tam tersine davalı ... ile davalı ... arasında muvaaza değil husumet bulunduğunu, aralarında ceza davası bulunduğunu, davalı ..."un taşınmazı satmasına rağmen tahliye etmediğinden aleyhine ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/290 E., 2010/528 K. ve 22.11.2010 tarihli kararı ile teslim ve ecrimisile hükmedildiğini, davalı hakkında ... takibi başlatıldığını, taraflar arasında ... 1.SCM"nin 2010/2652 esas sayılı dosyasına yansıyacak şekilde husumet ve muaraza çıktığını, muarazan doğan kızgınlık ile ..."ın davacı ile muvaaza yaparak eski tarihli senet düzenlendiğini, senetlerdeki adresin tanzim tarihindeki gerçek
adresi taşımadığını ve yine senetlerde yazılı telefon numarasını o tarihte davacı .../davalı ... adına henüz açılmadığını, senet borçlularından ...’un diğer borçlu ...’ın kayınbiraderi olduğunu ve davalıyı zarara uğratmak istediklerini, alacaklının vadeden 7 ay sonra takibe geçtiğini, taşınmazın satın alımı sırasındaki akit tablosunda satış bedelinin yanlışlıkla 117.500,00 TL olarak gözükmüş ise de yapılan düzeltme ile 310.000,00 TL satış bedeli üzerinden harç ödemesi yapıldığını, beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin ne davacı ile ne de diğer davalılar ile hiçbir bağlantısının bulunmadığını, taşınmazı satın alan 4.kişi olduğunu, ödemelerinin banka kanalı ile yapıldığını, davalının evin dekorasyonunu yaparak, halen bu taşınmazda ikamet ettiğini, beyanla davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, muvaaza olduğu ileri sürülen kişiler arasındaki dava ve ceza soruşturma ve ... dosyalarından husumet bulunması nedeniyle dava konusu tasarrufun muvazaalı bulunmadığı, aksine davacı alacağının gerçekliği hususunda şüphe oluştuğu, tapuda satış bedelinin düşük olmasının tek başına yeterli delil olmadığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Dava İİK"nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir.
... ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri ... yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları, üç grup altında ve İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak, bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar, sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır (İİK.md.281). Bu yasal nedenle de, davacı tarafından İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerden birine dayanılmış olsa dahi, mahkeme bununla bağlı olmayıp, diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilir (Y.H.G.K.25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı). Genelde denilebilir ki, borçlunun iptal edilebilecek tasarrufları, alacaklılarından mal kaçırılmasına yönelik olarak yapılan ivazsız veya aciz halinde yapılan tasarruflar ile alacaklılarına zarar verme kastıyla yapılan tasarruflardır.
Öte yandan, tasarrufun iptali davalarında 3. kişinin borçludan satın aldığı malı elinden çıkarması ve satın alan dördüncü kişinin davaya dahil edilmemesi ya da davaya dahil edilmekle birlikte iyi niyetli olduğunun anlaşılması halinde İİK’nın 283/2 maddesi uyarınca bedele dönüşen davada üçüncü kişinin dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerekir.
Bu açıklamalardan sonra eldeki davada mahkemece yapılan araştırma hüküm vermeye yeterli değildir. Mahkeme gerekçesinde hem dava şartı olan alacağın gerçek bir alacak olmadığı gerekçesi ile hem de davanın esasına girerek davalı ... ile davalı ... arasındaki satışın gerçek olduğunu, aralarında husumet çıktığını belirterek davanın reddine karar vermiştir. Bir davada hem usulden hem de esastan reddine karar verilemez. Dava şartı olan alacağın gerçek bir alacak olması yönünden mahkemenin gerekçesinde belirttiği hususlar alacağı şüpheli hale getirmez. Alacağın gerçek bir alacak olup olmadığı, takibin kesinleşme şekli, tarafların ekonomik durumları göz önüne alınarak tarafların yaptıkları işe göre takibe konan senetler ile ilgili olarak delilleri sorularak gerektiğinde ticari defter incelemesi de yapılarak alacağın gerçek olup olmadığı irdelenerek sonuca gidilmesi gerekir.
Diğer yndan borçlu ile 3. kişinin tasarruf tarihinden sonraki aralarında geçen olaylar tek başına davanın esastan reddi için de yeterli değildir Somut olayda ... borçlu ... ile aynı apartmanda altlı üstlü komşu olarak ikamet
etmekte olduğu belirlendiğine göre Dairemiz içtihatlarına göre komşuluk ilişkisinin İİK"nın 280. maddesi ve İİK 278"de değerlendirilerek söz konusu tasarrufun iptale tabi olup olmadığı mahkemece değerlendrilmelidir.
Takibe konan senedin alacaklısı dava dışı Halil duruşmada tanık olarak dinlenmiş, borçlu ile ... arasındaki yine kendi aralarındaki olayları açıklamış ve 3. kişi ..."in hem borçlu hem de kendilerinin ticari durumlarını bildiğini beyan etmiştir. O halde mahkemce açıklanan maddi ve hukuksal olgular gözönüne alınarak öncelikle dava şartı olan alacağın gerçek olup olmadığı belirlenmeli gerçek bir alacak olmadığına kanaat getirilirse dava bu neden ile reddedilip maktu ücreti vekalete hükmedilmesi, gerçek alacak olduğunun anlaşılması halinde yukarıda izah edilen hususlar araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 05.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.