21. Hukuk Dairesi Esas No: 2008/19548 Karar No: 2010/168
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2008/19548 Esas 2010/168 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı işçi, farklı işverenlere ait işyerlerinde belirli dönemlerde çalıştığını ve bu süreleri mahkemece tespit edilmesini talep etmiştir. Mahkeme talebi kabul etmiş ancak işverenler arasında zorunlu veya ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmadığı için karar bozulmuştur. Maddi yönden zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı gibi şekli yönden dava arkadaşlığı da söz konusu değildir. İhtiyari dava arkadaşlığı da bulunmadığından, davalıların ayrı ayrı davalara çekilmeleri gerektiği sonucuna varılmıştır. Kanun maddeleri ise şöyledir: 506 sayılı yasanın 79/10. maddesi, HUMK'nun 43. maddesi, HUMK'nun 46. maddesi, MK.nun md. 630 ve BK.nun 520.
(Kapatılan)21. Hukuk Dairesi 2008/19548 E. , 2010/168 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı,davalılardan işverenlere ait işyerlerinde 1.1.2004-10.1.2004, 1.6.2004- 25.6.2004 ve 1.8.2005- 30.8.2005 tarihleri arasında çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. KARAR Davacı ,24.05.2006 tarihli dilekçesi ile 01.01.2004-10.01.2004 arası davalılardan ... ’na ait ... sicil numaralı işyerinde, 01.06.2004-25.06.2004 tarihleri arasında davalı ...’a ait 1004802 sicil numaralı işyerinde, 01.08.2005-30.08.2005 arası davalı Naci İğdirli’ye ait 1009352 sicil numaralı işyerlerinde çalıştığının tesbitini talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de bu sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davacının davalı işverenlerin ayrı ayrı işyerlerinde dilekçede Tarihlerini bildirdiği ayrı ayrı dönemlerde hizmet akdine dayalı olarak çalıştığının tesbitine ilişkindir. Bu yönüyle davanın yasal dayanağı 506 sayılı yasanın 79/10. maddesidir. Ne var ki, birden fazla işveren hakkında aynı dava dilekçesi ile dava açılabilmesi için işverenler arasında zorunlu veya ihtiyari (isteğe bağlı) dava arkadaşlığının bulunması gerekir. Zorunlu dava arkadaşlığı maddi hukukun (MK., BK., TTK.) bir hakkın birden fazla kişi tarafından dava edilmesini veya birden fazla kişiye karşı dava açılmasını öngördüğü durumdur. Somut olayda, maddi yönden zorunlu dava arkadaşlığı (örneğin MK.nun md. 630 iştirak halinde mülkiyet, BK. 520 adi ortaklık) bulunmadığı gibi şekli yönden dava arkadaşlığı da (MK. md. 242, MK. md. 639/3, İİK. md. 282) söz konusu değildir. Öte yandan, zorunlu dava arkadaşlığı dışında kalan ihtiyari (isteğe bağlı) dava arkadaşlığının mümkün olduğu haller HUMK.nun 43. maddesinde a) dava konusu hak veya borcun ortak olması (BK. Md.142. müteselsil borçluluk) b) borçluların ortak bir işlem (örneğin sözleşme) ile birden çok kişi yararına borç yüklenmiş olması c) davanın aynı nedenden doğması (örneğin, BK.md.50 birden fazla kişinin haksız fiil sorumluluğu) olarak sayılmıştır. Somut olayda, davalı işverenler arasında anılan maddede öngörülen nitelikte ihtiyari (isteğe bağlı) dava arkadaşlığı da bulunmamaktadır. Bu durumda, davalı işverenler arasında zorunlu veya ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmadığından, HUMK.nun 46. maddesi uyarınca davaların ayrılmasına karar verilmesi gerekirken birlikte görülerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. HGK’nun 09.05.2007 tarih 2007/21-255 Esas-260 Karar sayılı ilamı da bu yöndedir. O halde davalı Kurum"un bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,bozma nedenine göre davalı Kurumun öteki itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına 19.01.2010 tarihli oturumda oybirliğiyle karar verildi.