17. Hukuk Dairesi 2014/7095 E. , 2017/517 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkiline yangın sigortası ile sigortalı işyerinin yakınında bulunan iş merkezinin zemin katında faaliyet gösteren davalı firmanın atölye bölümünde bulunan ve davalı firma tarafından kullanılan oksijen tüpünün patlaması sonucu sigortalı işyerinde hasar meydana geldiğini, sigortalısına 3.420,00.-TL hasar tazminatı ödendiğini beyanla, alacağın tahsili için davalı aleyhine başlatılan takibe davalının haksız itirazının iptali ile %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, soruşturma dosyasında aldırılan bilirkişi raporuna göre gaz tedarikçisinin kaçak yoldan doğalgaz satışı yapabilmek için oksijen tüplerinin içine doğalgaz doldurması ve boşalan bu tüplere yeniden oksijen gazı doldurmasıyla müvekkilinin işyerinde kullanılmak istenen tüplerin regülatör vanasının açılmasıyla, vanadaki sürtünmeden patlamanın olduğunu, her türlü iş güvenliği önlemi yerine getirilse ve standartlara uyulsa bile patlamanın yine gerçekleşeceğini, bu nedenle müvekkilinin kusuru olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalı şirketin yetkilisinin kusuru olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, işyeri sigortası nedeniyle sigortacı tarafından ödenen alacağın rücuen tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
6098 sayılı TBK’nun 74. maddesine (818 Sayılı BK’nun 53. maddesi) göre hakim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hakimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hakiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da hukuk hakimini bağlamaz. Buna göre, hukuk hakimi kural olarak ceza hakiminin belirlediği kusur oranı ile bağlı değil ise de, kesinleşen maddi olgu ile bağlıdır.(H.G.K. 06.02.2002 gün 2002/19-16, 2002/47 sayılı kararı)
Somut olayda davacı sigortacı davalının atölyesinde kullandığı oksijen tüpünün patlaması sonucu sigortalısına ödediği hasar tazminatının tahsili için başlattığı takibe itirazın iptalini talep etmiştir. Patlama ve yangın olayıyla ilgili olarak ... 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 09/09/2015 tarihli, 2011/256 Esas, 2015/192 Karar sayılı ilamı ile davalı şirket yetkilisi hakkında taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak suçundan kusuru bulunmadığından CMK"nın 223/2-c maddesi uyarınca beraatine, görevi kötüye kullanmak suçundan eylemi suç teşkil etmediğinden CMK"nın 223/2-a maddesi uyarınca beraatine karar verilmiş, karar temyiz edilmiş ve UYAP ortamından yapılan sorgulamaya göre karar henüz kesinleşmemiştir. Mahkemece ceza dosyasındaki ve soruşturma dosyasındaki bilirkişi raporları hükme esas alınarak davalı şirket yetkilisinin kusuru olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir. HMK 266. ve devamı maddeleri gereğince çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verilir, hükmüne yer verilmiştir. Mahkemece hiçbir rapor aldırılmadığı gibi, kesinleşmeyen ceza dosyasındaki bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Bu durumda mahkemece, ceza dosyasında aldırılan bilirkişi raporunun yukarıdaki açıklamalar ışığında somut vakıaya dayanıp dayanmadığı TBK 74. madde kapsamında tartışılarak, gerektiğinde alanında uzman bir bilirkişi heyetinden davalının sorumluluğu hususunda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık bilirkişi raporu aldırılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 24/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.