11. Hukuk Dairesi 2016/229 E. , 2016/1051 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada,,,2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 05/06/2015 tarih ve 2015/411-2015/754 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı,,,,2. İş Mahkemesi"nin 2014/518 esas sayılı dava dosyasında verilen 06.02.2015 tarihli ara karar uyarınca.,,, ve Ticaret A.Ş. aleyhine ihya davası açılmak üzere tarafına süre verildiğini, bu dava nedeniyle dava dışı şirketin ihyasına karar verilmesi zaruretinin bulunduğunu ileri sürerek.,,, ve Tic. A.Ş."nin tüzel kişiliğinin yeniden ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, Ticaret Sicil Müdürlüğü"nün ,,,sicil numarasında kayıtlı Tasfiye Halinde,,,İnş. Ve Tic. A.Ş."nin 17.03.2009 tarihinde tescil edilen 26.3.2009 tarihli toplantı tutanağı uyarınca tasfiyesi sona ermesi nedeniyle sicilden terkin edildiğini, terkin işlemini alınan kararlar uyarınca yapan müvekkilinin bir sorumluluğunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından davanın açılması sırasında 30,00 TL gider avansı yatırıldığı, mahkemece dosyada gider avansının eksik olduğunun anlaşılması üzerine davacıya gider avansının iki haftalık kesin süre zarfında yatırması için meşruhatlı tebligat gönderildiği, davacının buna rağmen gider avansını yatırmadığı, davacının kesin süre zarfında gider avansını yatırmasının dava şartı niteliğinde olduğu gerekçesiyle HMK"nın 114/1-g maddesi yollamasıyla 115/2. maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, gider avansının mahkeme veznesine yatırılmamış olmasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 01,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 08/02/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
.
KARŞI OY
Somut uyuşmazlıkta, ... Asliye Hukuk Mahkemesi aracılığı ile 17/02/2015 tarihinde,,,Asliye Ticaret Mahkemesi"ne açılan davada, 30,00 TL gider avansı davacı tarafından 17/02/2015 tarihinde PTT ile gönderilmiş,,,,Asliye Ticaret Mahkemesi"nce çekilen avans 26/02/2015 günü vezneye yatırılmış, Mahkemece gider avansının eksik yatırıldığının anlaşılması sonucu öninceleme aşamasında "440,00 TL gider avansının iki haftalık kesin süre içerisinde yatırılması" ihtarını içeren tebligatın 09/03/2015 tarihinde davacıya tebliği üzerine, 16/03/2015 tarihinde 450,00 TL gider avansı davacı tarafından PTT ile Mahkemeye gönderilmiş, Mahkemece 30/06/2005 tarihinde gönderilen avans PTT aracılığı ile davacıya iade edilmiş 05/06/2015 gün ve 2015/411-754 sayılı kararla HMK 114/1-g ve HMK 115/2 maddesi gereğince Mahkemece dava şartı yokluğundan davanın Usulden reddine karar verilmiş, davacının temyizi üzerine karar çoğunluk görüşü doğrultusunda onanmıştır.
Sayın çoğunluğun onama gerekçesine katılmıyorum.
6100 sayılı HMK 114/1-g maddesinde "davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması" dava şartı olarak öngörülmüş,
Yasanın 115/2 maddesinde "avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması halinde Mahkemece bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verileceği" düzenlenmiş,
Yasa"nın 449 maddesinde de "Bu kanunun uygulanmasıyla ilgili yönetmeliklerin, Adalet Bakanlığı tarafından yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde çıkarılacağı" vaz edilmiştir.
Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine dair Yönetmeliğin Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Hizmetlerinde Tutulacak kayıtları başlıklı 171/m maddesinde "Posta Mutemet Kaydı"nın tutulmasının zorunlu bulunduğu, Yönetmeliğin 187 maddesinde de Posta mutemet Kaydının "1. Havale yolu ile gelen paraya ilişkin kayıt olduğu, 4. Başkan veya hakimin, posta merkezinden havale ve kıymetli kolileri almaya yetkili mutemetlerin adı, soyadı, memuriyet sıfatı ve tatbiki imzaları ile bunlardan başkasına ödeme ve teslimat yapılmasını o yer PTT Müdürlüklerine bir yazı ile bildirileceği ...." öngörülmüştür.
PTT Yurtiçi Havale ve Posta Çeki Yönetmeliğinin 3/r maddesinde "Serbestçe girilemeyen yer; serbestçe girilip alıcısına ulaşılamayacak resmi veya özel kurum ve kuruluşlar" olarak ifade edilmiş, Yönetmeliğin 7/3 maddesinde de" serbestçe girilemeyen yerlerdeki kişiler adına gelen havale paralarının, PTT işyerine başvuran alıcının kendisine, tayin etmek kaydıyla mutemet veya vekiline yahut kuruluşun mutemedine ödeneceği" düzenlenmiştir.
T.C. Anayasası"nın 36 maddesinde düzenlenen Hak arama hürriyeti mahkemeye erişim hakkını da içermektedir. Bu hal adil yargılanma hakkının en temel unsurlarından biridir. Mahkemeye ulaşmayı aşırı derecede zorlaştıran ya da imkansız hale getiren uygulamalar mahkemeye erişim hakkının ihlalidir.
Usul kurallarının, hukuki güvenliğin sağlanması ve yargılamanın düzgün bir şekilde yürütülmesi sonucu adaletin tecelli etmesine hizmet etmek yerine, kişilerin davalarının yetkili bir mahkeme tarafından görülmesi bakımından bir çeşit engel haline gelmeleri durumunda, mahkemeye erişim hakkı ihlal edilmiş olacaktır.
Mahkemeye erişim hakkına ilişkin sınırlandırmaların, kanuni olması, hakkın özünü zedeleyecek şekilde kısıtlamaması, meşru bir amaç izlemesi, açık ve ölçülü olması ve ilgilinin üzerinde ağır bir yük oluşturmaması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, davacının havale hizmetinden yararlandığı PTT"nin 28.11. 2014 günlü "Resmi Kurumlar ile Tüzel Kişilere Konutta Teslim Havale Kabulü" konulu tebliği gereğince, PTT Yurtiçi Havale ve Posta Çeki Yönetmeliğinin 3/r maddesinde yer alan "serbestçe girilemeyen yer" kavramının, serbestçe girilip alıcısına ulaşılamayacak resmi veya özel kurum ve Kuruluşları ifade ettiği, bu yerlerdeki kişiler adına gelen havale paralarının PTT işyerine başvuran alıcının kendisine veya ilgilisine ödeneceği, sonuç olarak tüm resmi kurumlara yapılan havalelerde ödeme yerinin PTT işyeri olduğu gözetildiğinde, davacı tarafından kesin süre içerisinde gönderilen havalenin (gider avansı) ilgili PTT şubesinden teslim alınmasının, HMK Yönetmeliğinin 187 maddesi hükümleri de dikkate alındığında, Mahkemenin sorumluluğunda olduğu anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, davacının dava açarken aynı şekilde PTT havalesi ile 26.02.2015 tarihinde gönderdiği 30.00 TL"nin yerel Mahkemece yukarıda açıklanan Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde teslim alınarak sarfedilmesine rağmen, dava konusu gider avansının Yönetmelik hükümlerine aykırı olarak alınmamasında mahkemece yeknesak bir uygulama sergilenmediğini göstermektedir.
Sonuç olarak, ...Kasabasında oturan davacının,,,2. Asliye Ticaret Mahkemesinde açtığı davada, 26.02.2015 tarihinde PTT havalesi ile gönderdiği 30.00 TL gider avansının Mahkemece PTT"den çekilerek işlemlerde kullanılmasına rağmen, 09.03.2015 tarihinde kendisine tebliğ edilen ihtarnamede öngörülen kesin sürede eksik 440.00 TL gider avansını Mahkeme adı ve dosya nosunda bildirerek aynı usulle gönderdiği halde Mahkemece Yönetmelik hükümlerine aykırı davranılarak paranın PTT"den çekilmemesi sonucu ve kesin sürenin sona ermesinden itibaren yaklaşık 3 ay sonra yazılı şekilde karar verilmesi T.C. Anayasasının 3 maddesinde ifade edilen Mahkemeye erişim hakkı, HMK 27 maddesinde ifade edilen Hukuki Dinlenilme Hakkı ve HMK 30 maddesinde ifade edilen Usul Ekonomisi ilkesine aykırıdır.
Yerel Mahkeme kararının, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler çerçevesinde değerlendirme yapılmak üzere Bozulmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kararın onanmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım
KARŞI OY YAZISI
Mahkemece, davacı tarafından davanın açılması sırasında 30,00 TL. gider avansı yatırıldığı, gider avansının eksik olduğunun anlaşılması üzerine, belirlenen gider avansının iki haftalık kesin süre zarfında yatırması için meşruhatlı tebligat gönderildiği, davacının buna rağmen gider avansını yatırmadığı gerekçesiyle, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, gider avansının yatırlması için çıkarılan tebligatın davacıya 09.03.2015 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Davacı temyiz dilekçesinde, iki haftalık süre dolmadan, 16.03.2015 günü saat 09.56"da Afyonkarahisar PTT merkez Şubesinden 450,00 TL"yi gider avansı olarak yatırdığını, makbuzunu da mahkemeye gönderdiğini, mahkemenin avansı almadığını, iade edilen parayı, 30.06.2015 günü Sinanpaşa PTT Müdürlüğünden geri aldığını, hak kaybı söz konusu olduğundan, yerel mahkeme kararının bozulmasını istemiş, dilekçesi ekine ilgili belge fotokopilerini eklemiştir.
Mahkeme 05.06.2015 günü gider avansının verilen kesin sürede yatırılmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar vermiştir.
Bu durumda, davacının temyiz dilekçesi ile ekindeki belgeler incelenerek, davacının temyiz dilekçesinde belirttiği gibi verilen kesin süre içerisinde gider avansını gönderip, bu hususu mahkemeye bildirdiği, buna rağmen mahkemece, gönderilen gider avansının alınmadığı, bu nedenle iade edildiğinin anlaşılması halinde, davacının kesin süre içerisinde gider avansını yatırmadığı ileri sürülemeyecektir.
Bu nedenle, yukarıda belirtilen şekilde araştırma yapılarak, sonucuna göre karar verilmesi için, yerel mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşünde olduğumdan, sayın çoğunluğun onama kararına katılmıyorum. 08.02.2016
...