15. Ceza Dairesi 2017/8617 E. , 2019/10845 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : 1-Katılan ...’ya yönelik eylemi nedeniyle; 158/1-f, 168/2, 62, 52, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından yapılan yargılama sonucunda, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, aynı maddenin 8. fıkrası uyarınca denetim süresine tabi tutulmasına dair İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/263 Esas ,2011/238 Karar sayılı kararının, 28/10/2011 tarihinde kesinleştiği, denetim süresi içinde, 05/01/2012 tarihinde yeniden işlediği ikinci suçtan dolayı sanığın 27/09/2012 tarihinde mahkumiyetine karar verildiği ve bu kararın kesinleşmesiyle yapılan ihbar üzerine CMK"nın 231/11. maddesi gereğince; hükmün açıklanmasına ilişkin İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 12/11/2013 tarih, 2012/504 Esas, 2013/400 Karar sayılı kararı ile sanığın atılı suçlardan mahkumiyetine ilişkin hükümler, O yer Cumhuriyet savcısı ve sanık tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık ...’nın yanında hakkında beraat hükmü verilen temyiz dışı sanık ... Zor ile birlikte ... Çarşısında katılan ...’ya ait işyerine gelerek satın aldığı malların bedeli olarak TEB Çankaya subesine ait ... Hırdavat Nalburiye Ltd. Şti. adına keşideli ... seri numaralı 15.11.2011 tarihli ve 4.500,00 TL bedelli çeki katılana verdiği ve söz konusu çek karşılığında aldığı mallarla birlikte işyerinden ayrıldığı, aynı gün diğer katılan ...’e ait işyerine gelerek almayı kararlaştırdığı mallara karşılık TEB Çankaya şubesine ait ... Hırdavat Nalburiye Ltd. Şti. adına keşideli 6969161 seri numaralı 20.11.2011 tarihli 5.500,00 TL bedelli çeki verdiği, katılan ...’in çekin sahte olduğundan şüphelenmesi üzerine çekin fotokopisini alıp aslını geri verdiği ve bankadan çekle ilgili bilgi istediği, çekin sahte olduğunun bu şekilde öğrenildiği, işyerine çağrılan sanığın yakalandığı, sanık ...’nın yapılan üst aramasında TEB Çankaya Şubesi"ne ait ... Hırdavat Nalburiye Ltd. Şti adına keşideli 6969162 seri numaralı, 15.11.2011 tarihli, 11.500 TL bedelli çekin de bulunduğu, sanığın katılanlara alışveriş esnasında verdiği ve yapılan üst aramasında elde edilen toplamda 3 adet çekin de sahte olduğunun anlaşıldığı,sanığın bu şekilde üzerine atılı suçu işlediği iddia olunan somut olayda;
1-Nitelikli dolandırıcılık suçuna yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
a-Katılan ...’ya yönelik nitelikli dolandırıcılık suçu yönünden; sanık savunması, katılan beyanı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre sanığın nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğinin sabit olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
TCK"nın 158/1-f-son maddesi gereğince hükmolunan temel adli para cezasında, suçtan elde edilen haksız menfaatin iki katı gözetilerek, asgari 450 gün karşılığı adli para cezasına hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, temel cezanın 400 gün adli para cezası olarak belirlenip bu miktar üzerinden TCK’nın 62 maddesi uygulanmak suretiyle eksik adli para cezası tayini, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Sanığın soruşturma aşamasında kolluk kuvvetlerince yakalandığı esnada suça konu eşyaların aracında ele geçirilmesi nedeniyle sanığın etkin pişmanlığından söz edilemeyeceği gözetilmeden sanık hakkında kovuşturma aşamasında zararın giderilmesi halinde uygulanması gereken TCK’nın 168/2 maddesinin uygulanarak çelişkiye düşülmüş ise de; Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 04.03.2008 gün, 2008/6-47 Esas ve 2008/43 Karar sayılı kararı ışığında, sanığın yanılgılı uygulama nedeniyle ortaya çıkacak sonuçtan ikinci kez yararlandırılması hakkaniyete aykırı sonuçlar doğmasına, adalet ve eşitlik ilkelerinin sakatlanmasına yol açacağından bozma nedeni yapılmamıştır.
b-Katılan ...’e yönelik nitelikli dolandırıcılık suçu yönünden; sanık savunması, katılan beyanı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre sanığın nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğinin sabit olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; O yer Cumhuriyet savcısı ve sanığın temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2-Resmi belgede sahtecilik suçuna yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanık savunması, katılan beyanları, bilirkişi incelemesi ve dosya kapsamından; sanığın mahkumiyetine ilişkin mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın sübuta ilişkin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddinne; ancak;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22.04.2014 tarihli 2013/11-397 Esas ve 2014/202 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK’nin “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçlarının hukuki konusunun kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişinin de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulün etkilenmeyeceği, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerekeceği dikkate alınarak; sanığın eylemlerinin bir bütün halinde 5237 sayılı TCK"nin 204/1 ve 43. maddeleri kapsamında zincirleme şekilde tek bir resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı ve belge sayısının sanık hakkında TCK"nin 43. maddesinin 1. fıkrası uyarınca temel cezada artırım yapılması sırasında göz önüne alınması gerektiği gözetilmeden, eylemlerin üç ayrı resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu kabul edilerek sanık hakkında üç ayrı hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05/11/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.