12. Ceza Dairesi 2016/11300 E. , 2018/7525 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Katılan Suça Sürüklenen Çocuk : ...
Suç : Taksirle yaralama
Hükümler : Suça sürüklenen çocuk ... hakkında: TCK"nın 89/1, 31/3, 62, 52, 52/4. maddeleri gereğince mahkumiyet.
Sanık ... hakkında: TCK"nın 89/1, 89/2-a, b, d, son, 62, 52, 52/4. maddeleri gereğince mahkumiyet.
Taksirle yaralama suçundan katılan suça sürüklenen ... hakkında verilen mahkumiyet kararı ile katılan sanık ...’un mahkumiyetine ilişkin hükümler katılan suça sürüklenen müdafii ile katılan sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü;
A-Katılan suça sürüklenen çocuk ... hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Anayasa Mahkemesinin 07.10.2009 gün ve 27369 sayılı Resmi Gazete"de yayınlanıp, yayımından itibaren bir yıl sonra 07.10.2010 tarihinde yürürlüğe giren, 23.07.2009 gün ve 2006/65 Esas, 2009/114 karar sayılı iptal hükmünün yürürlüğe girdiği tarihe kadar 5237 sayılı TCK"nın 50 ve 52. maddeleri ve 765 sayılı TCK hükümleri uyarınca doğrudan hükmedilip, başkaca hak mahrumiyeti içermeyen 2000 TL"ye kadar (2000 TL. Dahil) adli para cezalarına ilişkin mahkumiyet hükümleri 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı Kanunun 305. maddesi gereğince kesin nitelikte olup, 07.10.2010 ila 6217 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 14.04.2011 tarihine kadar ise mahkumiyet hükümlerinin hiçbir istisna öngörülmeksizin temyizinin mümkün olduğu, 14.04.2011 ve sonrasında ise, doğrudan hükmedilen 3000 TL’ye kadar (3000 TL. Dahil) para cezalarının 5320 sayılı Kanunun Geçici 2. maddesi uyarınca kesin nitelikte olduğu, 03.03.2015 tarihinde verilen 1000,00 TL adli para cezasından ibaret mahkumiyet hükmüne karşı suç niteliğine ilişkin de herhangi bir temyiz istemi bulunmadığından suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE,
B-Katılan sanık ...’un mahkumiyetine ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından düzenlenen 28.02.2014 tarihli raporda katılan ... Gündüz’de saptanan kırıkların hayat fonksiyonlarını ağır (6) derecede etkileyecek nitelikte olduğunun, yüz bölgesindeki yaraların sabit iz niteliğinde olup olmadığı hususu ile ekstremitelerdeki kemik kırıkları nedeniyle organlarından birinin işlevinde sürekli zayıflamaya neden olup olmadığı hususunun 6 ay sonra yapılacak muayenesi sonrasında değerlendirilebileceğinin belirtilmesi üzerine Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından 14.10.2014 tarihli raporda katılanın yaralanmasının yüzde sabit iz niteliğinde olduğunun ve sağ ayak bileğindeki hareket kısıtlılığının duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflaması niteliğinde olduğunun belirtilmesi karşısında tebliğnamedeki (1) numaralı bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık ... Erol müdafiinin kusur durumuna, keşfe dayalı olmayan bulguların maddi gerçekle bağdaşmadığına, eksik inceleme yapıldığına, duyulardan ya da organlardan birinin işlevinin sürekli zayıflamasına ilişkin tespitlerin münhasıran adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nce yapılması gerektiğine, cezanın teşdiden belirlenmesine, hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmamasına, katılan ... vekilinin sair nedenlere ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak:
1- Meskun mahalde idaresindeki otomobil ile seyir halinde iken seyir istikametine göre "DUR" trafik işaret levhasını dikkate almadan kontrolsüz şekilde kavşağa girip motorsiklet sürücüsü olan katılana ilk geçiş hakkını vermeyerek katılanın idaresindeki motosiklete çarpması sonucu, katılanın vücuttaki kemik kırığının hayati fonksiyonlarını ağır (6). derecede etkileyecek nitelikte, yüzde sabit iz oluşacak şekilde ve sağ ayak bileğindeki hareket kısıtlılığının duyurularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflaması niteliğinde yaralanmasına neden olduğunun mahkemece kabul edildiği olayda; asli kusurlu olarak kazaya sebebiyet veren sanık ... hakkında temel ceza tayin edilirken, kusurunun yoğunluğu, meydana gelen zararın ağırlığı dikkate alınarak asgari hadden daha fazla uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi,
2- Kendisini vekil ile temsil ettiren katılan sanıklar lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 14/1. maddesi gereğince, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 1.500,00-TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, katılan suça sürüklenen vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 04.07.2018 tarihinde oybirliğiyle, vekalet ücreti yönünden oy çokluğu ile karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ:
Katılan suça sürüklenen çocuk ..."ün kullandığı motorsiklet ile katılan sanık ..."un kullandığı otomobilin yol kavşağında çarpışması neticesinde katılan suça sürüklenen çocuk ..."ün altıncı derece kemik kırığı, yüzde sabit iz, sağ ayak bileğinde hareket kısıtlılığı, duyu veya organlardan birinin işlevinin sürekli zayıflaması şeklinde, katılan sanık ..." un ise BTM ile giderilecek şekilde yaralandıkları, olayda katılan suça sürüklenen çocugun tali, katılan sanığın ise asli kusurlu olduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda izah edildiği gibi her iki sanığında katılan sıfatları da mevcuttur. Tartışma konusu ise hem katılan hem sanık sıfatı olan taraflara verilecek olan ücreti vekalet noktasında toplanmaktadır. Hem katılan suça sürüklenen çocuğun, hem de katılan sanığın cezalandırılması yoluna gidilmiştir. Ceza alan sanıklar lehine ücreti vekalete hükmedilemeyecek ise de tarafların birde katılan sıfatları bulunmaktadır yani katılan ve sanık olmak üzere iki sıfat bir kişinin üzerinde toplanmıştır. Sanık olarak ceza almakla birlikte, katılan olarak karşı tarafın eyleminden zarar gördükleri mahkeme kararıyla tevsik edilmiştir. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 14/1. maddesinin “Kamu davasına katılma üzerine, mahkumiyete ya da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ise vekili bulunan katılan lehine Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde belirlenen avukatlık ücreti sanığa yükletilir.” hükmü dikkate alındığında bile her iki katılan da karşı tarafın eyleminden zarar görmüş ama aynı zamanda eylemleri ile karşı tarafa zarar vermişlerdir. Aynı eylemden nedeniyle acılan davanın hem kazananı hem kaybedeni aynı sıfatta birleşmiştir.
Aynı eylemden dolayı açılan davada cezalandırılmaları yoluna gidilen hem sanık hem müşteki olarak kabul gören kişiler lehine ücreti ücreti vekalete hükmetmenin Avukatlık Yasası ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesindeki ilkelere aykırı olacağı gibi adalet ve hakkaniyetede uygun düşmeyeceği açıktır.
Bu itibarla; gerek katılan suça sürüklenen çocuk gerekse katılan sanık lehine ücreti vekalete hükmedilmesinin doğru olmadığı düşüncesiyle çoğunluğun görüşüne iştirak etmiyoruz.
Muhalif Üye Muhalif Üye
... ...