17. Ceza Dairesi 2016/8306 E. , 2018/13052 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Dosya kapsamına göre diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanığın tüm aşamalardaki savunmalarında atılı suçları işlemediğini istikrarlı olarak belirttiği, dosya içerisinde sanığa ait olay yerlerinde parmak izleri, DNA analizine cevap verecek vücut izi raporları, olayları gösteren kamera görüntülerinin bulunmadığı, yine olay anına ilişkin yeminli tanık anlatımı, teşhis tutanağı veya benzeri somut delilin olmadığı, sanığın olay yerinde yakalanmadığı ve kullandığı GSM hattına ilişkin HTS kayıtları incelendiğinde, suç tarihinde sanığın olayların gerçekleştiği yerde bulunduğuna dair bir bilgiye ulaşılamadığı, Jandarma Genel Komutanlığınca düzenlenen 02.05.2014 tarihli uzmanlık raporunda, olay yerlerini gösterdiği iddia olunan kamera görüntülerinde, eşkal tespitine yönelik gerekli detayı elde etmenin mümkün olmadığı, sanık ... olduğu iddia edilen şahsın kamera görüntülerindeki müştekilerin dükkanlarının çevresinde görüldüğü, fakat herhangi bir dükkana girip girmediği konusunda görüntü karesi tespit edilemediğinden bu konuda bir değerlendirmenin yapılamadığının belirtildiği, kaldı ki sanık ..."in suçların işlendiği ... kasabasında bulunduğuna, fakat atılı suçları kendisinin işlemediğine dair savunması göz önüne alındığında, dosya arasında yer alan kamera görüntülerindeki şahsın sanık ... olduğu tespit edilse dahi, kamera görüntülerinin müştekilere ait iş yerlerini göstermemesi nedeniyle, bu hususun tek başına sanığın atılı suçlardan mahkumiyetine yeterli bir delil olarak kabul edilemeyeceği, bu itibarla sanığın mahkumiyetlerine yeterli, kesin, inandırıcı ve hukuka uygun delil bulunmadığı gözetilmeden, tüm müştekilere yönelik olarak üzerine atılı suçlardan beraatleri yerine, yazılı şekilde hükümlülüklerine karar verilmesi,
2-Müşteki ..."un tüm aşamalarda alınan ifadelerinde suça konu yerin, kendisine ait kıraathanenin deposu niteliğinde olduğunu belirttiği, olay yeri inceleme raporunda ve 18.12.2013 tarihli bilirkişi raporunda da söz konusu yerin depo olarak tanımlandığı ve kıraathane olarak kullanılan yer ile suçun işlendiği deponun arasında geçişi sağlayan kapı ve pencerenin de bulunmadığı, yani deponun bağımsız nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında; sadece depo olarak ve salt eşya muhafazası için kullanılan, herhangi bir ticari faaliyetin yürütülmediği, bir iş yerinin eklentisi niteliğinde olmayan yere girilmesinin iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçunu oluşturmayacağı ve sanığın eyleminin suç teşkil etmeyeceği gözetilmeden sanık ... hakkında müşteki ..."a yönelik iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçundan beraati yerine, mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre de;
3-5237 sayılı TCK"nın 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olması, temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olup, hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının TCK"nın 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi, kanun koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği önemi göstermektedir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 15.12.2009 gün ve 6/242-291 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, "...daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma" görüşünün, TCK"nın 145. madde uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de, maddenin yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir. TCK"nın 145. maddenin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçimi; ortak tanımlama ile, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel almaktadır. TCK"nın 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hâkim indirim oranını TCK"nın 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “işlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır.
Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında “Suçun işleniş şekli ve özellikleri” de dikkate alınmalıdır. TCK"nın 145. maddesinin uygulanmasında hâkime takdir hakkı tanınmış olup, hâkim takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapmalıdır.
Somut olayda ise; sanığın müşteki ..."nun imam olarak çalıştığı camiden 10,00 TL para; müşteki ..."un iş yerine ait deposundan toplam 50,00-55,00 TL değerinde eşya ve son olarak müşteki ..."a ait iş yerinden toplam 20,00 TL değerinde madeni para çalması karşısında; müştekiler ..., ..., ..."a karşı işlenen hırsızlık suçları yönünden sanık hakkında suçun işleniş şekli ve özellikleri itibariyle ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, hırsızlık suçlarının konusunu oluşturan malların değerinin az olması nedeniyle TCK"nın 145. maddesi gereğince verilen cezalardan belirlenecek oranda indirimlerin yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
4-Sanığın kasabada bulunan müşteki ..."nun imamlığını yaptığı camiye, cami kapısının kirişinin üstünde bulduğu yedek anahtarla kapıyı açarak girdikten sonra namaz kılınan bölümü ayıran pimapen kapı penceresini kırıp cami içindeki bağış kutusunda bulunan yaklaşık 10,00 TL parayı aldığının kabul edilmesi karşısında, sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK"nın 142/2-d maddesinde düzenlenen “Haksız yere elde bulundurulan veya taklit anahtarla ya da diğer bir aletle kilit açmak veya kilitlenmesini engellemek suretiyle hırsızlık” suçuna uyduğu gözetilmeden, yazılı şekilde aynı Kanun"un mülga 142/1-b maddesi ile uygulama yapılması suretiyle sanık hakkında eksik ceza tayini,
5-5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı hakkındaki Yasa"nın 108/2. maddesi uyarınca tekerrür nedeniyle koşullu salıverilme süresine eklenecek miktarın, tekerrüre esas alınan cezanın en ağırından fazla olamayacağının anlaşılması karşısında; sanığın adli sicil kaydına göre, önceki suçlarının içinde tekerrüre esas alınabilecek en ağır mahkumiyet olan Sandıklı Asliye Ceza Mahkemesinin 2006/119 Esas, 2006/194 Karar sayılı ve 12/04/2007 tarihinde kesinleşip, 11/07/2014 tarihinde infaz edilen, 3 yıl hapis cezasını içeren ve TCK"nın 58. maddesi uyarınca tekerrür hükümlerinin tatbik edildiği mahkumiyetin tekerrüre esas alınıp bu ilam nedeniyle ikinci kez mükerrir olan sanığın, 5275 sayılı Yasa"nın 108/3. maddesi uyarınca koşullu salıverilmeden yararlanamayacağı hususunun karar yerinde gösterilmesi gerekirken; daha az cezayı içeren Karacasu Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2012/47 Esas ve 2012/89 Karar sayılı 08/11/2012 tarihinde kesinleşen ilamının tekerrüre esas alınması ve ayrıca tekerrüre esas alınan ilam yönünden de sanığın ikinci kez mükerrir olmasına karşın sanığın ikinci kez mükerrir olduğunun ve 5275 sayılı Kanun"un 108/3. maddesi uyarınca koşullu salıverilmeden yararlanamayacağı hususunun karar yerinde gösterilmemesi,
6-T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."ın temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın gözetilmesine, 23.10.2018 günü oy birliğiyle karar verildi.