17. Ceza Dairesi 2016/12107 E. , 2018/13050 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Sanık ..."ın yokluğunda kurulan hükümlere ilişkin gerekçeli kararın, sanığın duruşmada bildirdiği en son adres olan “...” yerine farklı bir adrese tebligatın çıkarıldığı, bu tebligatın 7201 sayılı Tebligat Kanununun 10. maddesine aykırı olduğu ve dosyada usulüne uygun bir tebligatın bulunmadığı göz önüne alındığında; sanık ..."ın temyiz isteminin reddine dair 22.09.2014 tarihli ek kararın yok hükmünde olduğu belirlenerek ve sanığın temyiz isteminde bulunduğu 26.05.2014 tarihinin, öğrenme tarihi olarak değerlendirilip temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
I-Sanık hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
14/04/2011 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun"un 26. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen ek 2. madde uyarınca doğrudan verilen 3.000,00 TL"ye kadar olan adli para cezasından ibaret mahkumiyet hükümleri kesin olup, mala zarar verme suçundan dolayı tayin edilen 2.000,00 TL adli para cezasına ilişkin hükmün, cezanın türü ve miktarı itibarıyla temyizi mümkün bulunmadığından, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK"nun 317. maddesi gereğince sanık ..."ın temyiz talebinin tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,
II-Sanık hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
1-Tanık ..."ın soruşturma aşamasındaki ifadesinde, suça konu yerin depo olarak kullanılan kömürlük olduğunu belirttiği, olay yeri basit krokisinde ise suçların işlendiği yerin müştekiye ait konut ile sokak arasında kalan ve sokağa bitişik vaziyette olduğu görülen bir yer olduğu ayrıca söz konusu yerin etrafının duvar, çit ve saire ile çevrili olduğuna dair herhangi bir tespitin bulunmadığı anlaşılmakla; söz konusu yerin ikametgah olarak kullanılmayıp sadece eşya muhafaza edildiği depo olarak kullanılması halinde, atılı konut dokunulmazlığının ihlali suçunun yasal unsurlarının oluşmayacağı da nazara alınarak suçun işlendiği yerde keşif yapılıp söz konusu yerin müştekiye ait konutun eklentisi niteliğinde olup olmadığı, eklentisi
niteliğindeyse suç tarihi itibariyle konut ve eklentisi niteliğindeki kömürlüğün etrafının duvar, çit ve saire ile çevrili olup olmadığının tespit edilip sonucuna göre konut dokunulmazlığının ihlali suçu yönünden sanığın hukuki durumunun takdiri gerekirken eksik kovuşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-5237 sayılı TCK"nın 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olması, temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olup, hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının TCK"nın 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi, kanun koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği önemi göstermektedir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 15.12.2009 gün ve 6/242-291 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, "...daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma" görüşünün, TCK"nın 145. madde uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de, maddenin yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir. TCK"nın 145. maddenin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçimi; ortak tanımlama ile, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel almaktadır. TCK"nın 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hâkim indirim oranını TCK"nın 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “işlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır. Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında “suçun işleniş şekli ve özellikleri” de dikkate alınmalıdır. TCK"nın 145. maddesinin uygulanmasında hâkime takdir hakkı tanınmış olup, hâkim takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapmalıdır.
Somut olayda ise; hırsızlık suçuna konu malın değerinin 09.01.2014 tarihli değer tespit tutanağına göre 87,50 TL olduğunun anlaşılması karşısında; sanık hakkında suçun işleniş şekli ve özellikleri itibarıyla ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, hırsızlık konusunu oluşturan malın değerinin az olması nedeniyle TCK"nın 145. maddesi gereğince verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
3-Temyiz dışı sanık ..."nin ve sanık ..."ın, olay anını gösteren kamera görüntülerinin incelenmesi sonucunda, atılı suçu işlediklerinin tespit edildiği, sanık ..."nin suça konu eşyayı sakladığı yeri kolluk görevlilerine göstererek söz konusu eşyanın müştekiye teslimini sağladığı, daha sonra sanık ..."ın yakalandığı, bu aşamadan sonra müştekinin giderilebilecek herhangi bir zararının bulunmadığı; sanık ..."ın tüm aşamalardaki savunmalarında, diğer sanığın etkin pişmanlık irade ve eylemine karşı olumsuz irade sergilediğine ilişkin dosyada bilgi bulunmadığı dikkate alındığında, sanık ... hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümde 5237 sayılı TCK"nın 168/1. maddesinin uygulanması gerektiği gözetilmeden, anılan maddenin uygulanmaması suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini,
Kabul ve uygulamaya göre de;
4-Konut dokunulmazlığının ihlali suçunun birden fazla kişiyle birlikte işlendiği kabul edilmesine karşın sanık ... hakkında 5237 sayılı TCK"nın 119/1-c maddesinin uygulanmaması suretiyle eksik ceza tayini,
5-18/06/2014 tarihinde kabul edilip 28/06/2014 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 81. maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanun"un 106/3. maddesi gereğince “Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet Savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek, hükümlünün iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verilir. Günlük çalışma süresi, en az iki saat ve en fazla sekiz saat olacak şekilde denetimli serbestlik müdürlüğünce belirlenir. Hükümlünün, hakkında hazırlanan programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymaması hâlinde, çalıştığı günler hapis cezasından mahsup edilerek kalan kısmın tamamı açık ceza infaz kurumunda yerine getirilir.” hükmü gözetilmeden, sanık hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçundan, adli para cezasını ödemediği takdirde ödenmeyen para cezasının hapse çevrileceği şeklinde hüküm kurulması,
6-İştirak halinde suç işleyen sanıklardan sarfına sebebiyet verdikleri yargılama giderlerinin ayrı ayrı, ortak yapılan yargılama giderlerinin ise payları oranında alınmasına karar verilmesi gerekirken, yargılama giderlerinin sanıklardan ne şekilde tahsil edileceğinin karar yerinde gösterilmemesi sureti ile 5271 sayılı CMK’nın 326/2. maddesine aykırı davranılması,
7-T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda, sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hüküm yönünden TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."ın temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın gözetilmesine, 23.10.2018 günü oy birliğiyle karar verildi.