15. Ceza Dairesi 2019/6176 E. , 2019/10651 K.
"İçtihat Metni"Bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan şüpheliler ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 11/10/2018 tarihli ve 2017/102343 esas, 2018/124968 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin İstanbul Anadolu 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 08/01/2019 tarihli ve 2018/9767 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 05/07/2019 gün ve 94660652-105-34-7473-2019 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24/07/2019 gün ve 2019/76835 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu,
Somut olayda, müştekinin şikâyet dilekçesinde şüphelilere ait iş yerinden hizmet almak amacıyla gittiği, aralarında anlaştıkları bedelin ödenmesi için ilk önce müştekinin hesap kartından para çekildiği, daha sonra para çekme işleminin iptal edildiği söylenmesine rağmen anılan işlem iptal edilmeden bu kez de müştekinin kredi kartından aynı bedellere ilişkin işlem yapıldığı ve müştekinin bilgisi dışında birkaç kez para çekme işleminin yapıldığını bildirmesi üzerine, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca müşteki ile şüpheliler arasında hizmet sözleşmeleri bulunduğu, şüphelilerin de bu sözleşmelere istinaden bilgi dahilinde işlemler gerçekleştirdiklerini savundukları, yapılan işlemlerin bir kısmının müştekiye ait cep telefonuna gelen şifre ile para çekme işlemleri bir kısmının ise yine kart ve şifrenin birlikte kullanılması suretiyle para çekimi şeklinde gerçekleştirildiği, bu hali ile şüphelilerin hile ve aldatma ile müştekinin hesaplarını kullandıklarına dair savunmalarının aksine kamu davasının açılmasına yetecek yeterli delil elde edilmediğinden bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; müştekinin şikâyet dilekçesine ek olarak şüphelilere ait işyeri ile aralarındaki hizmete ilişkin olarak imzalanan sözleşmelerin fotokopilerini eklediği, anılan sözleşmelerdeki miktarların ve yazıların tam olarak okunamadığının anlaşılması karşısında, yürütülen soruşturma kapsamında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından müşteki ile şüpheliler arasındaki mevcut hizmet sözleşmelerinin asıllarının temin edilmesi gerektiği, anılan sözleşmelerde yer alan hizmet bedellerinin belirlenmesi üzerine, hizmet sözleşmesinde yer alan bedel ve müştekinin bilgisi dışında yapıldığını iddia ettiği miktarlar ile harcamaların yapıldığı kartların ait olduğu bankalardan gelen cevabi yazılardaki miktarların karşılaştırılması gerektiği, ayrıca müştekinin şüphelilere ait iş yerine giderken yanında bulunduğunu iddia ettiği arkadaşı..."ın da tanık olarak dinlenilmek suretiyle yapılan harcamalar hakkında bilgisinin alınması gerektiği gözetilmeden, sadece şüphelilerin ve şikâyetçinin beyanının alınması suretiyle yapılan eksik soruşturma sonucu verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309.maddesi uyarınca İstanbul Anadolu 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 08/01/2019 tarihli ve 2018/9767 değişik iş sayılı kararının bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Müşteki ile güzellik salonu işleten şüpheliler arasında hizmet sözleşmeleri bulunduğu, şüphelilerin de bu sözleşmelere istinaden bilgi dahilinde işlemler gerçekleştirdiklerini savundukları, yapılan işlemlerin bir kısmının müştekiye ait cep telefonuna gelen şifre ile para çekme işlemleri bir kısmının ise yine kart ve şifrenin birlikte kullanılması suretiyle para çekimi şeklinde gerçekleştirildiği, bu hali ile şüphelilerin hile ve aldatma ile müştekinin hesaplarını kullandıklarına dair savunmalarının aksine kamu davasının açılmasına yetecek yeterli delil elde edilmediğinden bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; müştekinin şikâyet dilekçesine ek olarak şüphelilere ait işyeri ile aralarındaki hizmete ilişkin olarak imzalanan sözleşmelerin fotokopilerini eklediği, anılan sözleşmelerdeki miktarların ve yazıların tam olarak okunamadığının anlaşılması karşısında, yürütülen soruşturma kapsamında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından müşteki ile şüpheliler arasındaki mevcut hizmet sözleşmelerinin asıllarının temin edilmesi gerektiği, anılan sözleşmelerde yer alan hizmet bedellerinin belirlenmesi üzerine, hizmet sözleşmesinde yer alan bedel ve müştekinin bilgisi dışında yapıldığını iddia ettiği miktarlar ile harcamaların yapıldığı kartların ait olduğu bankalardan gelen cevabi yazılardaki miktarların karşılaştırılması gerektiği, ayrıca müştekinin şüphelilere ait iş yerine giderken yanında bulunduğunu iddia ettiği arkadaşı..."ın da tanık olarak dinlenilmek suretiyle yapılan harcamalar hakkında bilgisinin alınması gerektiği gözetilmeden, ayrıca şikayetçi vekilinin dilekçesinde belirttiği; şikayetçinin akıl yeteneğinin zayıf olduğuna dair sadece şüphelilerin ve şikâyetçinin beyanının alınması iddiaları araştırılmadan; kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, İstanbul Anadolu 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 08/01/2019 tarihli ve 2018/9767 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 04/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.