15. Ceza Dairesi 2019/7932 E. , 2019/10368 K.
"İçtihat Metni"Sanık ...’nun, nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından TCK"nın 158/1-j, 35/2, 62/1, 53/1-2-3 maddeleri ile TCK"nın 207/1, 62/1, 53/1-2-3 (iki kez) maddeleri gereğince cezalandırılmasına dair Denizli 3. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 08/02/2011 tarih ve 2010/184 esas, 2011/17 sayılı kararı aleyhine vaki temyiz istemi üzerine, nitelikli dolandırıcılık suçu yönünden bozma ve özel belgede sahtecilik suçlarından onama talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 2011/276911 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmiş, Dairemizin 10/07/2014 gün ve 2012/20277 Esas, 2014/13977 sayılı kararıyla nitelikli dolandırıcılık suçundan bozma özel belgede sahtecilik suçlarından hükümlerin onanmasına karar verilmiştir.
6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun"un yürürlüğe girmesi üzerine anılan kanunun 99. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 308. maddesi uyarınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından, sanığın katılan adına müracaat ederek bilgi ve rızası dışında telefon hattı abonelik sözleşmesi düzenlettirmesi şeklinde gerçekleşen olayda, bahse konu eylemin, suç ve karar tarihinden önce 10/11/2008 tarihli ve 27050 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu"nun 63/10 ile 56/2. fıkrasında yer alan "İşletmeci veya adına iş yapan temsilcisine abonelik kaydı sırasında abonelik bilgileri konusunda gerçek dışı belge ve bilgi verilemez." ve 5. fıkrasındaki "Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz." şeklindeki düzenlemeler karşısında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 7. maddesi uyarınca, özel hüküm niteliğinde bulunan 5809 sayılı Kanun’un 56. maddesindeki suçu oluşturduğunun ve bu kapsamda da üzerine atılı bulunan suç bakımından sanığa usûlüne uygun şekilde ön ödeme ihtarı yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği kanaatine varıldığından, sanık hakkında özel belgede sahtecilik suçundan kurulan hükmün bozulması gerektiği gerekçesiyle yapılan itiraz üzerine dosya incelenerek gereği düşünüldü.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın itiraz delikçesinde ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden, itirazın KABULÜNE,
Dairemizin 10/07/2014 gün ve 2012/20277 Esas, 2014/13977 sayılı kararıyla sanığın Vodafone A.Ş.’ye karşı eylemi nedeniyle özel belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün onanmasına ilişkin kısmının KALDIRILMASINA,
Sanığın .... A.Ş’ye karşı eylemi nedeniyle, özel belgede sahtecilik suçundan mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın, müşteki adına müracaat ederek bilgi ve rızası dışında telefon hattı abonelik sözleşmesi düzenlettirmesi şeklindeki olayda;
Hükümden önce 10.11.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu"nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan, 56. maddesinin 2. fıkrasındaki "İşletmeci veya adına iş yapan temsilcisine abonelik kaydı sırasında abonelik bilgileri konusunda gerçek dışı belge ve bilgi verilemez"" ve 5. fıkrasındaki "Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz" hükmü karşısında; sanığın eyleminin özel hüküm niteliğinde bulunan ve lehe olan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu"nun 56. maddesindeki suçu oluşturduğu ve sanığa önödeme önerisinde bulunularak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, özel belgede sahtecilik suçundan yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.