MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Sanıklar ..., ... ve ...... hakkında; CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca ayrı ayrı beraat,
Sanık ... hakkında; TCK’nın 157/1, 62, 50/1-a maddeleri uyarınca mahkumiyet

Dolandırıcılık suçundan sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükmü sanık müdafii tarafından ve sanıklar ..., ... ve ... hakkında verilen beraate ilişkin hükümler ise mağdurlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Suç tarihinde ... Emniyet Amirliğine yapılan ihbarda, Irak vatandaşı olan mağdurların .... plaka ve .... plaka sayılı araçlar ile ülkemize pasaport giriş işlemlerini yaptırmadan girdiklerinin bildirildiği, yapılan araştırmada bu şahısların Silopi ilçesinden hareket eden ...otobüs firması ile İstanbul iline hareket ettiklerinin tespit edildiği, ... otobüs firmasına ait ... plaka sayılı aracın Adana ilinde Adana Emniyet Müdürlüğü görevlilerince durdurulduğu, burada yapılan kontrollerde ... Emniyet Amirliğinde gerekli pasaport kontrollerini yaptırmayan mağdurların yakalandığı; ... İlçe Emniyet Müdürlüğünde görevli polis memurlarınca mağdurlara gösterilen fotoğraflar arasından kendilerinden pasaport işlemleri için 100 USD para alan şahsın sanıklardan ... olduğunu teşhis ettikleri, diğer sanıkları ise teşhis edemedikleri ve bu surette sanıkların üzerlerine atılı dolandırıcılık eylemlerini işledikleri iddia olunan somut olayda;
1) Sanıklar ..., ... ve ... hakkında verilen beraate ilişkin hükümlere yönelik yapılan temyiz incelemesinde;
Mahkemece mağdurlara gerekçeli kararın tebliğ edilememiş olması nedeniyle temyiz haklarının korunmasına yönelik Baro tarafından OCAS sisteminden vekil atandığı ve mağdurlar vekilinin de sanıklar hakkında verilen beraate ilişkin hükümleri temyiz ettiği, suçtan doğrudan doğruya zarar gören mağdurların doyaya katılma hakkı, dolayasıyla mağdurlar vekilinin katılanlar vekili sıfatıyla hükmü temyiz etme yetkisi bulunduğu anlaşılmakla, tebliğnamenin bozma isteyen görüşüne iştirak edilmemiştir.
Mağdurların beyanı, sanıkların savunması ve tüm dosya kapsamından, sanıkların savunmasının aksini ispatlar ve mahkumiyetlerine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilmediği gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, mağdurlar vekilinin sanıkların fikir ve eylem birliğiyle hareket ettiklerine, cezalandırılmaları gerektiğine ilişkin ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
2) Sanık ... hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde;
Sanığa yüklenen dolandırıcılık suçu nedeniyle, hükümden sonra 02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaştırma işlemleri için gereği yapılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA, 17.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.