12. Hukuk Dairesi 2016/12000 E. , 2017/4971 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
1) Borçlu ..."ın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
İİK"nun 168/5. maddesi uyarınca, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takipte, borçlunun borca itirazını, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal (5) günlük süre içinde icra mahkemesine yapması zorunludur.
Borçlular hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi yapıldığı ve borçlu ..."a örnek 10 no"lu ödeme emrinin 22.07.2014 tarihinde tebliğ edildiği, adı geçen borçlunun ise 31.07.2014 tarihinde icra mahkemesine başvurarak borca itiraz ettiği görülmektedir.
İİK. nun 19. maddesi; "Gün olarak tayin olunan müddetlerde ilk gün hesaba katılmaz. Bir müddetin sonuncu günü resmi bir tatil gününe rastlarsa, müddet tatili takip eden günde biter. Müddet, son günün tatil saatinde bitmiş sayılır" hükmünü içermektedir.
Somut olayda, 5 günlük itiraz süresinin son günü olan 27.07.2014 tarihi Pazar günü ve devam eden günler de Ramazan Bayramı olup, 2429 Sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun"un 3.maddesi uyarınca Cumartesi ve Pazar günleri resmi tatil olduğundan ve itiraz süresinin son günü tatile rastladığından, tatili takip eden ilk iş günü olan 31.07.2014 tarihinde yapılan itiraz yasal süresindedir.
O halde mahkemece, adı geçenin itirazının esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin süre aşımından reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
2) Borçlu ... A.Ş."nin temyiz itirazlarına gelince;
Borçlular vekili icra mahkemesine başvurusunda, takip dayanağı bononun kullanılan krediye karşılık teminat olarak verildiğini ileri sürerek borca itiraz etmiş, mahkemece, itirazın, aval veren borçlu ... yönünden süre aşımından, keşideci borçlu ... A.Ş yönünden ise esastan reddine karar verildiği görülmüştür.
6102 Sayılı TTK"nun 776/1. maddesinin (b) bendinde bono veya emre yazılı senedin kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadini içermesi gerektiği, 777. maddesinde ise bu unsuru içermeyen bir senedin bono sayılmayacağı hükme bağlanmıştır.
Somut olayda, takip dayanağı senedin, 25.06.2013 düzenlenme, 05.06.2014 vade tarihli, 325.000 TL bedelli bono olduğu, dayanak bono üzerinde ve taraflar arasında düzenlenen 25.06.2013 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinde bononun teminat bonosu olduğuna
ilişkin bir kayıt olmadığı görülmektedir. Ancak; alacaklı tarafından takip talebinde 147.247,87 TL asıl alacak kaleminden sonra, gayri nakdi krediler için depo talebi adı altında 22.222,00 TL ile ayrıca gecikme zammı talebinde bulunulduğu ve takip dayanağı bononun düzenlenme tarihi ile genel kredi sözleşmesinin düzenlenme tarihlerinin aynı tarih olduğu, sözleşmenin taraflarının, bononun keşidecisi borçlu şirket, aval veren borçlu ..., dava dışı aval veren borçlu ... ve lehtar alacaklı banka olduğu görülmekle, buna göre, takip dayanağı bononun, bankadan çekilen kredinin teminatı olarak verildiğinin kabulü gerekir.
Bu durumda, bononun, çekilen kredinin teminatı olarak alınması nedeniyle alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirir. Dar yetkili icra mahkemesinde ise bu konunun incelenmesi ve değerlendirilmesi mümkün değildir.
O halde, mahkemece, alacağın varlığının ve miktarının yargılamayı gerektirdiği dikkate alınarak İİK"nun 169/a maddesi uyarınca borca itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle borçlu ... yararına, yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle borçlu ... A.Ş. yararına İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.