4. Hukuk Dairesi 2020/1797 E. , 2021/1246 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
NUMARASI : 2019/582-2019/1437
MAHKEMESİ : Kemer 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
NUMARASI : 2014/98-2018/288
Davacı S.. Ç.. vekili Avukat... tarafından, davalılar İ.. K.. ve Ö.. Y.. aleyhine 04/03/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 01/11/2018 günlü karara karşı davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına ve hükmün HMK"nın 353/1-b,2 madde ve bendi uyarınca yeniden oluşturulmasına, maddi ve manevi tazminat isteminin reddine dair verilen 29/11/2019 günlü kararın Yargıtayda duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle daha önceden belirlenen 16/02/2021 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davacı asıl... vekili Avukat... geldi, karşı taraftan davalılar adlarına gelen olmadı. Davalılardan Ö.. Y.. vekili Avukat..."in başka duruşmaları olduğundan gelemeyeceğini, mesleki mazeretinin kabulünü talep ettiği görüldü, okundu, dosyasına kondu. Mazereti reddedildi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra tarafa duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı; olay tarihinde davalı İ.. K.."a ait otomobil ile diğer davalı sürücü Ö.. Y.."ın kontrolsüz ve hızlı bir şekilde geri geri giderken ağır şekilde yaralanmasına ve ayağının kırılmasına neden olduğunu, bu nedenle bir çok operasyon geçirmek zorunda kaldığını ve ayağına platin takıldığını belirterek, kaza nedeniyle uğradığı maddi ve manevi zararın giderilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı İ.. K..; rızası ve bilgisi dışında maliki olduğu aracın kullanılması sonucu meydana gelen kaza nedeniyle tarafına kusur izafesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Diğer davalı Ö.. Y.., olay tarihinde kendisi ve arkadaşlarının yabancı uyruklu bir kadının tacize uğradığını gördüklerini ve bu kişiye yardımcı olmak amacıyla isteği üzerine oteline bırakmak istediklerini, ancak taciz eden kişilerin bir başka araçla sevk ve idaresindeki aracı takip ettiklerini ve kullandığı araca çarptıklarını, ayrıca ellerindeki sopalarla araca saldırdıklarını, bu saldırıdan kurtulmak amacıyla olay yerinden aracı ile geri
geri giderek uzaklaştığını, başka araçların da bulunduğu olay yerinde davacıya kimin çarptığının belli olmadığını, tarafına kusur atfedilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince; Kemer 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/939 esas sayılı ceza dosyasında; davalı Ö.. Y.. hakkında kendisine yönelik gerçekleştirilecek olan muhtemel bir saldırı karşısında ve başka suretle korunma olanağı bulunmayan ağır ve muhakkak bir tehlikeden kurtulma zorunluluğu ile davacının yaralanmasına neden olduğu gerekçesiyle ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verildiği, bu nedenle davalı Ö.. Y.."ın davaya konu eyleminin haksız fiil unsurlarını taşımadığı ve sorumluluğunun bulunmadığı, yargılama sırasında İstanbul Adli Tıp Kurumu raporu ile olayın trafik kazası olarak nitelendirelemeyeceği bildirildiğinden diğer davalı İ.. K.."ın araç maliki olarak kusursuz sorumluluğundan da bahsedilemeyeceği gerekçesiyle her iki davalı yönünden de davanın reddine karar verilmiştir.
Hükme karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; davanın haksız fiil hükümlerine dayanılarak açıldığı, TBK"nın 49. maddesine göre haksız fiil sorumluluğu için davalının kusurlu ve hukuka aykırı bir fiilinin bulunması gerektiği, derecattan geçerek kesinleşen ve maddi vakıanın oluşu yönünden hukuk hakimini de bağlayıcı etkiye sahip ceza ilamında davalı sanık Ö.. Y.."ın fiilinin meşru müdafaa sınırları içerisinde kaldığının belirtilmesine göre olayın meydana gelmesinde davalının herhangi bir kusuru bulunmadığı ve fiilin de hukuka aykırı olmaktan çıktığı gerekçesiyle davacı vekilinin, olayın tarafik kazası olarak değerlendirilmesi ve kusur raporu alınması gerektiği yönündeki istinaf itirazı yerinde görülmeyerek bu yöndeki istinaf isteminin reddine, vekalet ücretine yönelik istinaf istemleri ise yerinde görülerek istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden; Kemer 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/939 esas sayılı dosyasında; davalı sanık Ö.. Y.."ın kullandığı aracı ile yabancı uyruklu kadını oteline bırakmak amacıyla otel önünde durduğu, arkasında da başka bir aracın durup önünde duran araçtan koşarak bir şahsın davalı sanığın aracına doğru ilerlediği, davalı Ö.. Y.."ın ise geri geri gidip önünde duran aracın solundan hızla olay yerinden uzaklaştığının anlaşıldığı, bu haliyle davalının beyanlarıyla görüntünün uyumlu olduğu, olayın oluş şekli, sanığın eylemini muhtemel bir saldırı karşısında ve başka suretle koruma olanağı bulunmayan muhakkak bir tehlikeden kurtulma zorunluluğu ile işlediği, davacının ise davalıya saldırmak maksadıyla arkadan gelen araçta bulunmadığını beyan ettiği, ancak zorunluluk halinde işlenen bu eylemde davacının hangi amaçla olay yerinde bulunduğunun önemi olmayıp davaşı Ö.. Y.."ın ızrar halinde bu suçu işlediği anlaşıldığı gerekçesiyle hakkında ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 3. Ceza Dairesi"nin 21.03.2018 tarihli ilamı ile; davalı sanık Ö.. Y.."ın eyleminin 5237 sayılı TCK"nin 25/1. maddesi gereğince meşru müdafaa sınırları içinde kaldığından, hakkında beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı gerekçesiyle ilamın düzeltilerek onanmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Şu durumda; dosya kapsamı ile davaya konu olayın işletme halindeki motorlu aracın karayolları üzerinde seyri sırasında gerçekleştiği, bu nedenle 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca olayın trafik kazası mahiyetinde olduğu, ancak Kemer 2. Asliye Ceza
Mahkemesinin 2014/939 esas sayılı dosyasının düzeltilerek onanmasına ilişkin Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 21.03.2018 tarihli ilamı ile davalı sürücü Ö.. Y.."ın eylemini meşru müdafaa sınırları içerisinde gerçekleştirdiğinin kabul edilmesine göre davalıya kasıt veya kusur izafe edilemeyeceğinden maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davanın reddinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
O halde, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle HMK 355. maddesindeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş olmasına, dava şartları, delillerin toplanması ve hukukun uygulanması bakımından da hükmün bozulmasını gerektirir bir neden bulunmamasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle sonuç itibariyle doğru olan usul ve kanuna uygun olan hükmün HMK’nun 370/1. maddesi gereğince ONANMASINA, HMK 302/5 ve 373. maddeleri uyarınca dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 17/03/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.