MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Kesin hükümle sonuçlanmış olan davalarda sonradan yürürlüğe giren bir kanunla ilgili olarak lehe hükmün belirlenmesi ve uygulanması amacıyla yapılan yargılama bakımından dava zamanaşımına ilişkin hükümlerin uygulanamayacağı belirlenerek;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18/03/2008 gün, 2008/9-7 E.-2008/56 K. ve 20/03/2012 gün, 2011/235 E.-2012/110 K. sayılı kararlarında açıklandığı üzere, kovuşturma evresinde kendisine zorunlu müdafii atandığından sanığın haberdar edilmediği durumlarda zorunlu müdafiye yapılan tefhim ve tebliğlerin kendisine bağlanan hukuki sonuçları doğurmayacağı, bu durumda zorunlu müdafii sanığın lehine gibi görünen bazı işlemleri yapmış olsa da, örneğin temyiz dilekçesi vermiş olsa dahi hükmün sanığın kendisine de tebliğ edilmesi ve sanık tarafından temyiz dilekçesi vermesi halinde temyiz isteminin kabul edilmesi gerektiği gözetildiğinde;
Hükümlüyü (suça sürüklenen çocuğu) bozma öncesi yapılan yargılamada temsil eden Av. ....19/03/2014 tarihli dilekçesi ile kurum avukatlığına geçiş yaptığından bahisle çekilmesi üzerine mahkemece baroya yazı yazılmak suretiyle Av. .... zorunlu müdafii olarak tayin edilmiş ise de, hükümlünün (suça sürüklenen çocuğun) kendisine müdafii atandığından haberi olmadığı ve kovuşturma evresinde atanan zorunlu müdafii Av. .... tarafından yetki belgesi ile yetkilendirilen Av ...."ye tefhim edilen hükmün Av....tarafından temyiz edildiği anlaşılmakla; yokluğunda verilen kararın ve müdafii tarafından sunulan temyiz dilekçesinin hükümlüye (suça sürüklenen çocuğa) usulüne uygun olarak tebliği ile tebligat belgesi ve vermesi halinde temyiz dilekçesi de eklendikten sonra incelenmek üzere iadesi için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE, 08/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.