9. Hukuk Dairesi 2009/15474 E. , 2010/2666 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA :Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini
istemiştir.
Yerel mahkemece isteğin kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı işçi, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesini istemiştir.
Davalı işveren, davanın süresinde açılmadığını, iş sözleşmesinin geçerli nedenle feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davanın süresinde açıldığı ve feshin geçerli nedene dayanmadığı sonucuna varılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı tarafça temyiz edilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 20. maddesi uyarınca iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini ileri süren işçinin, fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içerisinde feshin geçersizliği ve işe iade istemi ile dava açması gerekir. Bu süre hak düşürücü süre olup, resen dikkate alınması gerekir.
İşveren fesih bildiriminde bulunmuş, ancak bunu tebliğ etmemiş olmasına rağmen, örneğin, işçi, işvereni şikâyet ederek, fesih bildiriminin yapıldığı tarihi kesin olarak belirleyecek bir işlem yapmışsa, artık bu tarihin esas alınması uygun olacaktır. Bu anlamda işverenin fesih bildiriminin tebliğden imtina edildiği tutanakların tutulduğu tarih, tutanak düzenleyicilerinin doğrulaması halinde tebliğ tarihi sayılacaktır. Eylemli fesih halinde dava açma süresi, eylemli feshin yapıldığı tarihten itibaren işler. Fesih bildirimine karşı idari itiraz yolu öngören personel yönetmeliği ya da sözleşme hükümleri, dava açma süresini kesmeyeceği gibi, işçinin bu süre içinde hastalığı nedeni ile rapor alması da bu süreyi durdurmayacaktır. Dairemizin kararlılık kazanan uygulaması bu yöndedir. (Dairemizin 15.09.2008 gün ve 2008/1860–2008/23531 sayılı kararı ).
İş sözleşmesinin önel verilerek feshi halinde, dava açma süresi önelin sona ereceği tarihte değil, işverenin fesih bildirimini tebliğ ettiği tarihten başlar.
Somut uyuşmazlıkta biri davacı işçi tarafından diğeri ise davalı işveren tarafından ibraz edilen iki adet fesih bildirimi bulunmaktadır. İkisinde de fesih bildirim tarihleri aynı olmakla birlikte iş sözleşmesinin feshedildiği tarihler arasında farklılıklar bulunmaktadır. Davalı işverence sunulan fesih bildiriminde davacıya ihbar öneli verildiği görülmesine rağmen sözleşmesinin sona erdiği tarihte davacıya ihbar tazminatı ödenmiştir. Davacı kendisine herhangi bir önel verilmediğini, sözleşmenin tazminatlarının ödendiği tarihte bildirimsiz olarak feshedildiğini, işverence sunulan fesih bildirimindeki tarihin sonradan eklendiğini ileri sürmüştür.
Davacı tarafından sunulan fesih bildirim yazısındaki imzanın davalı şirket yetkililerine ait olup olmadığı ve anılan bildirimin ne amaçla hazırlandığı, sonrasında ikinci bir fesih bildirimine neden ihtiyaç olduğu, ikinci fesih bildirimine göre ihbar öneli verildiği belirtilmiş olmasına rağmen ihbar tazminatının neden ödendiği konusunda davalı taraftan ayrıntılı bilgi sorularak dosya içeriği ile birlikte yeniden değerlendirme yapılıp, davanın süresinde açılıp açılmadığı hususu tereddüte yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulmalı, ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 8.2.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.