15. Ceza Dairesi 2019/13559 E. , 2019/15295 K.
"İçtihat Metni"
Resmi belgede sahtecilik, tacir veya şirket yöneticileri ile kooperatif yöneticilerinin dolandırıcılığı ve güveni kötüye kullanma suçlarından şüpheliler ...,...,...,...,...,...,..., ...,... haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 25/06/2019 tarihli ve 2019/7311 soruşturma, 2019/32669 esas, 2019/6804 sayılı iddianamenin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 174. maddesi uyarınca iadesine dair Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 03/07/2019 tarihli ve 2019/176 sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 05/07/2019 tarihli ve 2019/199 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 01/11/2019 gün ve 94660652-105-06-12887-2019 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11/11/2019 gün ve 2019/107590 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesince, davaya konu çekler ve senetler üzerinde yeniden imza örnekleri alınarak yeni bilirkişi raporlarının alınmasının gerektiği, bu bilirkişi raporlarının her çek ve senet bakımından tüm şüpheliler ve şirket yetkilileri ile karşılaştırmalı olması ve bu raporların adli tıp, kriminal laboratuvarı veya grafoloji uzmanından alınması, konusunda uzman bilirkişi raporu aldırılmaksızın iddianame düzenlendiğinden bahisle iddianamenin iadesine karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 170/3. maddesinde iddianamede nelerin gösterileceği, aynı Kanun’un 174/1. maddesinde iddianamenin hangi hâllerde iadesine karar verileceğinin belirtildiği, anılan Kanun’un 170/2. maddesinde yer alan “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.” hükmü uyarınca Cumhuriyet savcısının dava açmasının zorunlu olduğu ve suçun hukukî nitelendirilmesinin de Cumhuriyet savcısına ait olduğu, bu durumda mahkemece, iddianamede gösterilen olaylarla ilgili olarak ibraz edilen deliller ve yargılama sırasında ibraz edilebilecek deliller birlikte değerlendirilerek yargılama sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği, somut olayda çek muvafakat ve beyan formları ile senetler üzerinde bulunan imza ve yazılara ilişkin mukayeseli imza incelemesine dair Ankara Kriminal Polis Laboratuvarının 25/01/2018 tarihli polis kriminali uzmanlık raporu ile grafaloji ve sahtecilik uzmanı tarafından düzenlenmiş, soruşturmaya konu çekler ve senetler üzerinde bulunan imza ve yazılara ilişkin mukayeseli imza ve yazı incelemesine dair 11/07/2018 tarihli ve 24/06/2018 tarihli uzman bilirkişi raporlarının dosya arasında bulunduğu, söz konusu raporlarda tüm belgeler ve kişiler hakkında inceleme yapıldığı, alınan raporlarda inceleme konusu çek muvafakat ve beyan formları ile çek ve senetler üzerindeki imzaların müştekilerin eli ürünü olmadığı, şüpheliler tarafından benzetilmek suretiyle müştekiler adına sahte olarak atılmış olduğu kanaatine varıldığı, yargılama sırasında bu raporların yeterli bulunmaması hâlinde mahkemesince tekrar rapor alınabileceği, iddianamenin iadesi sebepleri arasında uzman bilirkişi raporu aldırılmamasının yer almadığı gözetilmeksizin, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 05/07/2019 tarihli ve 2019/199 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 23/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.