
Esas No: 2016/18990
Karar No: 2017/1189
Karar Tarihi: 06.02.2017
Sesli yazılı veya görüntülü bir ileti ile hakaret - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2016/18990 Esas 2017/1189 Karar Sayılı İlamı
18. Ceza Dairesi 2016/18990 E. , 2017/1189 K.
"İçtihat Metni"
Sesli yazılı veya görüntülü bir ileti ile hakaret suçundan sanık ...’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125/1, 125/4, 62/1 ve 52. maddeleri uyarınca 2.180 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Edremit 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/05/2016 tarihli ve 2016/134-415 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 13/12/2016 gün ve 394726 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “ Sanık hakkında hakaret suçundan 5237 sayılı Kanun"un 125/1. maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmasına rağmen, müsnet suçu alenen işlediğine dair bir delil bulunmayan sanığa ek savunma hakkı da verilmeden anılan Kanun’un 125/1-4. fıkrası uygulanmak suretiyle fazla ceza tayininde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
5237 sayılı TCK’nın 125. maddesinin 1. fıkrasında; Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden ... veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi gerekir.” hükmüne yer verilmiş, aynı Kanun’un 4. fıkrasında da “Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır.” hükmü düzenlenmiştir.
Aleniyet hakaret eyleminin herkesin duyabileceği, görebileceği ve sayısı belli olmayan birden fazla kişiler tarafından algılanabilir olması anlamına gelmektedir. Aleniyet nedeniyle artırım yapılmasının amaçlarından biri mağdurun onur ve şöhretinin, fiili başkalarının duyması veya duymasına açık olması nedeniyle daha fazla zarar görmesi diğeri ise hukuka aykırılık teşkil eden fiilin bizatihi aleni olarak icra edilmesidir.
5271 sayılı CMK’nın “Suçun niteliğinin değişmesi” başlıklı 226. maddesinde;
“1) Sanık, suçun hukukî niteliğinin değişmesinden önce haber verilip de savunmasını yapabilecek bir hâlde bulundurulmadıkça, iddianamede kanunî unsurları gösterilen suçun değindiği kanun hükmünden başkasıyla mahkûm edilemez.
2) Cezanın artırılmasını veya cezaya ek olarak güvenlik tedbirlerinin uygulanmasını gerektirecek hâller, ilk defa duruşma sırasında ortaya çıktığında aynı hüküm uygulanır.
3) Ek savunma verilmesini gerektiren hâllerde istem üzerine sanığa ek savunmasını hazırlaması için süre verilir.
4) Yukarıdaki fıkralarda yazılı bildirimler, varsa müdafie yapılır. Müdafii sanığa tanınan haklardan onun gibi yararlanır.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2012 gün ve 13/125-236 sayılı kararında da belirtildiği üzere, sanığın ceza yargılamasındaki en önemli haklarından biri yargılamanın her aşamasında göz önünde bulundurulması gereken savunma hakkıdır. Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış olan bu hakkın, herhangi bir nedenle sınırlandırılması olanaklı değildir. Nitekim 1412 sayılı CMUK’nın 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 308/8. maddesine göre de savunma hakkının kısıtlanması mutlak bozma nedenlerindendir.
Maddenin açık düzenlemesinden de anlaşılacağı üzere, iddianamede gösterilen eylemin hukuki niteliğinin değişmesi ya da cezanın artırılmasını veya cezaya ek olarak güvenlik tedbirlerinin uygulanmasını gerektirecek hallerin ilk defa duruşma sırasında ortaya çıkması halinde, anılan maddenin birinci fıkrası uyarınca sanık veya müdafiine ek savunma hakkı verilmesi gerekmektedir.
İnceleme konusu somut olayda; sanığın müştekiye telefonla mesaj çekmek suretiyle hakaret ettiği anlaşılmaktadır. Dosya içerisinde yer alan anlatımlara göre hakaret sözlerinin başkalarının muttali olacağı şekilde söylendiğine dair bir açıklık bulunmamaktadır. Bu nedenle sanık hakkında düzenlenen iddianamede TCK"nın 125/4. maddesine yer verilmemesine karşın, yargılama safhasında bu hususta ek savunma hakkı tanınmadan ve koşulları oluşmadığı halde aleniyet artırımı yapılarak fazla ceza verilmesi hukuka aykırıdır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1-) Hakaret suçundan sanık ... hakkında, Edremit 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/05/2016 tarihli ve 2016/134 Esas, 2016/415 Karar sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2-) Karardaki hukuka aykırılık sanığa daha hafif bir cezanın verilmesini gerektirmekle, aynı yasa maddesinin 4-d fıkrası uyarınca, mahkemesince cezanın alt sınırdan takdir edildiği de gözetilerek, sanık hakkında TCK"nın 125/1. maddesi gereğince 90 gün karşılığı belirlenen adli para cezasından, TCK’nın 43. maddesi uyarınca 1/4 oranında artırım yapılarak sanığın 112 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına,
3-) TCK’nın 62.maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılarak 93 gün adli para cezası ile cezalandırılmasın
4-) TCK"nın 52/2 maddesi gereğince gün üzerinden belirlenen cezanın, mahkemece bir gün karşılığı takdir edilen 20 TL"den paraya çevrilerek, sanığın sonuç olarak 1.860,00 TL adli para cezasıyla CEZALANDIRILMASINA, infazın bu miktar üzerinden yapılmasına, kararın diğer yönlerinin olduğu gibi bırakılmasına, 06.02.2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
