Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/2499
Karar No: 2018/11856
Karar Tarihi: 06.12.2018

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/2499 Esas 2018/11856 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/2499 E.  ,  2018/11856 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı her iki davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacılar vekili;davacıların oğulları olan 1985 doğumlu ... , kendi yönetimindeki ... plaka sayılı motorsiklet ile seyir halindeyken, 11.08.2010 tarihinde, davalı ... yönetiminde olan ... plaka sayılı beton mikserli kamyonun çarpması neticesinde yaşamını yitirdiğini, trafik kazasının meydana geldiği 11.08.2010 tarihinde... plaka sayılı aracın Kar Teknik Prefabrik Yapı Ltd. Şti. adına kayıtlı olduğunu, kazanın ve ölümün meydana gelmesinde davalı sürücünün kusurlu olduğunu açıklayarak hem asıl hem de birleşen davada fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 7.000,00"er TL maddi ve 5.000,00"er TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
    Davalı ... vekili; kusuru ve tazminat miktarını kabul etmediklerini beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Birleşen dosya davalısı Karteknik Prefabrik Ltd. Şti. vekili; davayı yazılı ya da sözlü olarak cevap vermemiştir.
    Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, her iki dava açısından, maddi tazminat isteklerinin kabulüne, davacı ... için 7.000,00 TL, ... için 7.000,00 TL olmak üzere toplam 14.000,00 TL maddi tazminatın 20.08.2010 gününden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte asıl dosya davalısı ... ve birleşen dosya davalısı Karteknik Prefabrik Yapı Elem. ve İnş.Malz.San. ve Tic.Ltd.Şti"den müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacılara verilmesine, manevi tazminat isteklerinin kabulüne, davacı ... için 5.000,00 TL, ... için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 10.000,00 TL maddi tazminatın 20.08.2010 gününden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte asıl dosya davalısı ... ve birleşen dosya davalısı Karteknik Prefabrik Yapı Elem. ve İnş.Malz.San. ve Tic.Ltd.Şti"den müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm asıl dosya davalısı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde,dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destek tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Bir insanın ölümü hukukî anlamda bir zarar olmamakla beraber, bu yüzden yine de bazı zararlar meydana gelmiş olabilir. İşte BK"nın 45/II. maddesinin (6098 sayılı TBK m. 53) öngörmüş olduğu hal, ölüm sonucu vukua gelen bir kısım zararların tazminini hükme bağlamaktadır. Bu hükme göre, ölenin yardımından faydalananlar, bu yüzden yoksun kaldıkları faydayı, tazminat olarak, sorumludan isteyebilirler. Buna “destekten yoksun (muinden mahrum) kalma tazminatı” denir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki
    yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK"nın 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir.
    Destekten yoksun kalma zararının hesabında, destekten yoksun kalanlara müteveffanın sağlığında sağlamış olduğu yardımın miktarı belirlenmelidir. Ölenin parasal veya bedensel destekliğinin derecesi ile bundan yoksun kalanların tazminat isteklerinin ölçüsü ya da hesaplama yöntemi konusunda öğretide görüş birliği yoktur. Gerçek yardım miktarının yeterli delillerle ispat edilemediği durumlarda yargıç, takdir hakkını kullanarak yardım miktarını belirleyebilecektir. Bu belirlemede destek ile destek olunan kimse arasındaki yakınlığın derecesi, aralarındaki manevi bağ, davacıların yaşları, dahil oldukları sosyal ve ekonomik çevre, yaşam standartları, cinsiyetleri gibi bakım ilişkisine ve miktarına etkili olabilecek unsurlar da göz önünde bulundurulacaktır. Hayatın olağan akışı içinde, destek sayılan kimsenin baktığı kimselere gelirini belli paylara bölerek baktığı pek söylenemese de tazminat hesabında bir paylaştırma yapmak zorunlu hale gelmektedir.
    Buna göre öncelikle gelirin tamamının, yardım görenlere tahsis olunmuş varsayılamayacağı, ölenin gelirinden bir bölümünü kendisine ayıracağı, bu tahsisten vazgeçilemeyeceği ve bu suretle yardımın (payların) geliri yutmaması ilkesi dikkate alınmalıdır. Ayrıca ölenin kendi geçim masraflarından artan miktarın tamamının (hiçbir tasarruf düşüncesine yer bırakmadan) destek görenlere dağıtıldığı da kabul olunamaz. Öte yandan, destek görecek kimselere ayrılacak miktar da, bunların ihtiyaçlarının toplamı kadar olmalıdır. Bunun dışında destekten yoksun kalanlardan bir kısmının davacı olup diğer kısmının davacı olmadığı durumda talepte bulunmayan destek görenlerin paylarının da hesaplamada gözönünde tutulması gerekmektedir. Ancak destek almaktan vefat, evlilik ya da destek alma ihtiyacının sona ermesi gibi nedenlerle çıkan kişinin payı diğer destek alanlara aktarılarak hesaplama yapılması gerekmektedir.
    Eldeki davada, Mahkemece iki ayrı hesap raporu alınmıştır. 10.10.2014 tarihli bilirkişi raporunda müteveffanın 01.01.2015 tarihinde evleneceği ihtimaline binaen anne ve babasına gelirinin %20"sini ayıracağı, daha sonraki yıllarda azalarak önce gelirinin %15"ini, 2 yıl sonra
    ilk çocuğu olacağı ve gelirinin %10"unu ve 2. çocuğu olduktan sonra gelirinin %7,5"ini ayıracağı ihtimaline dayalı olarak hesaplama yapılmıştır. 22.01.2015 tarihli bilrkişi raporunda ise anne ve babaya ilk 4 yıl %25 er, sonraki 19 yıl %12,5 ve yine son 3 yılda da babanın vefatı ile anneye %20 pay ayıracağı ihtimaline göre hesaplama yapılmış, Mahkemece ikinci rapor hükme esas alınmıştır.
    Hayatın olağan akışına göre çocuğun ileride evleneceği ve en az iki çocuk sahibi olacağı kabul edilerek, desteğin evleninceye kadar gelirinin yarısını kendi ihtiyaçları yarısını da anne ve babası için ayıracağı varsayılarak bu dönemde desteğe iki anne ve babaya birer pay vermek suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında evlenmeden önceki dönem içinde anne ve babanın her birine %25 pay verilmesi gerektiği, desteğin ileride evlenmesi ile birlikte desteğe iki, eşe iki, anne ve babaya birer pay verilerek, yine desteğin tüm gelirinin oranlanarak anne ve babaya %16 şar pay ayrılması, desteğin bir çocuğunun olması durumunda iki pay desteğe, iki pay eşe, bir pay çocuğa ve birer pay anne ve babaya ayrılmak suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında anne ve baba için %14 er pay verilmesi, daha sonra ikinci çocuğun doğacağı varsayılarak bu kez desteğe iki, eşe iki, çocukların her birine birer ve anne ve babaya birer pay verilerek desteğin tüm gelirine oranlanarak anne ve babaya 12,5 pay verilmesinin uygun olacağı, daha sonra anne ve babadan yaşam tablosuna göre hangisi destekten çıkacaksa kalan kişiye diğerinin payının ilave edilerek, destek tazminatlarının varsayımsal hesabının yapılması gerekmektedir. Yukarıda açıklanan ilkelere göre, Mahkemece alınan bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden ve Daire’nin yerleşik uygulamalarına aykırı olacak şekilde hesaplanan tazminatın hükme esas alınması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl dosya davalısı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl dosya davalısı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."e geri verilmesine 06/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi