23. Hukuk Dairesi 2014/454 E. , 2014/3746 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Gaziantep 2. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/03/2013
NUMARASI : 2009/1238-2013/398
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili ile davalılar arasında imzalanan kredi sözleşmesine göre kullandırılan kredinin davalılarca geri ödenmemesi üzerine Gaziantep 4. İcra Müdürlüğü"nün 2008/1144 Takip sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin davalıların itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek, icra takibine itirazın iptali ile davalıların % 40 icra inkâr tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkillerinin takip ve dava konusu kredi borcunu davacıya ödediğini, herhangi bir borcunun kalmadığını, ancak kayıtlara geçirilmesi sırasında yaşanan sıkıntılar nedeniyle icra takibi başlatıldığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına göre; davanın dava dışı banka tarafından kullandırılan kredinin ödenmemesi üzerine kefil olarak ödenen tutarın davalılardan tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, davalının borcu ödeme iddiasını ispatlayamadığı, borcun olmadığına dair sunulan belgenin yetkili kişilerce imzalanmadığından bu belgeye itibar edilemeyeceği gerekçesiyle, 2.089,05 TL asıl alacak, 5.066,61 TL işlemiş faiz alacağı için itirazın iptali ile takibin devamına, fazlaya ve tazminata ilkişkin taleplerin ise reddine karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2)Dava, kredi sözleşmesine dayalı olarak dava dışı bankaca davacıdan tahsil edilen alacağın rücuen tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 120. maddesi ile 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 sayılı Kanunu"nun 7. maddesinde, temerrüt faizi, temerrüt faizinin üst sınırı ve yürürlüğü düzenlenmiştir.
Davaya konu esnaf kredi ve kefalet sözleşmesinde takip konusu alacak kalemlerine uygulanması gereken azami faiz oranı TBK’nın 120/2. maddesinde düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranıdır ve sözleşmedeki temerrüt faiz oranı, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun"un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacaktır. Somut olayda ise, takip dayanağı kredi sözleşmesinde faizin nevi ve oranına ilişkin kısımların boş bırakıldığı, dolayısıyla davalılardan sadece temerrüt faizi talep edilebileceği halde, işlemiş faiz ile takip sonrası işleyecek faiz hesabının yıllık %44 oranı üzerinden yapılması doğru olmamıştır.
3) Davacı kooperatif kredi ilişkisinde kefildir, sözleşmede bir diğer kefil olan davalı İ.. Ç.."ten BK 488 maddesinin ikinci cümlesi uyarınca ancak kefile düşen pay ile sınırlı olarak talepte bulunabilir. Kanunun bu hükmü nazara alınmadan davalı İbrahim"in borcun tamamından sorumlu tutulması doğru olmamıştır.
4) 20.12.2011 bilirkişi raporunda, davalı Aziz"in kullandığı kredileri ödeyerek artan 196,00 TL nin davacı kooperatif hesabına aktarıldığının belirtildiği, karara esas alınan 04.07.2012 bilirkişi raporunda ise, davalıların 2.089,05 TL ana para ile 5.066,61 TL işlemiş faiz borcu bulunduğu belirtilerek iki rapor arasında çelişki yaratılmış ve mahkemece çelişki giderilmeden karar verilmiştir.
Bu itibarla; kooperatifler konusunda uzman yeni bir bilirkişi seçilerek, davalı Aziz"in 24.06.2002 tarihli 1.000,00 TL"lik ödemesinin, ve yukarıda faizle ilgili olan yasa hükümleri de nazara alınmak suretiyle, bilirkişi raporları arasındaki çelişkiyi giderilecek içerikte açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp, oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ), ( 3 ) ve ( 4 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.