19. Ceza Dairesi 2017/6356 E. , 2019/5841 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 6831 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜMLER : Beraat, Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
I- Sanık hakkında işgal ve faydalanma suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan incelemede;
Suça konu yerde bulunan zeytin fidanlarının müsaderesi hususunda mahallinde her zaman karar verilmesi mümkün görülmüştür.
Yükletilen suçun sanık tarafından işlendiğinin Kanun"a uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun’da öngörülen suç tipine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak,
Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık ile katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bu aykırılık yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 322. maddesi uyarınca, hükümden TCK’nun 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılıp, yerine ""24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı iptal kararı da gözetilerek, kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak, TCK’nun 53. maddesinin uygulanmasına," ibaresinin yazılması suretiyle, başkaca yönleri kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II- Sanık hakkında taksirle orman yangınına neden olma suçundan verilen beraat hükmüne yönelik yapılan incelemede;
Mahallinde yapılan keşif sonucu orman bilirkişisi tarafından düzenlenen raporda, yangın çıkış yerinin sanığın işgalde bulunduğu alanın bitişiğinde olduğunun, yangın çıkış noktasına yakın piknik alanının bulunmadığının ve bölgenin ulaşımının zor olduğunun, alanın otlak alan olmaması nedeniyle çoban ateşinin de düşünülemediğinin, suç tarihinde en yüksek hava sıcaklığının 22 derece olduğunun ve havanın yağışlı olmadığının, yangının mart ayında gerçekleşmesi nedeniyle yansıma yoluyla da yangın çıkmasının mümkün olmadığının, kuru ot ve çalılıklarının açma amacı ile yakılması ile yangın başladığı kanaatinin oluştuğunun belirtilmesi, keşifte dinlenen tutanak tanığının yangın alanının yüksekte ve yerleşim yerine uzak bir alan olduğu şeklindeki beyanı ve sanığın savunmasında olay günü işgalinde olan alanın alt kısmındaki başka bir tarlada olduğunu, tesadüfen yangını gördüğünü beyan etmesi karşısında sanığın atılı suçtan mahkumiyeti yerine yerinde görülmeyen gerekçeyle beraatine hükmedilmesi,
Kanuna aykırı, sanığın ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 18/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.