
Esas No: 2009/24238
Karar No: 2010/6010
Karar Tarihi: 16.03.2010
İstirdat Davası - Olumsuz Tespit Davası - Şikayet - Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2009/24238 Esas 2010/6010 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2009/24238 E., 2010/6010 K.
12. Hukuk Dairesi 2009/24238 E., 2010/6010 K.
- İSTİRDAT DAVASI
- OLUMSUZ TESPİT DAVASI
- ŞİKAYET
- 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 72 ]
"İçtihat Metni"
Mahalli mahkemece verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
Menfi tespit ilamının, İİK"nın 72/5. maddesi uyarınca kesinleşmeden takibe konulması olanaklı değildir. İlam bir bütün olup, ilamda yer alan eklentiler de aynı kurala tabidir. İlamda yer alan tüm alacak kalemlerinin ilamın kesinleştiği tarihte muaccel hale geleceği belirgin olmakla, ilam kesinleşmeden eklentilerin ayrıca takibe konu edilmeleri de söz konusu olamayacaktır.
Diğer bir anlatımla; borçlunun borçlu olmadığını kanıtlamak için açtığı menfi (olumsuz) tespit davası sonunda alınan ilamın, yargılama gideri ve tazminata ilişkin bölümleri, davanın kabulü ya da reddine ilişkin bölümü ile bir bütündür. Bu kalemlerin kesinleşmesi ve infazı ancak bir bütün olarak ilamın kesinleşmiş olmasına bağlıdır. Dolayısıyla, ilamın esas hakkındaki hükmü kesinleşmeden vekalet ücreti ve icra inkar tazminatına İlişkin hüküm bölümü ayrıca infaz ve icra takibine konu edilemez (HGK 05.10.2005 tarih ve 12-534 2005/554 sayılı kararı).
Öte yandan İİK"nın 72/6. maddesi gereğince istirdada dönüşen istemin de temeli menfi tespit davası olduğu için yukandaki kural gereği bu ilamda yer alan alacağın da ilam kesinleşmeden takip konusu yapılmasına olanak yoktur.
Somut olayda takip dayanağı Ayvalık Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2007/246 esas, 2009/277 karar sayılı, 28.05.2009 tarihli ilamının incelenmesinde, davanın menfi tespit olarak açıldığı ve yargılama sırasında istirdada dönüştüğü anlaşılmaktadır.
Bu durumda yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, anılan ilamın icraya konulabilmesi için kesinleşmesi zorunlu olduğundan, mahkemece şikayetin kabulü yerine reddi isabetsizdir.
Sonuç: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK"nın 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 16.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
