17. Hukuk Dairesi 2016/993 E. , 2018/10772 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; 10/12/2012 tarihinde ... plakalı aracın kaza yapması sonucu davacının yaralanarak çalışma gücü kaybına uğradığı, kaza nedeniyle davacının uğradığı çalışma gücü kaybından doğan zararının tazmin edilmediği, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere 5.000,00 TL maddi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; ... plakalı aracın ZMMS poliçesinin davalı şirket tarafından yapıldığını, davalının sorumlu tutulabilmesi için öncelikle davacının zararının ve sigortalı araç sürücüsünün kusurunun ispatlanması gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, ispatlanamayan davanın reddine (kesin süre içinde davacının maluliyet raporu aldırılması için hazır edilmemesi nedeniyle)karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan, sürekli işgöremezlik tazminatının, içinde yolcu olarak bulunduğu aracın ZMSS şirketinden tahsili istemine ilişkindir.
6098 sayılı TBK"nun 50.maddesi hükmü uyarınca, "zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa, hakim olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri gözönünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler."
Somut olayda; davaya konu kaza 10.12.2012 tarihinde meydana gelmiştir. Davacı vekili, davalıya trafik sigortalı araçta yolcu olan ve kaza sonucu yaralanan davacının, kaza sonucu sakat kaldığını belirterek şimdilik 5.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir. ...’nın kaza sonucu yaralandığına dair tıbbi evrakların bir kısmı dosyaya ibraz edilmiştir. Dosyadaki belgelere göre davacı tarafın zararının doğduğu anlaşılmaktadır. Zarar miktarının tam olarak ispat edilemediği hallerde BK"nun 50.maddesi gereğince, mahkeme hakkaniyete uygun olarak zararı tespit eder. Mahkemece, davacı vekiline müvekkili ...’nı hazır etmesi ve maluliyet raporu aldırılması hakkında kesin süre verilmiş; mağdur ...’in kesin süre içinde hazır edilmemesi sebebiyle maluliyet raporu alınamadığı ve kesin süreye uyulmadığından, ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kesin süreye rağmen mağdur ...’nın maluliyet raporu alınması için hazır edilmediğinden, bu konuda davacı tarafa yeniden süre verilemez ise de; mağdurun yaralanmasına ilişkin tedavi gördüğü hastanelerden tüm tıbbi belgeleri, film, grafi v.s. getirtilerek, mağdur hazır olmaksızın ATK 3.İhtisas Dairesinden, davacının maluliyet durumuna ilişkin Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği‘ne uygun rapor alınması, daha sonra dosya kapsamına göre konusunda uzman bilirkişiden davacı tarafın zararını belirleyen aktüerya raporu alınması gözönünde bulundurulmamıştır.
Bu durumda mahkemce, öncelikle mağdur ...’nın kaza sonrasında tedavi gördüğü anlaşılan Kadirli Devlet Hastanesi ve ... Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nden tedavisine ilişkin tüm film, grafik, tahlil, tetkik sonuçları v.s. gibi tüm tıbbi belgelerinin getirilmesi, daha sonra bu belgelere göre davacının maluliyetinin, kazanın vuku bulduğu tarihte geçerli olan Çalışma Gücü Ve Meslekte
Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği gereğince tespiti için dosyanın ATK 3.İhtisas Dairesine gönderilerek maluliyet raporunun aldırılması ve sonrasında konusunda uzman bilirkişiden aktüerya raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 15/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.