15. Ceza Dairesi 2019/6211 E. , 2019/14420 K.
"İçtihat Metni"
Bedelsiz senedi kullanma suçundan şüpheli Ahmet Öztokmak hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 05/12/2017 tarihli ve 2017/164102 soruşturma, 2017/96410 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin merci Ankara 7. Sulh Ceza Hâkimliğinin 25/01/2018 tarihli ve 2018/602 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 09/08/2019 gün ve 94660652-105-06-7778-2019 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20/08/2019 gün ve 2019/83935 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar nazara alındığında,
Dosya kapsamına göre, müşteki şirket ile şüphelinin sahibi olduğu şirket arasında süre gelen ticari ilişkinin bulunduğu, söz konusu şirketlerin cari hesap üzerinden birbirlerinden alış-verişte bulundukları, yine müşteki şirketin alacağı mal karşılığında B-7726916 nolu 30/07/2015 tanzim tarihli ve 30.000,00 Türk lirası ve B-7726918 nolu, 30/08/2015 tanzim tarihli ve 30.000,00 Türk lirası toplamda 60.000,00 Türk lirası tutarında iki adet çeki şüphelinin sahibi olduğu şirkete vermesini müteakip, tarafına 13.996,49 Türk lirası tutarında mal tesliminin gerçekleştirildiği ancak, kalan 46.003,53 Türk lirası tutarında ise mal tesliminin yapılmadığı, bu halde anılan çeklerin 46.003,53 Türk lirası tutarı bakımından karşılıksız olmasına rağmen, söz konusu çeklere ilişkin şüpheli tarafından müşteki şirket aleyhine icra takibi başlatılarak tahsilat yapıldığı, böylelikle bedelsiz senetlerin kullanma suçunun işlendiğinin iddia edildiği somut olayda, Cumhuriyet Başsavcılığınca olayın hukuki ihtilaf olduğundan bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; öncelikle şüphelinin ifadesine başvurulması, bahsedilen çeklere ilişkin şüpheli tarafından müşteki şirket aleyhine yapılan Konya 4. İcra Müdürlüğünün 2017/8822 sayılı icra takip dosyası ile Ankara 20. İcra Müdürlüğünün 2017/18374 sayılı icra takip dosyaları ve taraflar arasında söz konusu çeklerden kaynaklanan borca itiraz konulu Ankara 9. İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/784 esasına kayıtlı dosyasının getirtilerek incelenmesi, gerektiğinde çek bedellerinin karşılıksız kalıp kalmadığının tespiti bakımından şüphelinin sahibi olduğu şirket ile müşteki şirket hesapları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılıp alınacak bilirkişi raporuna göre şüphelinin hukukî durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik soruşturmaya ve değerlendirmeye dayalı olarak verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın belirtilen gerekçelerle kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca Ankara 7. Sulh Ceza Hâkimliğinin 25/01/2018 tarihli ve 2018/602 değişik iş sayılı kararının bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Müşteki ile şüphelinin ticari ilişkilerinin bulunduğu ve bu kapsamda 2 adet toplam 60.000.00 TL bedelinde avans çekinin şüpheliye müşteki tarafından verildiği ve 46.003,53 TL lik kısmı için mal temin edilmediği halde, şüphelinin çekleri iade etmeyerek tamamı üzerinden icra takibi başlatıp bedelsiz kalan senedi kullandığı iddiası karşısında ; taraflar arasında menfi tespit davasının bulunması ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 24/03/1989 gün ve 1998/1 Esas, 1989/2 Karar sayılı içtihadı birlikte değerlendirildiğinde; suça konu çeklerin bedelsiz kaldığı ya da anlaşmaya aykırı olarak kullanıldığının müşteki tarafından yazılı delille ispatlanmasının zorunlu olması ve buna istinaden herhangi bir yazılı delil ibraz edilmemiş olması nedenleriyle itirazın reddi yönündeki kararda bir isabetsizlik görülmediğinden, Ankara 7. Sulh Ceza Hâkimliğinin 25/01/2018 tarihli ve 2018/602 değişik iş sayılı kararına yönelik yapılan kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 09/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.