2. Hukuk Dairesi 2015/17787 E. , 2016/11934 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi ve tedbir nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Mahkemece 26.03.2015 tarihli ara karar ile davacı kadın lehine dava tarihinden itibaren hükmedilen 250 tl tedbir nafakasının boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar devamına karar verilmesi gerekirken, karar tarihi itibari ile kaldırılması doğru görülmemiştir.
2-Dosya kapsamından davalı erkeğin davaya karşı cevap dilekçesi sunmadığı, tahkikat aşamasında davacı kadının sadakatsizliğini iddia edip, fotoğraf sunduğu, mahkemece davacı kadının sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği sabit kabul edilerek boşanmaya sebep olan olaylarda davacı kadının daha ağır kusurlu olduğu kanaatine varılarak davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadının tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. İddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi "başlıklı Hukuk Muhakemeleri Kanunu l41. Maddesi" (I) Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez. (2) İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır." şeklindedir.
Anılan maddenin gerekçesinde belirtildiği üzere: tarafların karşılıklı dilekçelerini verdikleri aşamada, herhangi bir sınırlamaya bağlı olmadan uyuşmazlığın genel çerçevesi içinde iddia ve savunmalarını değiştirebilecekleri kabul edilmiştir ....şüphesiz bu imkan, sadece cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçesi için söz konusudur. İkişer dilekçeden sonra, hangi ad altında olursa olsun verilecek dilekçeler, sınırlama ve yasak kapsamında kabul edilmelidir. Ön inceleme aşamasında, ancak karşı tarafın açık muvafakati (veya ön inceleme duruşmasına taraflardan birisinin mazeretsiz gelmemesi) durumunda iddia veya savunmaların genişletilmesi yahut değiştirilmesi kabul edilmiştir. ( YARGITAY Hukuk Genel Kurulu 20.04.2016 tarih, 2014/2-695 Esas 2016/522 karar saydı ilamı) Bu durumda; dava dilekçesinin davalıya 20.8.2014 tarihinde usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesinden sonra süresi içerisinde cevap dilekçesi verilmediğinden savunmanın dayanağı olarak süresinde ileri sürülen bir delil (HMK. m. 129/1-e) bulunmadığından yerel mahkemenin davalıya delil göstermesi için süre vermesine yasal olarak imkân bulunmadığının kabulü gerekir.
Hal böyle olunca: süresinde cevap dilekçesi vermeyerek delillerini bildirmeyen davalı tarafın iddia ve savunmaları dikkate alınarak davacı kadına kusur yüklenmesi doğru görülmemiştir. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebep olan olaylarda eşine şiddet uygulayan hakaret eden, psikolojik baskı yapan, eşinin ilk evliliğinden olan çocuğunu istemeyip, şiddet uygulayan davalı erkek tam kusurlu olup, davacı kadın yararına Türk Medeni Kanununun 174/1-2. ve 175 maddeleri koşulları oluşmuştur. Hal böyle iken mahkemece davacı kadının ağır kusurlu kabul edilmesi ve bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davacı kadının maddi- manevi tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. ve 2. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.20.06.2016 (Pzt.)