Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/6679
Karar No: 2019/14288
Karar Tarihi: 05.12.2019

Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2019/6679 Esas 2019/14288 Karar Sayılı İlamı

15. Ceza Dairesi         2019/6679 E.  ,  2019/14288 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
    HÜKÜM : Uyarlama yargılaması yapılarak, hükümlünün TCK"nın 155/2 ve 53. maddeleri uyarınca mahkumiyeti

    Hükümlü hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan verilen mahkumiyet hükmünün kesinleşmesinden sonra yapılan uyarlama yargılaması sonucunda verilen hüküm, hükümlü müdafisi tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
    Hükümlünün, olay tarihi itibari ile İzmir Barosuna kayıtlı serbest avukat olarak görev yaptığı, suç tarihinde Bornova 1. İcra Müdürlüğü"nün 2001/4158 Esas sayılı takip dosyasında alacaklı taraf olarak bulunan müştekilerin vekili sıfatıyla, borçlular ... Cam San. Tic. Ltd. Şirketi ile ..., ... ve ... aleyhlerine kira alacağı nedeniyle yapmış olduğu takip sırasında, dosya borçlularından almış olduğu iki adet çekin bedeli olan toplam 3.000 TL parayı haricen aldığı halde müştekilere ödemeyerek uhdesinde tuttuğu, bu surette hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği iddia edilen olayda;
    Hükümlü hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan yapılan yargılama sonunda, 765 sayılı TCK"nın 510. ve 522/1. maddeleri uyarınca neticede 1 yıl 2 ay hapis cezası verilerek, sabıkasız olması nedeniyle 647 sayılı Yasa"nın 6. ve TCK 94. maddeleri uyarınca cezasının ertelenmesine karar verildiği; sanığın yokluğunda verilen hüküm usulüne uygun tebliğ edildiği, hükümlünün temyiz süresi geçtikten sonra 11.02.2005 tarihinde kararı temyiz ettiği; ancak söz konusu talebin mahkemenin 23.03.2005 tarihli ek kararı ile süre yönünden reddedildiği; bu ek kararın hükümlüye tebliğ edilmesine rağmen karar temyiz edilmediğinden ek kararın 02.02.2005 tarihinde kesinleştiği, daha sonra hükümlünün denetim süresi içinde yeni bir suç işlediği İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 22.07.2014 tarihli ihbar yazısı ile bildirildiğinden, 647 sayılı Yasa"nın 6. maddesi uyarınca ertelemenin geri alınıp alınmayacağı konusunda bildirim yapıldığı; bunun üzerine Mahkemece 01.09.2014 tarihli ek kararla hükümlü ..."ın 647 sayılı Yasa"nın 6. maddesi uyarınca ertelenen 1 yıl 2 ay hapis cezasının ertelemesinin geri alınmasına; söz konusu mahkumiyetin aynen infazına karar verildiği, yapılan itiraz üzerine kararın İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2014/1222 Değ. İş sayılı kararı ile reddedilmek suretiyle kesinleştiği, bu kez hükümlü müdafiince 5237 sayılı TCK"nın yürürlüğe girmesi üzerine uyarlama talebinde bulunulduğu, mahkemenin duruşma açılarak yapmış olduğu uyarlama yargılaması sonucunda; 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK"nın somut olaya uygulanmasından sonra, 5237 sayılı TCK"nın hükümlü lehine olduğu şeklindeki kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Yapılan uyarlama yargılamasına, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, hükümlü müdafisinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    5271 sayılı CMK’nın 253 ve 254. maddelerinde düzenlenen uzlaşma, sadece sanığa değil aynı zamanda ve öncelikle, mağdurun zedelenen hukukunun düzeltilmesine hizmet amacı gütmesi ve biçimi itibariyle bir ceza yargılaması müessesesi olsa da, fail ile devlet ilişkisini sona erdirmesi bakımından maddi ceza hukukunu da ilgilendirmesi nedeniyle karma bir hukuki niteliğe haiz olduğundan, uzlaşma hükümlerinin yalnızca yürürlüğe girdikleri sıradaki işlem ve olaylar bakımından değil, TCK’nın 7/2. maddesi gözetilerek, sanık lehine olması halinde kesinleşmiş, infaz edilmekte ve hatta infaz edilmiş hükümlere de uygulanabileceği, nitekim, 5271 sayılı CMK’nın 253/4. maddesi gereğince kabul edip etmemekte tarafların iradesi esas alındığından ve aynı Kanun"un 254/2. maddesinde, mahkeme, uzlaşma sonucunda sanığın edimini def’aten yerine getirmesi halinde, davanın düşmesine; edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arz etmesi halinde ise, sanık hakkında, 231’inci maddedeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verileceğinin hükme bağlanmış olması nedeniyle, infaz edilen hükümlerde uzlaştırma yoluna gidilip de düşme kararı verildiğinde, 5352 sayılı Kanun’da belirtilen şartlara bakılmaksızın hüküm adli sicil ve arşiv kaydından silineceğinden, mahkumiyete bağlı bazı hak yoksunluklarına maruz kalmayacağı gibi başka bir eylemine ilişkin dosyasının bulunması halinde, tekerrür, hükmün açıklanmasının geri bırakılması, seçenek yaptırımlara çevirme veya erteleme gibi hükümlerin hakkında uygulanıp uygulanmayacağına etkisi olabileceği, öte yandan bu durumun iş ve özel hayatını da doğrudan etkileyeceği, aynı şekilde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair hükmün de sanığın lehine olacağı, bu itibarla infaz edilmiş hükümlerde uzlaştırma kurumunun uygulanmasının, failin aleyhine sonuç doğurmayacağı, Yargıtay CGK’nın 03.02.2009 gün ve 2008/250-2009/13 ile 17.02.2009 tarih ve 2009/36-35 sayılı ilamlarında da, 5637 sayılı Kanun’un 7. maddesinde tanımlanan lehe yasanın geçmişe yürümesi ilkesi uyarınca, uzlaştırmaya göre daha aleyhe sonuçlar doğuran hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümlerin dahi şartlarının oluşması halinde infaz edilmiş ilamlarda da uygulanabileceğinin belirtilmiş olması karşısında; somut olayda, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan verilen mahkumiyet hükmünün kesinleşmesinden sonra 24/10/2019 tarih ve 30928 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince, uzlaşma kapsamına alınan hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan dolayı, uzlaştırma işlemleri için gereği yapılarak sonucuna göre hükümlünün hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Bozmayı gerektirmiş, hükümlü müdafisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi