Abaküs Yazılım
7. Daire
Esas No: 1995/859
Karar No: 1996/1097
Karar Tarihi: 20.03.1996

Danıştay 7. Daire 1995/859 Esas 1996/1097 Karar Sayılı İlamı

Daire : YEDİNCİ DAİRE
Karar Yılı : 1996
Karar No : 1097
Esas Yılı : 1995
Esas No : 859
Karar Tarihi : 20/03/996
TARHİYAT ÖNCESİ UZLAŞILAN ANCAK UZLAŞMA TUTANAĞININ İMZALANDIĞI TARİHTEN ÖNCE ÖDENEN YERGİLERE ÖDENDİĞİ TARİHTEN SONRA GEÇEN SÜRELER İÇİN VUK'NUN 112.MADDESİ UYARINCA GECİKME FAİZİ ALINAMAYACAĞI HK.
Davacı banka adına 1989 yılının Aralık dönemi için kaçakçılık cezalı olarak tarh edilen ve uzlaşma yoluyla ödenen banka ve sigorta muameleleri vergisine, normal vadesi ile uzlaşma tutanağının imzalandığı tarih arasında uygulanan gecikme faizinin kaldırılması istemiyle açılan davayı; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3239 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 112. maddesinin 3. bendinin (b) fıkrasının 3. pragrafında, uzlaşılan vergilerde gecikme faizinin, uzlaşılan vergi miktarına, (a) fıkrasında belirtilen tarihten itibaren uzlaşma tutanağının imzalandığı tarihe kadar geçen süre için uygulanacağı, (a) fıkrasında da, dava konusu yapılmaksızın kesinleşen vergilere, kendi vergi kanunlarında belirtilen ve tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren son yapılan tarhiyatın tahakkuk tarihine kadar geçen süreler için 6183 sayılı Kanuna göre tespit edilen gecikme zammı oranında gecikme faizi uygulanacağının belirtildiği, olayda, davacı bankanın ilgili dönem hesaplarının incelenmesi sonucu tespit edilen matrah farkı üzerinden yapılan cezalı tarhiyat nedeniyle uzlaşmaya varıldığı anlaşılmakla, verginin normal vade tarihi ile uzlaşma tutanağının imzalandığı tarih arasında geçen süre için, yukarıda belirtilen kanun hükmü uyarınca, davacı kurum adına gecikme faizi hesaplanarak tahakkuk fişiyle istenilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle reddeden ... Vergi Mahkemesinin ... sayılı kararının banka ve sigorta muameleleri vergisinin geç de olsa uzlaşma tarihinden çok önce yatırıldığı, bu nedenle vergi aslının uzlaşma kapsamında olduğunun kabul edilemeyeceği, uzlaşmanın yalnızca kusur ve özel usulsüzlük cezaları ile sınırlı olduğu, bu durumda ise, Vergi Usul Kanununun 112. maddesinin ilgili hükmü uyarınca verginin normal vadesi ile uzlaşma tutanağının imzalandığı tarih arasında geçen süre için gecikme faizi hesaplanmasının kanuna aykırı olduğu, verginin geç tahakkuk ettirildiğinin bir an için kabulü halinde ise, gecikme faizinin, verginin normal vadesi ile tahakkuk ettirildiği tarih arasında geçen süre için uygulanması gerektiği ileri sürülerek bozulması ve duruşma yapılması istenilmektedir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3239 sayılı Kanunun 8. maddesi ile değişik 112. maddesinin 3 numaralı bendinin (a) fıkrasında, ikmalen, resen veya iaderece yapılan tarhiyatlarda, dava konusu yapılmaksızın kesinleşen vergilere, kendi vergi kanunlarında belirtilen ve tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren, son yapılan tarhiyatın tahakkuk tarihine kadar; (b) fıkrasının birinci paragrafında, dava konusu yapılan vergilerin ödeme yapılmamış kısmına, kendi vergi kanunlarında belirtilen ve tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren, yargı organı kararının tebliğ tarihine kadar geçen süreler için, 6183 sayılı Kanuna göre tespit edilen gecikme zammı oranında gecikme faizi uygulanacağı, aynı fıkranın üçüncü paragrafında da, uzlaşılan vergilerde gecikme faizinin uzlaşılan vergi miktarlarına, (a) fıkrasında belirtilen tarihten itibaren uzlaşma tutanağının imzalandığı tarihe kadar geçen süre için uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Yukarıda yer alan madde hükmü ile, kendi kanunlarında belirtilen sürelerde tahakkuk ettirilmeyip, sonradan ikmalen, resen veya idarece tarh edilen vergilerin ödenmesindeki gecikmenin önlenmesi ve bu süre içindeki gelir kaybının telafisi amaçlanmıştır. Nitekim, ikmalen, resen veya idarece yapılan tarhiyatlarda gecikme faizi uygulanacağını öngören 3239 sayılı Kanunun 8. maddesinin gerekçesinde, devlet alacağının ödenmesindeki gecikmeler ile zamanında beyan edilmemek ve ödenmemek suretiyle haksız olarak devlet parasını uzun süre kullanan ve bu suretle menfaat sağlayan mükellefin mükafatlandırılmasının önlenmesi, öte yandan, devlet parasını haksız olarak kullanmak suretiyle kazanç temin eden mükelleften sözü edilen paranın kullanma karşılığının alınması, gecikme faizinin uygulanmasını gerektiren sebepler olarak sayılmıştır.
Madde gerekçesinde belirtilen amaca uygun olarak, 3. bendin (b) fıkrasının 1. paragrafında, dava konusu yapılan vergilerin ödeme yapılmamış kısmına gecikme faizi uygulanacağı esası benimsenmiştir. Aynı fıkranın 3. paragrafında, uzlaşılan vergilerde gecikme faizi uygulanma esasları belirlenirken, uzlaşma tutanağının imzalandığı tarihe kadar ödeme yapılıp yapılmamasına göre bir ayrıma gidilmemiş ise de, gecikme faizi getirilmesindeki amaç ile madde gerekçesinin birlikte değerlendirilmesinden, gecikme faizinin, madde hükmündeki haliyle, uzlaşmaya konu edilen, ancak uzlaşma tutanağının imzalandığı tarihe kadar ödenmeyen vergilere uygulanacağının kabulü gerekir.
Olayda, davacı bankanın, Başbakanlık Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı İdaresi Başkanlığına kullandırdığı sendikasyon kredisi nedeniyle düzenlenen kredi sözleşmesi ile, faiz tahakkuk dönemlerinin altışar aylık dönemler olarak belirlendiği, buna göre de, 30.6.1989-30.12.1989 tahakkuk dönemi için 30.12.1989 tarihinde faiz tahakkuk ettirilmesi gerekirken, krediye ait dövizlerin yurt dışından geldiği 5.4.1990 tarihinde faiz tahakkuk ettirilerek buna ilişkin banka ve sigorta muameleleri vergisinin 1990 yılının Nisan dönemine ait beyannamede beyan edildiği ve ödendiği hususlarının tespiti üzerine, davacı banka adına kusur cezalı ikmalen tarhiyat yapıldığı, tarh edilen vergi ve cezanın 13.1.1994 tarihli uzlaşma tutanağı ile uzlaşılarak ödendiği, söz konusu verginin normal vade tarihi ile uzlaşma tutanağının imzalandığı tarih arasında geçen süre için gecikme faizi hesaplanarak davacı bankaya tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, gecikme faizinin uygulanma esaslarına ilişkin yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalar dikkate alındığında, 1990 yılının Nisan döneminde beyan edilerek ödenen vergiye, ödeme tarihinden itibaren gecikme faizi uygulanması mümkün olamayacağından, davanın yazılı gerekçeyle reddi yolundaki mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne, mahkeme kararının bozulmasına karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi