23. Hukuk Dairesi 2013/829 E. , 2013/1810 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili kooperatifin ortağı olan davalının birikmiş ....815,00 TL aidat ve ....205,00 TL gecikme faizi borcunu ödemediğini, tahsili için başlatılan ... takibine haksız itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile % 40 ... inkâr tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacı kooperatif yönetim kurulu üyeliği yaptığı döneme ilişkin huzur hakkı alacağı bulunduğunu savunarak, davanın reddini ve % 40 kötüniyet tazminatının davacıdan tahsilini istemiştir.
Mahkemece, davalının huzur hakkı alacağı, aidat borcuna mahsup edildiğinde davacının aidat alacağının kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen kararın, eksik inceleme gerekçesiyle davacı yararına bozulması üzerine uyulan bozma ilamı ve dosya kapsamına göre; davalının ortağı bulunduğu davacı kooperatife takip tarihi itibariyle ....740,00 TL aidat ve ....055,00 TL gecikme faizi borcu bulunduğu gerekçesiyle, bu miktarlar üzerinden davanın kısmen kabulü ile takibe vaki itirazın iptaline ve takibin devamına, davacının ... inkar tazminatı isteğinin alacak likit olmadığı, davalının kötüniyet tazminatı isteğinin ise, davacının takibinde haksız ve kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
...) Davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden;
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
...)Davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Dava aidat alacağının tahsili için başlatılan ... takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, ... .... Hukuk Dairesi"nin 08.....2009 tarih, 2008/6390 E, 2009/8473 K sayılı ilamına uyulmuş ise de, kısmen gerekleri yerine getirilmemiştir. Bozma ilamında belirtilen ve eksik olduğu açıklanan belgelerin bir kısmı getirtilmeden bilirkişiden rapor alınmıştır. Bu durumda, mahkemece, davacı kooperatifin defter, kayıt ve belgeleri, bilanço, gelir-gider ve hesap cetvelleri ile bozma ilamında belirtilen belgelerin tamamı öncelikle davacı kooperatiften istenerek, temin edilememesi halinde anasözleşmenin 41. maddesi uyarınca Çevre ve Şehircilik ... İl Müdürlüğü"nden getirilip kooperatif konusunda uzman bir bilirkişi aracılığıyla bu belgeler ve varsa makbuz dip koçanları, bordrolar ve kasa hareketleri üzerinde inceleme yaptırılarak ve ayrıca başka dönemlerde yöneticilere ne şekilde ödeme yapıldığı da araştırılıp, defter ve belgelerin kendi gözetim ve denetiminde tutulması gerektiği olgusu nazara alındığında, kooperatif kayıtlarının davalı yönetici lehine sonuç doğurmayacağının ilke olarak kabulü gerektiği de dikkate alınarak rapor alınması, yine davalının savunmasında belirttiği diğer yöneticilerle ilgili dava dosyaları da getirtilip, davalının
huzur hakkı alacağının olup olmadığı varsa miktarı üzerinde yeterince durulması ve değerlendirilmesi ile oluşacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Öte yandan; mahkemece karar verildikten sonra temyiz aşamasında; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu yürürlüğe girmiş olup, Türk Borçlar Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 sayılı Kanunu"nun .... maddesinde aynen "Türk Borçlar Kanunu"nun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76"ncı, faize ilişkin 88"nci, temerrüt faizine ilişkin 120"nci ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138"nci maddesi görülmekte olan davalarda da uygulanır. " hükmüne yer verilmiştir.
6098 sayılı TBK"nın 88. maddesinin "Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranını yüzde elli fazlasını aşamaz." hükmünü içermesinin yanı sıra, temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinde de aynen; "Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur." düzenlemesine yer verilmiştir.
Kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranının anılan yasal düzenlemedeki yerine gelince; para borçları açısından borçlu temerrüdüne bağlanan sonuçlardan birisi, temerrüt faizi ödeme yükümlülüğüdür. Temerrüt faizi borçlunun para borcunu zamanında ödememesi ve temerrüde düşmesi üzerine kanun gereği kendiliğinden işlemeye başlayan ve temerrüdün devamı müddetince varlığını sürdüren bir karşılık olması itibariyle, zamanında ifa etmeme olgusuyla doğrudan bir bağlantı içindedir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 42. maddesine göre genel kurul bütün üyeleri temsil eden en yetkili organ olup, kanun veya anasözleşme ile genel kurula tanınmış olan konular hakkında karar verme yetkisini haizdir. Konut Yapı Kooperatifi Tip Anasözleşmesi"nin .../.... maddesinin .... bendi uyarınca ortaklardan tahsil edilecek taksit miktar ve ödeme şartları ile gecikme halinde uygulanacak esasları tespit etmek genel kurulun yetkisi dahilindedir.
Genel kurulca, ödeme günü belirlenerek, (belirlenmemişse ayın sonu ödeme günü olup) aidatın veya şerefiye bedelinin süresinde ödenmesine, süresinde ödenmemesi halinde ise temerrüt faizi uygulanmasına ilişkin alınan kararın kesinleşmesi halinde, bu kararın tüm ortakları bağlayacağı açıktır. Genel kurul kararları, üyeler ile kooperatif arasında yapılmış bir sözleşme niteliğinde olup, kooperatif ve üyeler arasında ayrıca faiz oranları ile ilgili sözleşme yapılmasına gerek yoktur. Ayrıca genel kurullarca kararlaştırılan faiz oranları daha sonraki yıllarda değiştirilmediği ve iptal edilmediği sürece genel kurula katılmasa dahi tüm üyeleri bağlar. Bu durumda, genel kurulun belirlediği tarih, 818 sayılı BK"nın 101/.... ( 6098 sayılı TBK"nın 117.) maddesi hükmü karşısında, kesin vade olup, üyenin bir ihtarla ayrıca temerrüde düşürülmesine gerek kalmadan, borcun ifasının istenebileceği kuşkusuzdur. Anapara faizi ise, borçlunun henüz temerrüde düşmeden ödemesi gereken sözleşmeyle kararlaştırılan faizdir. Bu durumda, kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranı, TBK"nın 88. maddesinde düzenlenen anapara faizi olmayıp, 120. maddede düzenlenen temerrüt faizine ilişkindir. Kooperatif ile üyesi arasında ticari ilişki bulunmadığından yasal oranda temerrüt faizi uygulanmalıdır. 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun"un .../.... maddesi gereğince, bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için .... maddede belirlenen yasal faiz oranına göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur. Maddenin açık ifadesinden de anlaşılacağı üzere temerrüt faizinin, yasal faiz oranından fazla alınması taraflarca kararlaştırılabilir.
Anılan maddeler birlikte değerlendirildiğinde kooperatif genel kurulunca belirlenen aidatların ödenmesinde gecikme durumunda alınacak temerrüt faizinin yasal temerrüt faiz oranından daha fazla miktarda kararlaştırılabileceği anlamı çıkmaktadır. Ancak taraflar, uygulanacak temerrüt faizi oranını belirlerken, yukarıdaki paragrafta belirtilen 6098 sayılı TBK’nın 120/.... maddesinde öngörülmüş olan sınırlamayı dikkate almak zorundadır.
Somut olayda, davalıdan istenen aidat miktarı genel kurul kararları ile belirlendiğinden ve genel kurul kararları da sözleşme niteliğinde olduğundan davalı ortaktan aidat borcunu geç ödemesinden dolayı istenebilecek azami faiz oranı TBK"nın 120/.... maddesinde düzenlenmiş yılık temerrüt faiz oranı olup, davacı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranı, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun"un .../.... maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacaktır.
Diğer yandan, mahkemece bozma ilamına uyulmasından sonra geçmişe etkili yeni bir kanunun yürürlüğe girmesi halinde, bozma ilamına uyulmakla oluşan usuli kazanılmış hak, hukuki değer taşımayacaktır. (09.05.1960 gün ve .../... sayılı YİBK ile YHGK"nın 07.03.2012 tarih ve 2011/...-799 E, 2012/128 K. sayılı ilamı bu yöndedir.)
Bu durumda, mahkemece, karar tarihinden sonra yürürlüğe giren anılan yasal düzenleme bu açıklamalar çerçevesinde somut olay bakımından değerlendirilerek, işlemiş temerrüt faizi oranı ve miktarı ile işleyecek temerrüt faiz oranı bakımından gerektiğinde bilirkişiden denetime elverişli bir rapor alınmak ve sonucuna göre bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
Bir diğer yandan; 818 sayılı BK’nın 104/ son (6098 sayılı TBK"nın 121/son) maddesi uyarınca, gecikme faizine faiz yürütülmesi mümkün değildir. Mahkemece, asıl alacak ve işlemiş faiz tutarı toplamı üzerinden takibin devamına karar verilmek suretiyle, takip talebinde yer alan temerrüt faizine ilişkin asıl alacağa tekrar faiz yürütülmesi isteği de kabul edilmiş olduğundan, açıklanan madde hükmü bu şekilde ihlal edilmiş olmaktadır. Mahkeme kararının bu nedenle de davalı yararına bozulması gerekmiştir
...)Kabule göre de; davalı ortak yönünden genel kurul kararları ile belirlenen aidat miktarı ve gecikme faizi oranları, genel kurul kararına dayanmakta olup, genel kurul kararlarının katılsın ya da katılmasın ortaklara ayrıca tebliğinin gerekmediği, toplantıya katılmayan üyeler için de bağlayıcı olduğu, kesinleşmiş olması ve yok hükmünde olmaması halinde bu kararın alacağın dayanağı durumunda olduğu hususları gözetildiğinde; miktarı önceden bilinebilir, hesap edilebilir, belirlenebilir yani likit alacak niteliğinde olduğu kuşkusuzdur. Mahkemece, dava konusu alacağın likit nitelikte olduğu gözetilerek, İİK"nın 67/.... maddesi uyarınca davalı borçlunun itirazında haksızlığına karar verilen tutar üzerinden ... inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde yanılgılı gerekçe ile reddine karar verilmesi de doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (...) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (...) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, davacıdan alınması gereken harç peşin alındığınan yeniden harç alınmasına yer olmadığına, davalının peşin alınan harcının istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren ... gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, ....03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.