Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1213
Karar No: 2020/313
Karar Tarihi: 13.01.2020

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2019/1213 Esas 2020/313 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2019/1213 E.  ,  2020/313 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 04/11/2010 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05/12/2018 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili ve davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    _ K A R A R _

    Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
    Davacılar maliki oldukları 484 parsel (yeni 108 ada 13 parsel) ile 488 parsel (yeni 109 ada 28 parsel) sayılı taşınmazlar yararına, davalılar adına kayıtlı taşınmazlar üzerinden geçit hakkı kurulmasını talep etmiştir.
    Bir kısım davalılar, davanın reddini savunmuş, bir kısım davalılar ise davacıların taşınmazları lehine geçit hakkı kurulmasına bir itirazlarının olmadığını beyan etmişlerdir.
    Mahkemece, davanın bir kısım davalılar yönünden reddine, bir kısım davalılar yönünden kabulü ile davacılara ait taşınmazlar lehine geçit hakkı kurulmasına karar verilmiş, kararın bir kısım davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 29.09.2014 tarihli 2014/5784 Esas, 10674 Karar sayılı ilamıyla "...mahkemece birbirleriyle çelişen 22.08.2011 tarihli bilirkişi raporu ile 14.05.2013 tarihli bilirkişi raporu arasındaki çelişki giderilmeden bu raporların kararın eki sayılması suretiyle infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı..." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda; mahkemece, 21.04.2015 ve 27.11.2015 tarihli bilirkişi raporlarına göre kanal ve servis yolu niteliğindeki 108 ada 14 parsel ve 104 ada 2 parsel ile ... adına kayıtlı 108 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde geçit hakkı kurulmasına dair verilen hükmün davalı Hazine vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 15.02.2017 tarihli 2016/8088 Esas, 2017/1114 Karar sayılı ilamıyla "...... Genel Müdürlüğünden alınan yazı cevabına göre kanal ve servis yolundan geçit kurulmasının mümkün olmadığı bildirilmiştir. Bu durumda mahkemece, dava konusu taşınmazlar yararına geçit tesisi için en uygun güzergah tespit edilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kanal ve servis yolu niteliğindeki taşınmazlar üzerinden geçit hakkı kurulmasına karar verilmesinin doğru görülmediği..." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece, bozma sonrası yapılan yargılama sonunda; 108 ada 13 parsel lehine 108 ada 10 ve 12 parseller üzerinde, 109 ada 28 parsel lehine 104 ada 7 ve 9 parseller üzerinde geçit kurulmasına karar verilmiştir.
    Hükmü, davacılar vekili ile bir kısım davalılar vekili temyiz etmişlerdir.
    Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine "Mutlak geçit ihtiyacı" veya "Geçit yoksunluğu", ikincisine de "Nispi geçit ihtiyacı" ya da "Geçit yetersizliği" denilmektedir.
    Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
    Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nin 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
    Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
    Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
    Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
    Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılması da gerekebilir.
    Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 ve 1012. maddesi ile yeni Tapu Sicil Tüzüğünün "İrtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili" başlıklı 30. maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmelidir.
    Somut olaya gelince; aleyhine geçit hakkı tesis edilen 104 ada 7 parsel sayılı taşınmazın paydaşlarından ..."in, bir kısım davalılar vekilinin temyiz dilekçesi ekinde sunulan Bafra Sulh Hukuk Mahkemesinin 10.07.2018 tarihli, 2018/975-942 Esas ve Karar sayılı mirasçılık belgesine göre 25.06.2018 tarihinde öldüğü, ..., ..., ..., ..., ..., ..."ın ... mirasçıları olduğu, anılan mirasçıların davaya dahil edilmeksizin işin esası hakkında karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Bu durumda mahkemece, tapu kayıt maliki ..."in mirasçılarına 7201 sayılı Tebligat Kanunundaki düzenlemeler gözetilmek suretiyle dava dilekçesi usulune uygun şekilde tebliğ edilerek savunma ve delilleri toplandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmaksızın ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 27. maddesi uyarınca hukuki dinlenme hakkı ihlal edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekili ile bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.01.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi