17. Hukuk Dairesi 2014/21881 E. , 2017/4714 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 18/08/2007 tarihinde maliki ve sürücüsü ... olan... plakalı aracın..."ın kullandığı... plakalı araçla çarpışması sonucu ölümlü, yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, sigortalı araç sürücüsü ..."ın kırmızı ışıkta geçme kuralını ihlal ettiği için kusurlu bulunduğunu,... plakalı araç için ....... A.Ş."ye 28/03/2008 tarihinde 8.000 TL hasar tazminatı ile daimi sakat kalan ... için 06/01/2011 tarihinde kendisine 32.291,32 TL tazminat ödendiğini, ayrıca davalının kaza anında 83 promil alkollü olduğunu, davalıya karşı ... 10. ... Müdürlüğünün 2011/3539 esas sayılı dosyası ile ilamsız ... takibi yapıldığını, davalının borçlu olmadığını iddia ederek borca ve faize itiraz ettiğini, bu sebeplerle haksız ve dayanaksız itirazın iptali ile takibin devamına ve ... inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile ... 10. ... Dairesinin 2011/3536 takip numaralı dosyasında davalının itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava zorunlu mali sorumluluk ... ilişkisinden kaynaklanan rücu davasıdır.
2918 sayılı ....nun 48. maddesinde; alkollü içki alması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir. Karayolları Trafik Yönetmeliğinin "Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı" başlıklı 97. maddesinde alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra konu ile ilgili olan "b-2" bendinde "alkollü içki almış olarak kandaki alkol miktarına göre araç sürme yasağı kenar başlığı altında; alkollü içki almış olarak araç kullandığı tesbit edilen diğer araç sürücülerinden kandaki alkol miktarı 0.50 promil üstünde olanların araç kullanamayacakları açıklanmıştır.
Ayrıca Zorunlu Mali Mesuliyet Sorumluluk Genel Şartlarının B.4.d maddesinde; tazminatı gerektirin olay işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak kendilerine verilen kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa sigortacının ... ettirene rücu hakkı olduğu açıklanmıştır.
Bununla birlikte Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4.d maddesinin dayanağını teşkil eden ..."nun 48. Maddesinin 2. fıkrasındaki yönetmelik düzenlenmesine olanak tanıyan hükümde, yasaklama yetkisi yönetmeliğe bırakılmış olmadığından, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 97. maddesinde,yukarıda anılan yasa hükmü tekrarlandıktan ve mütakip, uyuşturucu veya keyif verici maddeler ile alkollü içkilerin oranlarının ne şekilde saptanacağı belirlendikten sonra, yasada yer alan hükmü dikkate almadan salt 0.50 promilin üstünde alınan alkol miktarına göre araç kullanma yasayağı getirilmesinin yasal dayanağı bulunmadığından geçersiz bulunmaktadır. Geçersiz yönetmelik hükümlerinin yasaya aykırı bir şekilde genel şart olarak kabülü de mümkün değildir.
O halde, hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü TTK"nun 1281. maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir.
..."ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurlarında olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin saptanması durumunda, oluşan hasarın poliçe teminatı dışında kalacağından davanın reddine aksi halinde kabulüne karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir. (Bkz.YHGK 23.10.2002 gün ve ... YHGK 7.4.2004 gün ve ...; YHGK 2.3.2005 gün ve...; YHGK 14.12.2005 gün...sayılı ilamları)
Somut olayda; kazanın münhasıran alkol etkisi ile gerçekleşip gerçekleşmediğine ilişkin nöroloji uzmanından rapor alınmış ise de; raporun içeriğinde "doğrudan etkileyeceği" kanaatinde olduğunu belirtmiş; ancak, davalının almış olduğu alkol miktarının kazanın oluşmasında münhasıran etkili olup olmadığı konusunda net bir ifade kullanılmamıştır. Buna göre; bilirkişiden ek rapor alınarak kazanın meydana gelmesinde davalının almış olduğu alkolün münhasıran etkili olup olmadığı belirlenerek hüküm verilmesi gerekirken, rapor içeriği yeterli olmayan bilirkişi raporuna göre hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 27/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.