17. Hukuk Dairesi 2014/23587 E. , 2017/4708 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı ... şirketi vekili; 17.11.2010 günü meydana gelen ve müvekkil şirkete ... ile sigortalı olan, davalının sigortalısı olduğu aracın yaptığı tek taraflı kazada araç içinde bulunan ve ölen ... mirasçılarına müvekkili şirket tarafından toplam 8.941,71 TL ödendiğini, karacın keyif verici maddeler alınmış iken kullanılması nedeniyle davalının araç maliki sıfatıyla sorumluluğu olduğunu, rücu hakkı olduğunu belirterek, Zorunlu Trafik Poliçesi Genel Şartları 4/d maddesi uyarınca,fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 8.900 TL"nin bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan rücuen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, görevsizlik kararının usulüne aykırı kesinleştirildiğini, müvekkilinin kazada kusuru bulunmadığını, aracı kullanan kişinin beli olmadığını, kazanın havanın yağmurlu, zeminin ıslak olması ve aracın hızlı olmasından kaynaklandığını, tespit edilmeyen sürücünün keyif verici madde kullanmasından kaynaklandığına dair delil olmadığını, davacının rücu hakkı bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın talep gibi kabulü ile 8.900, 00 TL"nin ödeme tarihi olan 18.11.2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan rücuen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava zorunlu mali sorumluluk ... ilişkisinden kaynaklanan rücuen tazminat davasıdır.
2918 sayılı ..."nun 48. maddesinde; alkollü içki alması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir.
Karayolları Trafik Yönetmeliğinin "Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı" başlıklı 97/1. maddesinde; alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra bu konu ile ilgili olan "b-2" bendinde; alkollü içki almış olarak araç kullandığı tesbit edilen diğer araç sürücülerinden kandaki alkol miktarı 0.50 promil üstünde olanların araç kullanamayacakları belirtilmiştir.
Öte yandan, Zorunlu Mali Sorumluluk Sorumluluk Genel Şartlarının B.4.d maddesinde; tazminatı gerektirin olay işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak kendilerine verilen kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa sigortacının ... ettirene rücu hakkı olduğu açıklanmıştır.
Bununla birlikte, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4.d maddesinin dayanağını teşkil eden ..."nun 48. maddesinin yasaklamayı düzenleyen ilk fıkrasında, alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli araç sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmeleri yasaklanmış olup, aynı maddenin 2. fıkrasındaki yönetmelik düzenlenmesine olanak tanıyan hükümde, yasaklama yetkisi yönetmeliğe bırakılmış olmadığından, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 97. maddesinde, yukarıda anılan yasa hükmü tekrarlandıktan ve mütakip, uyuşturucu veya keyif verici maddeler ile alkollü içkilerin oranlarının ne şekilde saptanacağı belirlendikten sonra, yasada yer alan hükmü dikkate almadan salt 0.50 promilin üstünde alınan alkol miktarına göre araç kullanma yasağı getirilmesinin yasal dayanağı bulunmadığından geçersiz bulunmaktadır. Geçersiz yönetmelik hükümlerinin yasaya aykırı bir şekilde genel şart olarak kabülü de mümkün değildir.
O halde, hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün/keyif verici maddenin etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, sürücünün alkollü olması ya da uyuşturucu madde almış olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü TTK"nun 1281. maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir.
..."ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün/keyif verici maddenin doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol/ keyif verici madde dışında başka unsurlarında olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin belirlenmesi durumunda, oluşan hasarın poliçe teminatı dışında kalacağından davanın kabulüne aksi halinde reddine karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir. (YHGK 23.10.2002 gün ve...; YHGK 7.4.2004 gün ve...; YHGK 2.3.2005 gün ve ...; YHGK 14.12.2005 gün ...sayılı ilamları)
Somut olayda, araç sürücüsü olduğu kabul edilen ve kazada vefat eden ..."ın otopsi raporunda kan ve idrarında esrar maddesine rastlandığı belirtilmiştir. Ancak Mahkemece, kazanın salt uyuşturucu/ keyif verici maddenin trafik kazasına etkisi olup olmadığı araştırılmadan 24.01.2014 tarihli kusur ve hasara ilişkin heyet raporuna göre karar verilmiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Bu durumda Mahkemece; İTÜ veya Karayolları Trafik Fen heyeti gibi kuruluşlardan seçilecek trafik uzmanı ile nöroloji uzman doktorundan oluşturulacak bilirkişi kurulundan inceleme yaptırılarak, olayın meydana geliş şekli, yol ve hava durumu nazara alınarak trafik kazasının münhasıran keyif verici maddenin etkisi altında meydana gelip gelmediği, alkolden başka etkilerinde bulunup bulunmadğı konularında ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 27.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.